YURTTA OLUP BİTENLER Bir geniş çapta Merkez Bankası aklarından faydalanmışlardır. 1963 Yılı Programının tatbiki sı- rada karşılaşılan en büyük sürpri- dış ticaret sahasındaki gelişmeler etmiştir. Uygulama sırasında ihracat ve gerekse ithalâtın tahminleri aşmış, programdaki zamlarda bir revizyona gidilerek sat limiti 348 milyon dolardan milyon dolara, ithalât limiti ise milyon dolardan 632 milyon do- yükseltilmiştir. Pamuk —11 milyon 900 bin dolar—, portakal ve man ta 700 bin dolan —, zeytinyağı -6 gösteren başlıca ihraç mallârı- teşkil etmektedir. Buna karşılık krom-, kuru üzüm, kuru incir, ,yün, mercimek, canlı sığır ve ihracatında geçen yıla nisbetle olsa bir düşüş görülmektedir., ihracattaki artışın ise önemli bir Ereğli Demir ve Çelik Fabri- nın makine ve donatım ithalâtı ilgili bulunmaktadır. bin dolarlık ham petrol, 4 mil- 200 bin dolarlık demir ve çelik 3 milyon 900 bin dolarlık iç ve lâstik, 3 milyon 600 bin dolarlık makinesi, 3 milyon 400 bin lık inşaat aksamı ve parçası, ilyon 400 bin dolarlık motörlü va- 3 milyon dolarlık kamyon, 2 mil- 500 bin dolarlık kompoze gübre, milyon 400 bin dolarlık traktör kaksam, 1 milyon 500 bin do- plâstik ham maddesi, 1 milyon bin dolarlık ham deri, I milyon bin dolarlık sentetik elyaf ve milyon liralık ham kauçuk bu yıl edilen ve artış gösteren başlı- ithal mallarıdır. Eğitim Birdokun bin ah işit..." ni ders yılının yaklaşması o sebe- riyle son haftalarda adından en bahsedilen Hükümet üyesi, Milli im Bakanı İbrahim Öktem oldu. ilan 3 milyonu bulan öğrencisiyle Di a ida mahrum bulu- burak- -- A değildir — çözülmesi son derece çetin bir problem teşkil eden Eğitim dâvası. XIX. Yüzyıl Fran- sızlarından kalma bir sistemle eğitim reaksiyonunu yerine getirmeğe çaba- ların bir Orta Eğitim meselesi, kon- an yetersizliği sebebiyle her yıl yılarını binlere lise mezunu gen- yüzünekapatan üniversiteler Ök- AKİS/14 İbrahim Öktem Sıvalı kollar temi kara kara düşündürmektedir. Öktem, tükenmiyen bir enerjiyle, bir yandan kısa vadeli sathi tedbirlerle önümüzdeki des yılında hiç bir öğ- renciyi okulsuz bırakmamağa çalı- sırken, öte yandan da radikal hande- lere girişerek eğitime yeni bir ruh bir düzen, bir sistem getirmeğe çalış- maktadır. Bugünkü eğitim düzeninin o kısa bir panoraması çizilecek olursa, teş- kilâtın nasıl bir keşmekeş içinde bo- caladığı ve bakanlığın o karşıkarşıya bulunduğu dev problemler (o kolayca görülebilir. Bugün, 26 bin 590 ilkokul- da 53 bin 843'ü asıl, 2 bin 640'ı eğit- men, 5971'i vekil, 8 bin 79'u da yar- dımcı olmak Üzere 75 bin 567 öğret- men vazife görmekte ve daha 8 bin 764 öğretmene ihtiyaç bulunmakta- dır. Ortaokulların durumu da ilkokul- lardan pek farklı değildir. 1950'deki 40 bin olan lise ve ortaokul öğrenci sayısı 1963'te 108 bini bulmuş, fakat Özetine adedinde herhangi bir artış Yüksek ookullar (o ve de aynı sıkıntılarla şı karşıyadırlar. Her yıl bir Çiğ gibi üyüyen öğrenci adedine karşı aynı bina' ar ve öğretim üyesi kadroları muhafaza edilmiş, bu konuda gös- terilen tek faaliyet son derece ağır giriş imtihanları konulmasından iba- ret kalmıştır. İmamıstır. üniversiteler İşte Bakanlığı böyle bir keşmekeş içinde devralan Öktem, önce mesele lerin derinliğine inmeye çalışarak haf- talarca süren bir incelemeye girişti. İlgili genel müdürler ve uzmanlarla istişarelerde bulundu ve gördü ki mesele bir takım yuvarlak lâflar ve palyatif tedbirlerle (o savuşturulacak kadar basit değildir. Kesin hal çare- leri ve radikal hamleler, o sistemde reform şarttır. Çareler ,. Çareler.. B: noktadan hareket eden Öktem, önce İlk Öğretim meselesi üzerine eğildi. Bu konuda Müsteşar Nuri Ko- damanoğlu — Kodamanoğlu kısa bir süre önce Devlet Plânlama Teşkilâtın dan alınarak eğitim konularındaki ih- tisası sebebiyle Mili Eğitim Bakan- lığı Müsteşarlığına (o getirilmiştir — bir İlk Öğretim programı hazırladı. Önümüzdeki 10 yılı kapsayacak o- lan bu programa göre 7 ile 11 yaşla- rı arasındaki bütün çocuklar ilk öğ- retim imkânına kavuşabilecek ve ted- risat programlarında yapılacak de- gişikliklerle o öğrenciler köy realite rine uygun suretta yetiştirilecekler- dir. Orta Öğretimde alınan tedbirler de, tıpkı İlk Öğretimde olduğu gibi, daha çok uzun vadeli çalışmalara in- hisar etmektedir. Alman tedbirlerle Orta Öğretim sistemi XIX. Yüzyılın köhne burjuva sisteminden kurtarı- larak, Batı memleketlerinde olduğu gibi teknik alana kaydırılacak ve bu İşlem yapılırken hiç bir öğrenci- nin açıkta bırakılmam asına bilhassa dikkat edilecektir. Böylece onbeş yıl içinde, ortaokul ve liselerde öğrenim yapmakta olan öğrencilerin yüzde 65' inin teknik, yüzde 35'inin de genel öğretim yapan okullara kanalize e- dilmesi mümkün olabilecektir. Yüksek Öğretimde girişilen ham- lelerde ise parola tek bir cümle ile ifade edilmektedir: Kalite (odüşürül- meden kantitatif gelişmenin sağlan- ması! .. Yeni üniversiteler, yeni yetiştiri- lecek öğretim üyeleri — bu maksat- la 1963 yılında dış ülkelere doktora yapmak üzere 500 üniversite mezunu gönderilmiştir ove bu miktar önü- müzdeki beş yıl zarfında 3 bini bula- caktır —, öğrencilerin yaşama ve çalışma şartlarının ıslahı, bu tedbir- lerin uzun vadeli olanlarını: Üniver- site kontenjanlarının arttırılması şe- beke temini veya askerlik tecili için yüksek okullara devam eden gedikli öğrencilerin ayıklanması hususları ise palyatif olanlarını teşkil etmek- tedir. Bu tedbirler sayesinde (o önü-