TE K N | Telefonlar Bir yılan hikâyesi Lgeheelievlere giden O troleybüsün arka sahanlığında iki genç a- dam neşeli neşeli konuşuyorlardı. Söz arasında birisi ötekine bir bilinç- çe sordu: — Dünyada havanın n nemine kar- şı en hassas olan şey nedir?" Arkadaşı, ion "kal- siyum klorür'e varıncaya kadar bü- tün bildiklerini sıraladı ama, bileme- mişti. Nihayet, soruyu soran dayana- madı: — Bilemiyecek ne var bunda bi- ei dedi. "Bizim PTT'nin tele- fonlar K ken sonradan tenzili rütbe ederek bir Umum Müdürlük şekline (o sokulmuş bulunan bu teşkilâtın içyüzünü ve ta- rihçesini bilenler, telefon (işlerinin neden böyle pamuk ipliğine bağlan- mış olduğunu, bu kadar aksaklık gö- rüldüğü halde, bunca tenkide o rağ- men, işlerin neden birtürlü düzeltile- mediğini, daha doğrusu kimsede dü- zeltme gücü bulunmadığını bilirler. İşin gerektirdiği teknik esas- lara ve ekonomi ilkelerine değer ve- rilmemekte, bilâkis, konu sadece ci- la ve görünüş yönlerinden ele alın- maktadır. Bütün kötülük buradan gelmektedir. Ama baştaki bakanlar ve genel müdürler hâlâ, telefon işle- rinin "gelecek yıl mutlaka düzene gi- receğini" veya "telefon bekleyenle- Bir telefon cihazı Ömür törpüsü Gülüştüler. Şaka olarak ileri sü- rfilen bu fikirde gerçek payı aslın- üktür. Zira, son yıllarda, havanın yağışlı olup olmadığını an- lamak için, büyük şehirlerdeki tele- fon aboneleri pencereden dışarı bak- mağa bile lüzum görmemektedirler. Çünkü mahut cihazlar hemen işlemez hâle gelivermektedir. Hikâye, PTT'nin, "İstanbul Tele- fon Şirketi" adını alan yabancı ser- mayeli şirketi bütün tesisleriyle bir- likte odevralmasıyla başlamaktadır. Evvelce "Posta Telgraf Nezareti" i- rin en geç 1965'de vuslata okavuşa- caklarını" basın toplantılarında söy- leyip durmaktadırlar. Aslında bütün bu "boş" vaâtler ve avutmalar, politik makamları iş- gal edenler tarafından birer "yatış- tırma" sayılmaktaysa da, artık hal- kın, Ee sahiplerinin, hele İdare- in müşterisi demek olan telefon a- bonelerinin böyle lâflara tok olduk- ları muhakkaktır. İ içyüzü ne- r saatlerine hattâ konuşmak istenen semtin durumuna bağlı olarak görüş- meleri aksatan arızalar hangi sebep- lerden heri gelmektedir? n yabancı şirketlerden dev- raldığı telefon şebekesinin O eskiliği bir yana -bugün bile bu şebekeden, artakalmış kısımlar mevcudun yüzde 8,5'unu bulmaktadır-, tesisat tama- miyle eski standardlara ve "manüel — elle çalışan" santrallara uygun o- inşa edilmişti. İlk iş, bunu modem otomatik telefon standard- larına uydurmak üzere yenilemekti. Fakat ne yazık ki, yıllarca sürdüğü halde, bu yenileme işi bir türlü ta» mamlanamıyordu. Bu arada, tele- fon ihtiyaçları ve istekler, müracaat- lar da durmuyor, bilâkis, gittikçe ge- nişliyordu. İstanbulda, TTye ait tesisleri onarmak, ilerde de yeniden cihazlar imâl etmek amacıyla bir fabrika buruldu. Fabrika, İstanbul ve civarında başka yer yokmuş gibi, Gülhane Parkıyla Topkapı Sarayını çevreleyen surlar arasındaki dar bir arsaya sıkıştırılmıştı. Fabrikanın gi- rişi, tıpkı tarih filmlerindeki kale ka- pılarını andırıyordu. İşte bu tipik çerçeveli görüşle kurulan fab- rika da -PTT nin diğer tesisleri gi- bi- gelişemedi ve cılız kaldı. Yeni ci- hazlar imâl etmek şöyle dursun, bo- zulan cihazların onarılmasına bile yetişemedi. Bütün yaptığı iş, posta- hanelere ("mektup damgası" veya "kasa kilidi" yapmaktan ibaret kal- dı. Taşıma suyla dönen değirmen Hıza gelişmek zorunda bulunan her ülke gibi Türkiyede de, ça- buk genişleyen ticaret ve iş hayatı- nın sinir sistemi durumundaki tele- fon tesislerinin (o gelişmesi tâ İsveç- ten getirtilecek malzemeye bağlıydı. İkinci Dünya Savaşı, (1958-60 döviz krizi gibi sebepler de araya girince, telefon tesisleri ogereken gelişmeyi gösteremedi. Türkiyede bugün, çeşit- li âmme hizmetleri arasında en geri kalmış, ihtiyaçları karşılayamaz du- rumda olanı, PTT hizmetleridir. Bun- ların da en başında, muhakkak ki te- lefon servisleri gelmektedir. Beş yıl- lık Kalkınma Plânında üzerinde önem- le durulduğu gibi, telefon şebekesi ve santralleri, muazzam yatırımlar ya- pılmasını gerektiren ve bugün tıkan- malara ve aksamalara en çok yol a» çan haberleşme sistemidir. Bugün, gerçekler ortaya dökülmüş durumdadır. Beş yıllık Plânda, haber- leşme konusuna geniş yer ayrılmış- tır. Verilen bazı rakamlardan anlaşıl- dığına göre, birikmiş isteklerle, iler- ki yıllarda daha da artacak olan is- teklerin, en azından on yıl daha kar- şılanmasına imkân bulunamıyacak- tır. Yirmi yıldır bekleyen telefon is- teklilerinin, daha uzun yıllar bekle- meleri gerekeceği de muhakkaktır. AKİS/21