S İ Filmcilik Gayret dayıya düşünce... Fe birkaç yıl önce birdenbire atlak veren "Yeni Dalga" akı- mı ban ülkelere de yaylirken, günlerden birgün Türkiyeye, kapı- dan da olsa, uğrayacağım beklemek doğrusu fazla hayalperestlik sayılır- dı. Ama kısa boylu, konuşkan, kı- vırcık bıyıklı genç adam Umudunu kaybetmedi. Gırtlağına kadar borca girdi ve kendi başına, kısa metraj- lı, konulu bir film çevirdi. Kısa boylu, kıvırcık bıyıklı ve ko- nuşkan adamın adı Erdem Buri idi. N E M A Buri, o günlerde, üç ortağıyla birlik- te bir mimari bürosunda oçalışmak- taydı.. Burinin fransız Yeni Dalgacıla- rına benzeyen tek yönü, onun da on- lar gibi eleştirmecilikten gelmiş ol- masıydı. Genç eleştirmeci, sinemamı- zın, içinde bulunduğu bataktan kur- tulması için kalemiyle gereğince sa- vaşmış, fakat ne seyirciyi, ne de film yapıcılarımızı bir türlü uyara- mamıştı. Yıllar yılı kötü filmlerle eğitilmiş ve alıştırılmış olan seyir- cimiz, iyi filmleri veya iyi niyetler- le hazırlanmış filmleri kolaylıkla ka- bul etmemekteydi. TÜRKİYE ANAFARTALAR KONYA YENİŞEHİR | İSKENDERUN © BURSA MERSİN | BAKIRKÖY aniy ga Za ame b LAKIS - 213) AKİS/28 Buri, yapılacak en iyi şeyin ken- di başına denemelerle mümkün ola- bileceğine inanıyordu. Bir kere elde- ki belediye yönetmeliklerine (göre, sinema salonları asıl konulu filmler- den önce mutlaka kısa metrajlı bir dökümanter veya okültür filmleri geçmek mecburiyetindeydiler. Ger- çi bu madde bugüne kadar hiç uygu. lanmamıştı ama, bundan sonra da uygulanmayacak mânâsına gelmez- di. Genç film eleştirmecisi, o sağdan . Elinde yeni türk hikayecilerinin en ustalarından Sait Faikin bir kü- -ük hikâyesi vardı, adı "Hancı"ydı. Bu hikâyeden, yazarın ana metnine sadık kalarak, Attilâ Tokattı ile fil- minin senaryosunu yazdılar. Olay, bir gece yarısı, obeklenme- dik bir anda bir hana gelen şehirli bir yolcu ile hancı ve hancının karısı arasında geçen üçlü bir hikâyeyi an- latıyordu. Rejisörlüğünü Erdem Buri yaptı, filmin fotoğraflarını Ve- dat Akdikmenle Muhlis Hasa çek- tiler. Oyuncuların üçü de yeni isim- lerdi: Yolcuyu Attilâ Tokatlı, Han- cıyı Sadık Akalan, karısını da Sevgi Divitçioğlu oynuyorlardı. Bütün sah- neler dahiliydi, belirli bir olay yok- tu, Yükün çoğu, çekim sırasında hal- ledildi ve montaja pek az iş bırakıl- dı. Fon müziğini geçen yıllarda yapı- lan Birinci Türk Film Festivalinde en başarılı besteci armağanını ka- zanmış olan Yalçın Tura hazırladı. En önemli yanı, müziğin türk çalgı- ları için Batı müziği olarak yazılmış olmasıydı. Kemençe, bağlama ve ka- valdan kurulu üçlü bir çalgı grupu, fondaki müziği icra ediyordu. Genç rejisör, denemesini bitirmiş- ti, fakat deneme bu gidişle yalnızca bir deneme olarak kalacağa benzi- yordu. Film kutularını koltuğunun altına alan Erdem Buri yazıhane ya- zıhane dolaştı, filmini satın alıp si- nemalarda gösterecek bir işletmeci aradı. Kısa metrajlı -filmin göster- me süresi 14 dakika sürüyordu film- lerin hem alınmasına, hem de satıl- masına işletmecilerimiz henüz alış- kın değillerdi. O yüzden de daha fil- mi görmeden böyle bir şeyin müşte- ri bulamayacağını söyleyerek Buriyi kapıdan döndürüyorlardı. Dipsiz ambar, boş kile uri, Türkiyede ilk defa kısa met- i değildir. yine gençlerden Metin Erksan, büyük u- mutlarla günlerce Batı (Anadoluyu gezmiş ve "Büyük Menderes Vadisi" adım verdiği kısa metrajlı bir dokü-