navı yerine geçtiği gibi, öğretmenlere de böylece, her seneki tecrübelerinden er- tesi sene istifade edip daha olumlu ça- lışma imkânı sağlanmış olmaktadır. Küçük yaştaki çocukların anne ve- söylemek.. Zamanla çocuk, aldığı muhte- lif cevapları birbiriyle bağlıyacak ve her şeyi gerektiği zaman öğrenecektir. Me- selâ «Ben nereden geldim?» diyen çocu- ğa, «Hani kediler, köpekler yavruluyor- Ayşe Ablanın çocukları yuvada "Koşun o koşun ya babalarına sordukları kritik, karşılan- ması güç soruların nasıl cevaplandırılma sı gerektiği hususunda da Ayşe Ablanın fikri şudur. En doğru, fakat en kısa, radyo obaşına..,." lar ya.» gibi ıkına sıkına cevaplar ve- rip, onun merakını büsbütün okamçıla- mak veya onu şaşırtmaktansa, «Çocuk- lar annelerinden gelirler, yavrum» deyip, rinde olur. Çocuk daima öğrenmek ister. İyi veya kötü, her şeyi!... Onun bu insiyakın- dan istifade edip ona, kaabil olduğu ka- dar iyi, doğru ve lüzumlu şeyleri öğret- mek de anne ve babalara, öğretmenlere ve basına düşer. Bizde de artık çocukla- ra ait neşriyatyüzümüzü güldürecek ka- dar arttı. Bazı çok itinalı yazılmış ve basılmış, kâğıdı ve resimleri çok iyi ki- taplar, biraz pahalı olmakla beraber, çok satılmaktadır. Tom Miks, Ten Ten, Red Kit vesaire gibi; kitaplara çocuklar daha fazla düşkünseler de, bırakalım okusun- lar.... Çocuk bir kere okuma zevkini alıp okumaya başladı mı, artık doymaz, ne bulursa okur, ve zamanla iyiyi kötüden ayırdetmesini, kötüleri okumamayı, öğre- nir. Çocuğa iyi kitap seçmede rehber o- lalım, fakat «Sunu okuma, bunu okuma» diye yasaklar koymıyalım. İnsanlar men- edilen şeylere karşı daha haristirler. Çocukların «balon masallar» denilen resimli romanlara düşkünlükleri »azarı dikkati çekmiş, bunun üzerine Amerika- da kitapçılar, faydalı kitapları da bu tarz da basmıya başlamışlardır. Bizde de ço- cuklar bu tarzı tercih etmeye başladılar. Belki bu onlara daha kolay geliyor, bel- ki muhayyilelerine yardım ediyor. Şu hal de bundan niye istifade etmemeli? Bin dersleri okonusuna gelince... Safsata ve yobazca fikirlere yer verme- mek sartiyle, dinler tarihi seklinde bü- tün, dinleri anlatan, ibret alınacak hadi- seleri hikâye eden din kitapları muhak- kak ki istifadeli ve lüzumludur. Orta öğretimde kız ve erkek çocuk- ların karışık şekilde okuması konusunda Neriman Hızırın fikri şudur: OKız ve erkek çocuklar karışık ookumalıdır- hem mâna- sız bir şeydir. Ayrıca kendini o göster- me ve beğenilme arzusunun başladığı bu yağlarda gerek derslerde birbirlerine karşı mahcup olmama kaygusu ve gerek- se daha derli toplu ve intizamlı görünme arzusu, Çocuğu itişip kakışmadan, küfür- den, arsızlıktan uzak, aranılan evsafta bir öğrenci yapacak, hayatta da insanla- rı yalnız cinsiyetleriyle düşünmekten alı- koyacaktır. Artık ateşle barut hikâyesi bugünün terbiyecileri için eski ve yersiz bir endişeden başka birşey değildir. İn- sanları yalnız erkek ve kadın diye cinsi- yetleriyle mütalea eden, hadiseleri mu- hakkak seks açısından inceleyen iptidai zihniyetin kökü belki de böylece kazın-