MU S İdare Çağdaş Evliya Çelebi Miüziksever Ankaralıların ve Anka- ra Radyosunun meraklı dinleyi- cilerinin, bundan iki yıl öncesine ka- dar adım sık sık duydukları bir genç adam vardı. Devlet Konservatuvarı - bazılarıyla (o çalışmış, bellibaşlı müzik otoritelerinin yanın- da, genel bilgilerine yeni müzik bil- gileri, bir hayli de tecrübe kattıktan sonra bu enerji dolu genç, Cumhur- başkanlığı Senfoni Orkestrasının şef yardımcılığına getirilmişti. e Oradaki yorucu çalışmalarının yanısıra, Rad- yoda kurulan bir Oda orkestrasını da yönetiyor, ayrıca Cumartesi günleri, Konservatuvar öğrencilerinden kuru- lu bir koroyla birlikte "Bir marş öğ- reniyoruz" programını muntazaman yürütüyordu. Müzikle ilgilenen her okuyucunun, bu kadarcık bir açıklamadan sonra hemen, "Hikmet Şimşek" diye mırıl- danacağına hiç şüphe yoktur. Ger- çekten de, bu genç yönetici 1958 . 60 yıllarının heyecanlı havası içinde, Ankaranın müzik hayatındaki çalış- malarıyla dinleyicilerin (o hafızasında özel bir yer kazanmıştır. Aradan iki yıl geçtiği ve bu müzik sezonunda Bruno Bogo, hele Otto Matzerath gi- bi ün yapmış, tecrübeli yöneticilerden birçok konser dinledikleri halde, bir- çokları Şimşeki, gayretli oçalışmala- rıyla dajma anmaktadırlar. Hikmet Şimşek, bu iki yıllık süre içinde, ünlü gezgin "Evliya Çelebi" nin yaptığını XX. yüzyılın ikinci yarı- sında gerçekleştirmiştir. Yalnız, kü- çük bir farkla: Evliya Çelebi, ülkele- ri dolaşarak tarih kitabı yazmış, Şim- şek ise, müzik tarihinde türklerden bahseden yaprağa yeniden altın harf- ler eklemiştir. Bulgaristandan başla- yarak, Romanya ve Macaristanda, Güney, Orta ve Batı Almanyada, dik- katle izlenen, zengin programlı ye konser vererek, kendi çapında bir de rekor kırmıştır. Başarılar halkası Hikmet Şimşek, 1961 Ekiminde, Er. ll Bakanlığı o tarafın- dan, "görgü ve bilgisini arttırmak a- meyi Paris Konservatuvarı pro- fesörlerinden ve "Fransız Milli Rad- yo ve Televizyon Orkestrası"nın yö- neticilerinden ünlü şef Eugene Bigot İ K | ile çalışmak üzere Parise gönderil- mişti. Bir yıl süreyle, bilhassa fran- sız müzik ekolüne has incelikleri öğ- renip bu konuda tecrübe kazandık- tan sonra Almanyaya geçti. 1961-64 sezonunda yönettiği bir konser çok haşarı kazandığından, ısrarla davet edilmekte olduğu "Nordwestdelt- sche Philharmonie" orkestratsıyla kontrat imzalayarak, "ikinci şef" görevine tayin edildi. Şimşek, halen bu görevdedir. Ekimde bitecek olan kontratının yenilenmesi için cazip teklifler almış olmasına rağmen, yar- da dönmeğe kararlıdır. Almanyada ikinci şef olarak ça- lışmasının a 2 tanınmış koro e- giticisi Profesör Efmann ile de çalışmış ve iyi Me almış ol- Hikmet Şimşek Aranılan sanatçı duğundan, . Nordwestdeutsche Phil- harmonische Chor'un sefihin (o ayrıl- ması üzerine, koronun Şimşek tara- fından yönetilmesi kararlaştırılmış - tır. Bütün bu eğitim çalışmalarının yanısıra, Hikmet Şimşek, hummalı bir konser faaliyeti de yürütmüştür. "Enternasyonal Gençlik Senfoni Or- kestrası" olarak adlandırılan yeni ve tamamiyle amatör gençlerden ku- rulu bir orkestrayla sürekli yaz kur- su çalışmaları ve çeşitli bestecilerin eserlerini -bu arada, Adnan Saygu- nun "İnci'nin Kitabı" adlı bestesini de. kapsayan birkaç konseri özellik- le sayılabilir. Bundan başka, Almanyanın he- men bütün eyâlet orkestralarıyla konserler vermiştir. Bunlar arasında özellikle Münih filarmonisi ve Stut- gart, Hanover, Frankfurt ve Schwa- Eisele Senfoni orkestralarıyla verdi- gi konserler, mahalli müzik e rinde geniş yankılar yaratm eleştirmecileri, cümle- lerden ibaret yazılar (o yazmışlardır. Sanatçı, hâlen çalışmakta olduğu Nordwestdeutsche Philharmonie or- kestrasıyla da 15 konser yönetmiş bulunmaktadır. Bütün bu konserler- de Hikmet Şimşek, özellikle türk bes- tecilerinin Oo eserlerini o çaldırtmağa "gayret" göstermiştir. | Ancak, ma- lâm güçlükler (Bak: AKİS, Sayı: 461) sebebiyle, sadece Ahmet Adnan Saygunun "İnci'nin Kitabı" ile, Ulvi Cemal Erkinin "Köçekçe Süiti" ve İl- han Usmanbaşın "Küçük Bir Gece Müziği"ni çaldırtmak imkânını bula- bilmiştir. ...Ve sonrası Gi sanatçı, Türkiyede başlayıp Türkiyede bitecek olan, başarılar- la dolu bu halkanın sonunda, yine es- kisi gibi, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasıyla beraberce Oo çalışmağa devam edecektir. Ama bir yandan da, "dünya çapında ün salmış şef getirt- me" kampanyası devam edeceğine göre, Şimşekin yeni durumu ne ola- caktır? Bu sorunun cevabı, bizzat sanatçıyı olduğu kadar, Ankaranın değilse bugün eriştiği seviyenin altı- na düşmemesi bakımından, toplulu- gun "dünya çapında ünlü bir şefin yönetimi altında çalmasında "son- menfaatler bulunduğu bir ger- çektir. Bu ise, Hikmet Şimşekten faydalanılmamasını asla gerektir- mez. Bilâkis, Almanyada daha az ünlü kişilerle "ikinci şef" olarak bir- likte çalışmayı kabul etmiş olan genç sanatçının anayurtta böyle bir ceğinden kimsenin şüphesi bulunma- malıdır: Önümüzdeki OoOmüzik sezonunda getirilmesi düşünülen "dünya çapın- da ünlü" yöneticilerle birlikte kuru- lacak kombinezon -meselâ Charles Münch - Şimşek, Hermann Schere- nen - Şimşek veya meselâ Fugene Bigot - Şimşek kombinezonu- hem orkestranın çalıştırılması yönünden, hem de bizzat Şimşekin şöhreti ba- kımından herhalde faydalı (o olacak- tır. Vaktiyle, Otto Matzerathın yapa- yalnız, "ikinci şef" siz ve muavinsiz bırakılması oyüzünden orkestranın “çalıştırılamadığı" ileri osürülerde bunca tenkitler yapılmamış mıydı? Hikmet Şimşekin yurda dönüşüy- le bu eksikliğin de tamamlanmış o- lacağı söylenilebilir. AKİS/27