YURTTA OLUP BİTENLER da bulunduran İstanbul delege top- luluğu bir hayli kalabalıktır. Büyük Kongrenin aşağı yukarı bir ucunu teşkil edecek ve Genel Oo Merkezin karşısında bir DP kanadı olarak diki- lecektir. Bunları destekliyecek olan- lar Karadeniz illerinin o bazılarıdır. Ordu, Samsun, Giresun illerinin de- legeleri şiddetli bir CHP düşmanlığı ile mücehhezdir. İhtilâlin Yassıada- da mahküm ettiği DP li siyasilerin birçoğunun yakın veya uzak akra- bası olan Karadenizli delegelerin Ge- nel Başkan Alicana da büyük çapta çatması beklenmektedir. Doğu illerinden gelecek delegele- rin durumu son derece enteresandır. AP yi Irkçı Ekalliyet idaresi altına aldığından bu yana bu bölgelerde AP aleyhine büyük gelişmeler olmuş- tur. Diyarbakır, Muş, Bingöl ve civa- rı illerin YTP lileri şu günlerde kar- şılarında birinci derecede siyasi düş- man olarak CHP'yi değil (o kafatasçı AP yi gömmektedirler. Kürt meselesi- nin AP ce bir ırki konu haline geti- rilmesi ve üzerinde durulmasıyla bu illerde başlayan infial büyüktür. başka taraftan, Doğu illerindeki YIP teşkilâtı kendisini diğer bölgelere na- zaran imtiyazlı görmektedir. oParti- nin gerçek sahibi olarak bunlar ken- dilerini saymaktadırlar, bunda biraz da haklı bulunmaktadırlar. YTP nin Doğu illerinde diğer partilerin hep- sinden daha büyük muvaffakiyet ka- zanması böyle bir düşünceyi açıkça olmasa dahi, şuur altına yerleştirmiş- tir. Doğulu delegeler, halen Kabine- ye verdikleri iki Bakan -Rıfat Öçten ve Yusuf Azizoğlu. etrafında toplu haldedirler. o Ancak Sivas bölgesin- kısmına YTP nin meşhur Türkayı tesir oedebilme gayretini gösterecektir. Türkafyın faaliyeti, pat- ronu Öçtenin kaşını çatıp çatmama- sına bağlıdır. Olmak veya olmamak.. YP için Batı Anadoluda durum bütün gayretlere rağmen O fazla parlak değildir. Nitekim geçen haf- ta İzmir İl Kongresine gidenler gül- mekten kendilerini alamadılar. Zira, İzmir İl Kongresinde o gün 149 le- ijleğenin bulunması icabediyordu. Hal- buki Kongre 22'si erkek. 5'i olmak üzere ceman 29 delegeyle top- landı ve genel (o görüşmelere geçild i Salonda bulunanlar şöylece bir göz- Komiserleriyle birleşirse çoğunluğu sağlayabiceklerdir. Bütün buna rağmen YTP İzmir İl Başkanı umu- AKİS/16 dunu yitirmedi ve pek yakında İb- renin kendilerine teveccüh- edeceğini söylemekten geri kalmadı. ama, Başkan Fethi Pekinin dönüşü için gerekli hangi hazırlığa başladığı da çabuk belli oldu. Pekin, minyatür İl Kongresini şöyle açtı: "— Büyük türk milletinin huzu- runda, büyük türk milletine hizmet edip de bugün hayatta olmıyanlar i- çin sizleri saygı duruşuna davet edi- yorum! YTP'nin kongrelerinin Ooçoğunda olduğu gibi Büyük Kongresinde oe böyle saygı duruşları yapılır, hepsin- de olduğu gibi çaktırmadan bir ihti- lâle ağız dolusu küfür edilirse şaşıl- mamalıdır. YIP, AP nin biraz daha akıllısı ve doğrusu ya efendisidir. A- ma, bu haliyle müşterisi akılsızlar ve efendi e ai olaesa acaba Y.T.P. nin şansı nedir k Savunma Dostlar arasında Bı haftanın başında salı günü, H.P, Grupunun yaptığı hareketli toplantıda, Başbakan İsmet İnönü kürsüye çıktığında uzun konuşama- yacağını, NATO Başkomutanı oGe- neral Lemnitser'in memleketimizde bulunduğunu, kendisini saat 12'cie kabul edeceğini, öğleyin de Başko- mutan şerefine bir öğle yemeği 've- receğini söyledi. Nitekim lâfı kısa kesti ve süratle Meclisten aynim Başbakanlığa gitti. (o Orada, NATO Başkomutanını Genel Kurmay Baş- kanımız Orgeneral Cevdet Sunay ile birlikte kabul etti. Bir gün önce de Almanya Deniz Kuvvetleri Komutanı ile görüşmüştü. Böylece, bir süredir ki sa aralıklarla memleketimizi o ziya- ret eden yüksek rütbeli yabancı as- kerler zincirine iki halka eklenmiş oldu. Tabii bu, bir takım spekülâs- yonlara vesile vermekte gecikmedi. Bilhassa Ankaradaki Demir Perde gerisi- memleketleri temsilcileri olup bitenleri büyük dikkatle takip attı- ler ve bir şeyler oOÖğrenmek için gayret gösterdiler. Doğru olarak öğ- rendikleri, batılı (o müttefiklerimizin Türkiyenin savunması konusunda her zamanki kadar, hatta daha faz- la dikkatli bulundukları oldu. Bugünlerde NATO için büyük mesele, çok taraflı bir nükleer Kuv- vete sahip olma meselesidir. Bundan önce, bilhassa Kennedy'nin özel tem- silcisi Merchant'ın gelişi (o sırasında Türkiye,. Amerikanın yaptığı teklifi tam olarak desteklediğini bildirmiş- tir. Türkiye, bu kuvvetlerin gerek- tirdiği masrafın "her memleketin kendi takati nisbetinde" karşılanma- sını şart olarak koşmuştur. Bu şart, Amerika tarafından da müsbet kar- şılanmıştır. Hava Kuvvetleri Komu- tanı General İrfan Tanselin meşhur F 104'lerin bize teslimi vesilesiyle yapılan törende bazı gazetecilere bu konuda söylediği sözün esası budur, Türkiye, elbette ki takatinin üstün- de bir mükellefiyet altına girecek de- ğildir. İrfan Tanselin, F 104'lerin Ame- lep edildiğini, fakat oamerikanların bunları oteslimde ("memleketin is şartları dolayısıyla" oyalandıkları- na dair sözleri de bir inanca dayan- maktadır, Amerika, memleketin iç şartlarını, obizimle (omüzakerelerde hiç bir zaman açık şekilde bahis ko- nusu etmemiştir. Ama, amerikalıla- rın kendi aralarındaki görüşmelerde bu hususun başlıca faktör olarak or- taya konduğu bizim meçhulümüz de- ğildir, F 104'ler gibi ogerçekten en modern ve en kuvvetli bir silahın bi- ze verilmesi, amerikalılar tarafından Türkiyedeki iç duruma konulan tel- histe pembe rengin dozunun arttığı- nın işaretidir, Amerika Hava Kuv- vetlerimizi F 100"erin yedek parça- lan itibariyle de takviye (o etmekte- dir. F 100'ler ve F 104'ler âdeta su gibi yedek parça isteyen ucaklardr. Son gelen General Lemnitzer da- hil, bütün yabancı komutanlarla An- karada yapılan görüşmelerin Türk Hükümeti üzerindeki tesiri son dere- ce müsbettir ve dostlarımızın bizim her zamankinden 'az- PERMODİD Kireçli sülatı bal gibi vapan İa- fiye cihazlarının mütenevvi modelleri Gür'e YfA, SE Bankalar Canl, 14 Tel: 114106 Ankara (AKİŞ - işin la- önem verdiklerini göstermektedir. Türkiye yalnız olmaktan son derece uzaktır ve yalnız kalması gibi bir tehlike bahis konusu değildir. Tam aksine, bilhassa amerikalılarla o he- men her meselede tam görüş birliği- ne varılmıştır ve Türkiyenin (o hem Batı Blokunun ve hem de Amerika- nın kendi savunmalarının bir kilit noktası olduğu hususunda mutaba- kat olmuştur.