Ss P O R Tesisler Temel atma töreni a ilk Beden Terbiyesi Ge- nel Müdürü rahmetli Taner Paşa- nın gününden beri sürüp gelen bir Ce beci Stadı işi vardır. Konu bütün ge- nişliği ile daha o tarihlerde ele alın- mış, fakat Devlet bütçesinden, Beledi ye ve Özel İdare hisselerinden ayrı- labilen çelimsiz ödenekle başarılama- mış ve kuvvetli bir kol bekleyen yük halinde bugüne kadar yerde kalmış- tır. Şimdi öğrenildiğine göre -bunu ilgililer 19 Mayıs stadının şeref tri- bününde övünerek açıklamışlardır- geniş spor sitesi olarak, plânlan ha- zırlanıp, ihalesi yapılan bu tesislerin temeli 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramında zengin büfeli ve bol nu- tuklu törenle atılacaktır. Cebeci Stadının hikâyesi eski ve hayli hazindir. AKİS bundan iki ay önce (Bak: sayı 455, 16 Mart 1963) okuyucularına bu hikâyenin acıklı ve eğlenceli- bütün özelliklerini apaçık anlatmış, sorumluları uyarmaya ça- lışmıştı. Şimdi o öyle anlaşılıyor ki o tarihten bu yana geçen süre içinde yapıla yapıla sadece tören hazırlıkla- rı yapılmış, işler bir arpa boyu iler- lememiştir, 10 milyon 900 bin 667 lira keşif be- delli Cebeci Spor tesisleri, mevcut plâ na göre 25 bin kişilik bir stad, 2 bin 600 kişilik bir salon ile, tribünlü bir basketbol sahasından ibarettir. Te- sisler iki yıl önce ihaleye çıkarılmış ve keşif bedeli üzerinden © 35 indir- meyi kabul eden firmaya 7 milyon 46 bin 191- liraya 19 Ekim 1981 günü i- hale edilip mukaveleye bağlanmıştır. 9 Ekim 1963 tarihini, bu büyük yapı işinin teslim tarihi olarak derpiş eden mukavele iste bu mukaveledir. İşin evveliyatı B ir nevi spor kompleksi olan bu te- sislerin, üzerine inşa edileceği 40 bin metrekareye yakın arsa, şimdi, hepsi rahmetli olmuş himmet sahiple- rinin emekleriyle, metrekaresi 70 ku- ruştan satın alınmıştı. İlgisizlik ve sorumsuzluk, isleri önce yüzüstü koy- muş, sonra da arsanın orasından bu- rasından didiklenmesine kemirilmesi- ne sebep olmuştu. Böylece iş, ihaleye çıkarıldığı zaman, arsadan elde ka- la kala sadece 34 bin metrekare bir yer kalmıştı. Bu da, plânlanan tesis- lerin üzerine oturması için lüzumlu yüz ölçümünden azdı. Projenin tasdik edilmiş veya edil- memiş bulunması müteahhidi ilgi- lendirmiyordu. O, işe başlamış, ihza- AKİS/34 KÖŞEDEN Bir Teşebbüs Vildân Âşir SAVAŞIR 0 Mayıs tarihli gazetelerin spor sayfalarında çıkan bir haber, spor hâ- 1 diselerini izleyenlerin dikkatinden kaçmadı: Profesyonel (şubesi olan kulüpler aralarında birleşecekler ve kendi işlerini yürütmek için federas- yon kuracaklardır Bunu aralarında kararlaştırmışlar ve ilk adımı atmış- tandır bile. Cemiyetler Kanununun kendilerine verdiği ii ve hüviyet ile ye- ni Anayasanın tanıdığı haklar muvacehesinde bunun hiç bir fevkalâdeli- ği olmamak lâzım gelirdi. Aynı maksatla kurulmuş, aynı alanda çalışan cemiyetlerin müşterek meselelerini halletmek için gene Cemiyetler Ka- nunu çerçevesi içinde bir birlik veya, başka adı ile, bir federasyon kurma- ları tabiidir. Bunun benzerleri de vardır. Üzerinde durulmağa değer gör- düğümüz husus, çalışmalarla ilgilendiği anlaşılan bir idarecinin beyana- tındaki bir cümlenen açıklığı, aslında kimsenin meçhulü olmayan ger- çektir. Cümle aynen şudur: "Biz, Cemiyetler Kanununa göre yeni teşek- külümüzü kurarak, kulüplere faydasından çok zararı dokunan bugünkü Federasyonu tanımıyacağız 3530 sayılı Beden Terbiyesi Kanunu, yeni Anayasaya değil. Devrim- den sonra yürürlükten kaldırılan eski Anayasaya bile aykırı hükümler ih- tiva etmektedir. Ve bu sebepledir ki, Günaltay hükümeti zamanında de- ğiştirilmesi için teşebbüse geçilmiş, tasarı hazırlanmış ve bu tasarı dur- madan kılık değiştirerek Menderes hükümetleri zamanında her Milli Eği- tim Bakanının, yerine göre övünme ve yerine göre de avunma konusu haline gelmiştir. Son hamle, bilindiği gibi Milli Birlik Hükümetince top- lanan Spor Şürasının hazırladığı tasarı ile olmuştur. Şimdi bu tasarının, sorumluların ağızlarında her gün değişen şekillerle değişik yasama ka- demelerinde beklediği duyulmaktadır. Yürürlükteki Beden Terbiyesi Ka- nununun durumu bu, Anayasa sarih, idare mekanizmasının kadük hüküm- lere yaslamağa çalıştığı aşikâr perişan otorite meydanda iken, kulüple- rin teşebbüsleri tahakkuk ederse, durum ne olacaktır?.. Müsabaka ter- tipciliğinden başka hiç bir işe yaramıyan ve milletçe eğitim alanındaki vazifelerinden hiç birine gücü yetmeyen Teşkilât ne yapacaktır? Yapılacak tek iş ve başvuracakları tek bir çare vardır: Rahmetli Ma- mako Saim ve benzeri kişilerin ellerinde ne hale geldiği bilinemeyen Şü- ra Tasarısını, Şürada kararlaştırılan şekli ile Meclise sevketmek ve ka- nunlaşmasını sağlamak... Parlâmentoda, spor ve eğitim işlerinin yaban- günkü sorumlularından çok daha iyi bileceklerdir. Yoksa, doğacak anar- şinin altından kimse kalkamıyacaktır. ratını yapmış ve bir takım -miktarı pek merak ediliyordu- malzeme de getirmişti. Avans istiyordu. Umum Müdürlük istenen parayı ödemek ka- rarında idi. Ancak, bir sorumsuzluk örneği teşkil eden bu davranışa dai- renin mesul mimarı akıl erdirememiş ve bir kısmı basına açıklanan beş sayfalık mektupla görevinden istifa etmişti. Ama müteahhit, bin lira kadar bir parayı almıştı bi- le!.. Temel atma törenine, ihalesinden iki yıl sonra ancak ulaşılabilen Ce- beci Stadının arsasından bir parseli- nin Belediyece Petrol Ofisine satıl- mış, bir parselinin otoparka ayrılmış, I milyon 700, bir kısmının da çocuk bahçesine tah- sis, edilmiş olduğu anlaşılınca, işler bir daha karıştı ve bu pürüzün tasfi- yesi için de Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü 800 bin liracık daha öde- meye razı oldu Bir ay sonra ilk uyanan hayret ve ibretle gördü ki, işler bir ay de- gil, hâlâ üç sene önceki yerinde dur- maktadır. Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü- nün stad yapacağı arsa üzerinde E- lektrik işletmesi -bir trafo ile-, Dev- let Demiryolları -bir bekçi binası ile- hissedar bulunmaktadırlar. oİmarın ruhsat vermemesinin bir sebebi de budur