panlı - ortaya çıktı ve meselenin ciddi olduğunu, memlekette Koalisyonun yürümesinin şart olduğunu, yeni bir seçimin yeni hadiselere gebe olabilece- gini ifade ederek şöyle dedi: "— Bu mleket hepimizindir. İçinde ani şartlarne kadar kötü olursa n Koalisyonu yürü- teceğiz. Ne zaman ki taleplerimiz, haklı taleplerimiz partizanca bir anla- yış yüzünden geri çevrilir, o zaman yapacağımız şey, çekilmektir." YTP'nin başı da ayni fikirde oldu- gunu belirtti. Aslında Alacan, Başba- kan Yardımcılığından şikâyetçi değil- di. Onun şikâyeti, inönünün kendisine baba muamelesi yapmasından ve Fey- zioğlunun Kendisini her vesile ile "sil- mesi"nden Saat 24'e doğru fikirler durulmuş, fakat heyecan tansiyonu alçalmamış- tı. Alican, ertesi günü yapılacak ola- ganüstü kabine toplantısını bu hava içinde haber verdi. Toplantının bun- dan sonran, takip edilecek hareket tarzının tartışılmasıyle geçti. Saat 00.40'da dağılan YIP Genel İdare Kurulunun karan, "Muhtıra"nm mutlaka ele alınması oldu. Alican Muhtırası behemehal, liderler seviye- sinde yapılacak bir toplantıda görü- şülmeli ve YTP'ye "artık bir çocuk muamelesi yapılmamalı"ydı!.. XE nin kararı prn tansi- yonunu düşüren hadise oldu. Çankaya toplantısı . günü Çankaya nizamiye- sinde ilk görünen Bakan otomo- bili, Bağımsız kanattan Necmi Ökte- ne aitti. Onu CHP'li Devlet Bakanı Vefik Prinçcdoğlunun arabası takip et ti. Gazeteciler tarafından yakalanan Bakan ise, YIP li İhsan Şeref Dura oldu. Kibar tavırlı Ulaştırma Bakam, gazetecilere : "— Çekilmiyoruz! oOKonuşacağız" dedi ve şoförüne işaret etti. Arkadan Mehmet İzmenle Raif Ay barın arabaları sökün etti. Durmadan gelip geçtiler. Alican, o Conisul'ü ile göründü. Gazeteciler, son günlerin adı dillere destan liderini tam geçitte durdurdular. Ailcan ani bir fren yapa- rak durdu, Gazeteciler suallere başla- dılar ": "— Toplantıyı siz mi arzu etti- niz?" "— Koalisyondan çekilecek misi- niz?" "— Toplantıda neler (o konuşula- cak?" "— Dün akşam ne karara vardı- nız?" I Numaralı Başbakan Yarfımcısı " — Toplantıyı sayın Cumhurbaş- kanı arzuladı. Koalisyondan o çekil- mek diye henüz bir şey yok. Dün ak- şam, bugün konuşmağa karar ver- dik." Bu arada bir muhabir yeni bir sual sordu : — Yâni Koalisyon sallanıyor mu tek taş üstünde mi duruyor?" Alican evvelâ, suali soran muha- biri tanımağa çalıştı, sonra : "—Bilmem artık-.. Tek taş mı, üç taşmı, yoksa on taş üstünde mi duru yor..." diye cevap verdi, arkadan da şöyle dedi : "— Bizim vardır. ikincisi, iki temel prensibimiz Birincisi, Ortak Hükümet; Tarafsız Hükümet. Eğer bu YURTTA OLUP BİTENLER ti.. Tahranda-bulunan Hıfzı Oğuz Pe- kata, Kabineye hariçten tayin edilen Feridun Cemal Erkin ve Nureddi Ardıçoğlu... Saat tam, 10'da toplantı açıldı. Başkanlık mevkiinde Cemal Gürsel vardı. İşte Gürsel, haftanın sözünü bu arada söyledi : , — Koalisyondan yen var m1?", Cumhurbaşkanı Gürsel, Bakaıvar Kuruluna evvelâ, memleketin içinde bulunduğu durumu izah etti. Sonra sordu : — Bundan Sonra, yani siz Koa- lisyondan ayrıldıktan sonra, neler ola- bileceğini tahmin ediyor musunuz?" Fikir beyan eden. YIP kanadı ayrılmak iste- "Ortadaki prensiplerden inhiraf kümette kalamayız". Gazeteciler Alicana sual sormadılar. Bir kaç dakika sonra İlyas Seçkin ve İbrahim Öktem ayni arabada Kos- ke,.girdier Onları Feyzioğlu ve Öztrak ikilisi takip etti. Saat 10'a 5 kala İnö- nü minik Opeli içinde göründü. 0008 numaralı Opel biç duraklamadan yo- luna devam etti. . Gazeteciler Dinçeri durdurdular. Din çer, sual sorulmasına meydan ver- meden : "— Henüzbir şeyden haberim yok. Meçhule hükmetmek mümkün değil" dedi. edilirse, Hü- bundan sonra M. P. li Bakanlar otomobilde Adam” lar oldu. Hayır efendim, Koalisyondan ayrılmak isteyen filân yoktu. Kendi- leri sadece, Alicanın Muhtırasının görüşülmesini istiyorlardı. Bu sırada sözü Başbakan aldı ve meseleyi anlattı; Kendisinin Alicanı nasıl ısrarla aradığını, halbuki o Ali- canın, o sırada ve hiç de önemli bir sebep yokken oraya buraya gittiğini belirtti." Sıra Alicanın m ko- nusuna gelince, şöyle dedi — Kendisini müteaddit defalar aradım. Ancak Plân görüşmeleri baş- ladığında görüşmeye hazır olduğunu bildirdi. Bir partiiçi meseleyi geriye ıraktım, memleketin ana dâvaların-