Ss AN AT Resim Bir harika çocuk daha... (geen hafta içinde Ankarada, Sanat sevenler Klübünde açılan bir re- sim sergisi, politikaseverleri bile bir anda sanatsever yapıp çıktı. Serginin yankısı geniş oldu. Basın, sergiye, alı- şılmışın dışında, geniş yer verdi. An- karalılar hiç bir sergiyi bu ölçüde il- giyle karşılamadılar. Zamanla ilgi öylesine arttı ki, her gün saat 15'de açılan serginin bir saat önce açıl- masına karar verildi. Bir gün sonra ise, saat 10'dan itibaren serginin açık tutulmasından başka çıkar yol olma- dığı anlaşıldı. Bütün bu ilgi, sadece altı yaşında, daha okula bile başlamamış, belin- de tabancasıyla kovboyculuk oyunu İstanbul Milletvekili Dr. Suphi Şay- kamın otludur. Dr. Baykam dört yıl- dır, bir hârika çocuğa, sahip bulun- duğunu sır gibi saklamıştır. Küçük Bedri, daha birbuçuk - iki yaşlarındayken, geçtikçe birşeyler çizmeye Baykamlar önceleri, bu çiziktirme- leri, minicik bir çocuğun olağan ka- ralamaları gibi görmek istedilerse de. kısa bir süre sonra baktılar ki, bun- lar pek öyle çizektirmeye (o benzemi- or. Bunun üzerine, Bedrinin önüne kâğıtlar ve kalemler yığıldı. Yaşı büyüdükçe, küçük Bedrinin resimleri de büyüyordu. Resimler bü- yüdükçe, Baykam ailesinin hayreti, sevinci, gururu da büyüyordu. gene de kararsızdılar: o Çocuklarının gerçekten üstün bir o kabiliyeti var miydi? Çocukları üstün bir kabiliyet idiyse, ne yapmalılardı? Çocuğun e- ğitimine nasıl bir yön verilmeliydi? Resimle ilişkisinin devamında nelere dikkat etmek gerekirdi? Ardarda dizilip duran binlerce so- ru, Baykamlar! aylarca, yıllarca dü- şündürdü. Ana-baba Baykamlar, bu iğinden güç çıkılır- soruları düşüna- dursunlar, küçük Bedri kovboyculuk oyununu bırakır bırakmaz, doğruca eve geliyor, halının üzerine upuzun yatıyor, beyaz kartonlarını, rini alıyor, durmadan çiziyor, yordu. Bugüne kadar yaptığı resimle- rin sayısı belki de bini aşkındır. Ko- AKİS/24 lay, rahat çiziyordu. Yaptığını boz- mak gibi bir âdeti yoktu. Kalemi e- line aldı mı, birkaç dakika içinde kartonlar, kâğıtlar (o doluveriyordu. Bedrinin kaleminden bir şelâle gibi çizgi, desen akıyordu. Baykamlar kesin bir karara var- madan, küçük Bedrinin bu eğilimi ve çalışması üzerinde bilginlerin dü- şüncelerini öğrenmeyi doğru buldu- lar. Aldı bilginler.. Çenevre Güzel Sanatlar Akademisi Müdürü Prof. Palfi'den randevu almak pek kolay olmadı. Profesörün zamanı çok doluydu. Bu, "zamanı do- lu olmak" özürü, biraz da ziyaretin sebebinden geliyordu. Prof. Paifi, ar- "— Resimlere bakmadan önce si- ze şunları söylemek isterim. Ben bir ressam ve Güzel Sanatlar Akademici Müdürü olmaktan çok, resim yapma- ya meraklı iki çocuğu olan bir baba- yım. Söyliyeceklerim, gerçek düşün- celerim olacaktır. Sizi memnun ede- mezsem, a düşmeyin. Ba- na da kızmayın Baykamlar, başları önlerinde ka- dere rıza gösterdiler. Profesör, dos- yanın kapağını açtı, bir resme, bir res- me daha, bir resme daha baktı. Du- laradı. Şöyle, yerinde kımıldandı gö- zucuyla Baykamları süzdü. Her re- simden sonra ilgisinin daha çoğaldı- ğı, gözlerinin hayretle açıldığı görü- lüyordu Prof. Paifi, özellikle renkler ve önemsizmiş gibi görünen basit kroki- ler üzerinde çokça duruyor, suluboya resimleri ve siyah-beyazları dönüp dönüp yeniden inceliyordu. Baykam- lara sadece 10 dakikalık zaman ayı- Bedri Baykam eserleri önünde Şöhretinden habersiz tık hârika çocuk resmi bıkmıştı. Baykamlar, Prof. Paifi ile görüş- mekte ısrar ettiler. Sonunda, Profesör sadece, ama sadece 10 dakika görü- şebileceğini bildirerek randevu ver- di. Baykamlar, küçük Bedrinin resim- lerini koltuklayıp, yarı umutlu, yarı umutsuz-, Profesörün yanına gittiler. Prof. Paifi, kendisine uzatılan resim dosyasının kapağını daha açmadan, Baykamlara baktı, gülümsemeye ça- lıştı. Ama ciddi bir sesle ve kesinlik- le şöyle konuştu: görmekten yn söyliyen Prof. Paifi, tam iki saat Bedrinin resimlerini inceledi ve li hayranlık dolu bir şunları söyledi: sesle ördüğüm resimlerin onaltı ila orsskiz yaşlarında bir gencin e - seri olduğu bana söylenseydi, az bulunur bir kabiliyet karşısında ol- duğumuzu belirtirdim. Ancak, altı ya şını henüz doldurmamış bir çocuğun bu çeşitten resim yapabilmesi çok az rastlanan olaylardandır. Uzun yıllar- dan beri ders almış biri gibi resim