YURTTA OLUP BİTENLER lafta görüşürüz" dedi. Fakat haftanın başında Plan çalışmaları başlayacaktı ve Alican bunu bilmekteydi. Hafta sonu da böyle geçti. - Pazartesi günü saat onda, İnönü Plan toplantısına gelmişti. On dakika kadar, Planlamadan sorumlu Başba- kan Yardımcısını, Ekrem Alicanı bek- ledi, gelmeyince çalışmaları açtı. Ali- can ancakdaha sonra göründü - Fran- sızlar "L'exactitude est la politesse des rois — Zamanında gelme kralla- rın ,nezaketidir" fazla bir yüz vermedi. Ertesi sabah aynı sahne cereyan etti. Bu sırada Alican bir kâğıda el yazısıyla bir şey ler yazıp İnönüye verdi, İnönüye, muh- tırasıyla alakalı görüşmelerin Pazar- tesi günü saat 11'de başlaması gerek- tiğini hatırlatıyor, fakat Başbakanın bu hususta bir işaret vermediğini söy- lüyor, bu görüşmelerin yapılmasında zaruret gördüğünü belirtiyordu, İnö- nü "Görüyorsunuz ki, şimdi çalışıyo- ruz! Bırakınız da, çalışma zamanımı ben tayin edeyim. Görüşmek için ne zaman aradımsa, sizi bulamadım.." cevabını verdi. Sonbaharda Plan Kon- sorsiyuma gideceği için Başbakan Plan çalışmalarının bitirilmesinde za- ruret görüyordu. Alican, salı günü Öğleden sonra Plan toplantısına gelmedi. Y.T. P.li Bakanları Raif Aybarın evinde topla- dı ve durumu görüştü. Saat 18 için de, Cumhurbaşkanından randevu iste- di — komik fin bu tarafında, karışması bekleni- sima göründü. Cumhurbaşka- nının Genel Sekreteri Zeytinoğlu "hu- susi haber kaynaklan"yla bir şeyler öğrenmişti . Raif Aybarın evine gide- rek "Koalisyondaki asiler"! gördü. Alican pek alınmış görünüyordu ve ar- kadaşları onu tutmamazlık edemiyor- lardı. Görüşülen konunun "Koalisyon- dan çekilme" olduğunu doyunca Na- sur Zeytinoğlu işin çapının, kendi ça- pını geçmiş bulunduğunu söyleyerek ayrıldı ve meseleyi Cumhurbaşkanına bildirdi. Alican b a e akşamüs- tü gitti ve dert yan ca, beni dövüyorlar!" diyen bir Koll gibi İnö- nüye "Feyzioğlu beni umursamıyor, kimse bana aldırış etmiyor.." diye baş- vurmuştu. Gürsele "İnönü beni ciddiye almıyor, halbuki ben parti lideriyim.. Ben sadece onun yardımcısı değilim.. Çıkacağız Koalisyondan! Nedir, bu'" dedi. Gürsel, babacan tavrıyla kendi- sini teselli etti, omeselenin üzerine eğileceğini söyledi. o İki eski ahbap bazı müşterek hususları da konuşma- larında bahis konusu ettikten sonra Alican Çankayadan ayrıldı. Gürsel, Başbakanı saat 21.30 için davet etti. Saat tam 21.30'a geliyordu ki Başba- kanın meşhur Opeli Köşkün nizamiye kapısından içeri girdi. Şoför mahalli- nin yanında Başbakanın Özel Kalem Müdürü Necdet Calp, arkada Başba- kanın kendisi vardı. Cumhurbaşkanı ile Başbakanın görüşmesi yarım saat kadar sürdü. Gürsel Başbakana, Alicanın şikâyetle- Ekrem Alican kendi Consul'ü ile Çankayadan dönüyor Bardakta AKİS/10 Jırtına rini duyurdu. Y. T. P. Koalisyondan çekilmeyi düşünüyordu. Bir çare bu- lunmalıydı. Başbakan, Hükümetin çe- kilmesinin ancak kendisine rahatlık getireceğini söyledi ve işin kendi cephesiyle alâkalı kısmını o anlattı "İsterseniz, başkanlığınızda Kabineyi yarın toplayınız!" dedi. Tavsiye mak bule geçti. Cumhurbaşkanı ertesi sa- bah saat 10 için, Hükümeeti Çankaya Köşkünde toplantıya davet etti. Hadiseler Başkentte bir tek züm- reye sevinçten etek zili çaldırttı: İs- sizlikten pinekleyen ve her gün ve ne yazacaklarını düşünen gazete temsil- ci ve muhabirlerine! Haberin duyulma sıyla birlikte hepsi seferber oldular. Biraz sonra topu, Başbakan İnönünün eviyle Y. T. P. Genel Merkezi arasın- da taksim olmuşlardı. Y.T. P. de hayal ve hakikat TP Genel İdare Kurulu o akşam alelacele toplantıya çağrıldı. Top- lantı öylesine acele oldu ki, bazı üye- ler toplantı saati olarak tespit edilen 21'de YTP'nin Anadolu Klübü civarın- daki Genel Merkezinde bulunamadı- lar. Toplantı kararı bizzat YTP.'nin tarafından alındı. ra muhtıra verileli hayli zaman geç- tiği halde, CHP yönünden bir türlü cevap gelmiyordu. Saat 21'de, YTP nin yetkili orga- nının yetkili kişileri bir masa başında malüm muhtırayı ele aldılar ve enine boyuna tetkik ettiler. pıldığı"yda. İnönü. Alicana sadece "Bir Yardımcısı" nazarıyla bakıyordu. Oy- sa kendisi bir Başbakan Yardımcısı olmaktan ziyade, Koalsiyonu teşkil eden partilerden birinin lideriydi. O halde "kendisine lider muamelesi edil- meli"ydi. İkinci noktada Alican, bilhassa İç- işleri Bakanı Bekatayı suçladı, onun uygunsuz ve partizanca tayinlerinden bahsetti. Bu arada YTP'li idareciler Alicana bazı sualler yönelttiler. Me- selenin bir de başka yönü mevcut ol- duğunu, içinde bulunulan kritik devre- de bu tip alınganlıkların daha büyük dertler doğurabileceğini ima ettiler. Ancak bunlar, pek zayıf seslerdi. Saat 23 e doğru müzakereler bayii heyecanlı bir safhaya girdi ve Koalis- yonu terketme niyetleri ufukta belir- meğe başladı. Bu sırada bir aklıba- şında YTP'li eski AP'li Turhan Ka-