urizmin Oekonomik kalkınmamız- da oynayacağı önemli rolün da- ha iyi anlaşılmıya başladığı bugün- lerde, komşularımızın bu atandaki çalışmalarına ve ulaştıkları sonuç lara bir göz atmakta fayda vardır. Bunun için de pek uzağa gitmiye lüzum yok. Dost ve komşu Yuna- nistan turizmde bize örnek olabile- Epidauros ve Bestivallerini takibetmek için gittiğimiz — Yunan Dışişleri Bakanlığının pek o nâzik daveti üzerine — ve iki hafta ka- lıp Atmada apaçık gördük. ir kere yunanlı dostlarımız "Tu- rist'in kim olduğunu memleketle- rine niçin geldiğini, ne istediğini çok iyi anlamışlar. Turist, çoğumu- zun sandığı gibi, zengin adam de- ğildir. Zenginler için dünyanın her yerinde, her zaman, her şey vardır. Ama akmıya başlayınca gittiği memleketi kalkındıran turist, ger- çek turist ortahalli dünya yurtta- şıdır. Yıllık kazancından ayırabil- diği belirli Mır parayı yanına ya dinlenmeğe, ya bilmediği, le yakın ilgisi olan eserleri veya ko- nuları yerinde incelemeğe gelen in- san-. Bu insanın gittiği memleket- lerde aradığı başlıca üç şey vardı:: kolaylık, rahatlık, ucuzlu Kolaylığın içine neler girmez ki.. Turistin yola çıktığı omemlekette kendisine gerekli bütün bilgileri ve- recek — gideceği omemleketin Turizm Bürolarından tutun da, ka- yemek yiyeceği lokantaya ve buralarda göreceği muameleye ka- dar her şey... Turist, gideceği mem- leketin her özelliği ohakkında en edinmek, gümrüklerde kaçakçı görmemek, indiği otellerde hoş tu- tulmak ister. Yunanlı komşularımızın her yer- de turizm büroları yok belki Ama hava yollarının her şubesini bir kü- çük turizm bürosu gibi işler hale getirmesini bilmişler. Epidauros Fes tivalinin hiçbir yerde bulamadığı- mız programından gene Olimpik havayollarının Ankara bürosundaki prospektüs. ve depliyanlardan fay- dalanarak haberdar olabildik ve bu sayede son temsile olsun yetişebil" Turist dik. Yunan Havayolları bürosu, bi- letlerimizin hazır olduğunu evimize kadar bildirmekle kalmadı, İstan - buldan kalkacak uçakta yerimizi a- yırttığı gibi, Ankaradan ne zaman, nasıl A bize anlat- tı. Atinaya varacağımız saati te- icksle-bildirerek, oradan bizi, aynı günün akşamı, Epidauaos'a ulaştı- racak vasıtanın hazırlanmasını sağ- ladı- Dahası var: biletlerimiz tu- ristik olduğu halde birinci mevkide- ki boş yerleri bize ikram etmekte tereddüt etmedi. Daha yola çıkar- ken, bir yabancı için, resmi davetli de olsa, gösterilen bu ilgi, bu özen kimli hoşnudetmez? Atinaya neden teriyi, hele,yabancı müşteriyi duy- gulandıran ve bağlıyan dikkatler- dir.". yaka dikkatimizi çeken çok öÖ- nemli bir olay yolculara gümrük- süz, vergisiz satılması âdet olan içki, sigara v.s. eşya için türk pa- rasının da —normal serbest kur- an— öbür memleket paraları gibi deme aracı olarak kabuledilmiş ve basılı tarifelere alınmış olması ol- da. Dış hatlarda çalışan kendi uçak- larımızda kendi, paramızla bir pa- ket amerikan sigarası bile satın a- lamadıklarını yanayakıla anlatanla rı hatırlayınca insanın Oo gözlerine Işıklar altında Akropol Turist Zaten Yunan Havayolları teri edinmesini ve tutmasını bi- len bir kurumdur. İki yıl önce, ge- ne Atina Festivaline, ouçaklarıyla gidip gelmiştik- O gündenberi yıl- başlarında, bayramlarda, tarife ve uçak değişikliklerinde tebrikler ve prospektüsler Ankaradaki evimize kadar daima gönderilmiştir. Gezi- lerimizin çoğunu kendi uçaklarımız- la yaptığımız, hele Ankara — İİ tanbul arasında mekik dokuduğu- muz halde, Havayollarımızdan bu- na benzer en küçük bir ilgiye nail olamamışızdır. Bunlar belki önem- siz gibi görünen şeylerdir ama, müş- müş- cezbeden inanamıyacağı geliyor. Oysa, gün- dengüne değeri artan paramıza ön- ce kendimiz itibar? edeceğiz ki baş- kaları da itibar etsinler Bir saat beş dakikada vardığımız Atina havaialanında bavulların ezi- lip büzülmeden, kilitleri veya kulp- ları kopmadan gümrüğe getirilme- siyle gümrükten çıkmamız arasın- da beş dakika geçmedi. Atina güm- rüğünde artık yolcuların bavulları açılıp bakılmıyor- Sadece kendileri- ne deklare edecek bir şeyleri olup olmadığının sorulmasıyla ve alına- cak cevaba inanılmakla yetiniliyor. Atinalı gümrükçü biliyor ki Tem-