yani 600 bin liralık ufak bir komis- yon!.. Fakat kazanç sadece bu 60 bin dolarla kalmamaktadır ki.. Kalkütada müzayedeyle salılam bie maldır. Müzayede listeleri de 15-20 gün önceden ilân edilir. Bizim hindli komisyoncular, listeleri Tekel İdare- sine gönderirler. Ticaret. Grup Mü- dürlüğü de hangi çaylardan alınaca- ğını tespit ederek komisyoncularına bildirir. Bu suretle iki firma, bizini hangi mallara talip olduğumuzu ön- ceden bildiklerinden, müzayede gü- nü önce o malları-kapatırlar. Ondan sonra da tertipli bir müzayede yapı» larak fiyatlar alabildiğine yükselti- tir. Bu suretle müzayedede ne ka- dar yükseltilirse aradaki fark 60 bin dolarlık komisyona o kadar ilâve e- dilir. Ancak, üzerinde durulması gere- çay mübayaası için kabul etmediği hususudur Alınması gereken tedbirler Ç“ işinin memleket ekonomisi ü- zerinde ve bilhassa Dış Ticaret muvazenesindeki rom düşünülerek iki tedbir almanın zamanı gelmiş- tir de geçmektedir bile.. Bunlardan biri, çayı kahve gibi -kahve işi de ayrı bir âlemdir ya, da başka- Böyle bir yola gidildiği tak- dirde her yıl muazzam bir döviz ta- sarrufu sağlanabilecektir. Zira bu takdirde rekabet unsuru, Hindli fir- maların müzayede sistemlerini allak bullak edecektir. Bu suretle "cihan- da tekel" ortadan kalkacaktır. İkin- ci sistem ise, "yurtta tekel"i ortadan kaldırmak olmalıdır. Maksat Rize Çayının istihlâk edilmesi ve Hazine- ye gelir temini olduğuna göre, ya- pılan Harmanda ne kadar yerli çay kullanılıyorsa, ithalâtçıların o mik- tarda Rize çayı mübayaa etmeden ithalat yapmalarına izin verilmedi- gi takdirde yerli çayın kullanılması meselesi kolayca halledilebilecektir. Hazineye sağlanacak gelire gelin ce, kilo başına konulacak muayyen bir istihlâk vergisiyle bu dâva kolay- lıkla halledilebilecektir. Bu suretle, her nümune için sarfedilmekte olan 7-8 bin liralık cay ile bir sürü me- mura verilen para tasarruf edildiği gibi, hem çayın kalitesi yükselecek, hem de sarf edilen külliyetli miktar- daki döviz tasarruf (o edilebilecektir. Böylece memlekette o çeşitli (o kalite çay harmanlarının (bulunabilmesi de İmkan dahiline girecek, çay tiryakileri Tekel çayından veya çay tekelinden kurtulacaklardır. Yanlışlıklar Komedyası Fasih İNAL Kilitler hakkında 6 Nisan tarihli AKİS'teki yazımız herhalde hatırlarda- 2 Ekim 1963 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6/943 sayılı ka- rargameyle "gümrük giriş tarife cetvelinin 83.01 pozisyonuna dahil kült- lerin yarda ithal olunmaması, bunlardan halen 'gümrüklerin denetinde bulunanların -Türkiyeye getiriliş sebepleri ve şartları ne olursa olsun, n afhada bulunursa bulunsun, ithal ver- gi ve resimleri ödenmiş olsun olmasın- yurda sokulmaması Sanayi Ba- kanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılmıştır" denil- mekteydi. Bu kararla, Gümrük Kanunu gereğince, gümrük vergileri ödendiği için fiilen ithal edilmiş olması gereken kilitlerin de yurda sokulması menedilmiş bulanmaktadır ki, bu husus kanuna aykırıdır. İlgili piyasa adamlarının devamlı takipleri sonunda kararın sakat ol- duğu anlaşılmış ve 28 Şubat 1963 tarih ve 6/1472 sayılı Bakanlar Karara Kararı ile halen gümrüklerin denetinde bulanan kültlerden bazılarının yurda İthal olunması uygun görülmüştür. Bu kararnamenin varlığından Gümrük ve Tekel Bakanlığı müsteşarı Cavit Gürocakın İstanbul gümrük- lerine hitaben yazdığı 20 Mart 1963 tarihli bir yazıdan haberdar olmuş bulunmaktayız. Bir kararnamenin emredici hükümlerinin değiştirilmesi veya kaldırıl- ması ancak yeni bir kararnameyle -fakat bu kararnamenin Resmi Gaze- tede yayınlanması şartıyla- kaabildir. Oysa ki, 28 Şubat 1963 tarihinden bu yana Resmi Gazete koleksiyonlarını teker teker elden o geçirdiğimiz halde, 6/1472 sayılı bir kararnameyle maalesef teşerrüf edebilmiş değiliz. Mezkür kararname bugüne kadar -iki aydan beri- Resmi Gazetede yayın- lanmadığına göre, Bakanlar Kurulunca böyle bir karara varıldığına inan- maya imkân yoktur. Kaldı ki, Bakanlar Kurulunca böyle bir karar alın- mış olsa bile, henüz Resmi Gazetede ilân edilmediği için bunun yürürlüğe girmesi de kaabtı değildir. Öyleyse, Gümrük ve Tekel Bakanlığı bazı ki- litlerin ithaline müsaade olunmasına dair yazıyı nasıl yaşabilmektedir ? Dahası var, Dış Ticaret Dairesi 9 Nisan 1963 tarih ve 418.1.83 sayıy- la Merkez Bankası Genel Müdürlüğüne yazdığı bir yazıda. X. Kota dev- resinde listelerde yer alan 83.61 pozisyonlu bazı kilitlerin Sanayi Bakan- lığının müsaade belgesi olmadan ithal edileceğini bildirmektedir. Daha dahası var... Merkez Bankası ise, Ticaret Bakanlığının bu yazı- sını 2 Ekim tarihli kararnameyi göz önünde tutarak tatbik etmeyeceği- ni belirtmiştir. Şöyle bir özet vermek gerekirse: — Sanayi Bakanlığının talebi ile (Bakanlar Kurala, kült ithalini durduran bir kararname çıkarmıştır. -Bu kararname Gümrük Kanununa Aykırıdır-. 2 — Bakanlar Kurulu 28 Şubat 1963 tarihinde bir kararname çıkarmış ve 2 Ekim tarihli kararnameyi değiştirmiş, fakat bunu Resmi Gazetede yayınlamamıştır. -Bu, hukuk teamüllerine aykırıdır-. ümrük Bakanlığı gümrüklere, Ticaret Bakanlığı ise Merkez Bankasına birer yazı yazarak kilit ithaline izin vermişlerdir. -Bu, 6/942 sayılı kararnameye aykırıdır-. 4 — İstanbul gümrükleri kilitlerin İthali muamelesine -Bu da 6/942 sayılı karara aykırıdır-. 5 — Merkez Bankası ise Ticaret Bakanlığından gelen yazıyı 6/942 sa- yılı .kararı göz ününde tutarak tatbikata koymamaktadır. -Aslında hiç bir aykırılığı olmayan sadece Merkez Bankasının yaptığıdır-. Şimdi öğrenmek için meraktan öldüğümüz bir soruya lütfen cevap verilmesini istemekteyiz: Acaba, 6/1472 sayılı kararname bir devlet sırrı mıdır ki. bir türlü Res- mi Gazetede neşredilmez de, ashabı mesallhin ilgili daireler arasında, âlileri bir karış, mekik dokumasına meydan verilir? Şu mahut kararname Resmi Gazetede yayınlanıversin de, olsun bit- sin be birader başlamıştır. AKİS/17