YURTTA OLUP BİTENLER İşte bu sözler Çağlar ve arkadaş- Ö ini duyduk- reketinin ilk sinyalini teşkil etti. Va- li ve kaymakamların da- yardımla- rıyla tasfiye edilen Türkeşin müte- şebbis heyetlerinin yerine pırıl pırıl, çalışma azmiyle dolu (aydınlardan müteşekkil yeni heyetler kuruldu. Artık son adım da atılabilirdi. Ni- hayet önceki haftanın sonlarında Pa- zar günü toplanan kurul, tüzüğün değiştirilmesi ve derneğin yeniden Halkevleri adını almasına karar ver- di. Genel Başkanlığa, 1960 seçimle- rini yapan Kabinenin Milli (oOEğitim Bakanı Tahsin Bangruoğlu getirildi. Dernek bu yeni hüviyetiyle poli- tikanın ve uç teşkil eden her türlü cereyanların dışında kalacaktır. idare Hep aynı hikâye.. Ba hafta Rifat Öçtenin Bakan Bu- lunduğu Ulaştırma Bakanlığında yeni bir işlem yapıldı. İşlem., bir müddet evvel Bakan tarafından "Gö- rülen Lüzum Üzerine" emekliye sev- kedilen DOY Genel Müdür Muavini Muallâ Sezel hakkındadır. Sezel U- laştırma Bakanlığı Genel Müdürlük- lerinden PTT Genel Müdürlüğünde bir müşavirliğe tayin edildi. Muallâ Sezel bu konu üzerinde avukatıyla kısa bir müşavereden son ra gereken muameleyi yaptı ve 16. Noterden bir protesto çekti. toda meseleyi enine boyuna anlattı ve kendisinin bir makam istemediği, gasp edilen ve Anayasa alenen çiğ- nenerek elinden alınan hakkinin ia- desini talep ettiğini belirtti. Bütün bunlara sebep aranmak gerekirse, bir parça geriye gitmek ve olayların gelişmesini incelemek ye- rinde olacaktır. DDY Genel Müdür Yardımcılığından, gerekçe olarak e- mekli subay olusuna dayanılıp uzak- laştırılan Muallâ Sezel ve arkadaş- tan, bu haksızlık karşısında boş dur- mamışlardır; Anayasanın kendilerine tanıdığı hakkı kullanarak Danıştaya müracaat etmişlerdir. Danıştayda ya pılan inceleme Öçten tarafından ya- pılan işlemin tamamen uygunsuz ol- duğu sonucuyla bitti. Danıştaya ya- lan ilk müracaatı müteakip alınan tehir-i icra karan Sezer ve arkadaş- larının görevlerine başlamasını İcap ettirmakteydi, oSezeı ve arkadaşları DDY Genel Müdürü İhsan Pulaka müracaat ettiler. Görevlerine başla- mak arzusunda olduklarını, kanunla- şırı da bunu icap ettirdiğini belirtti- AKİS/12 Muallâ Sezel Elini veren, kolunu almalı.! ler. Ancak Genel Müdürden son de- rece acaip bir karşılık aldılar. Ge- nel Müdür 'dâvanın kendilerini ilgi- lendirmediğini, bu konuyla Bakanlı- gın ilgili olduğunu, bu sebepten ken- disinin Danıştay kararını yerine ge- tiremiyeceğini söyledi. Sezel bunun üzerine kanuni for- maliteyi tamamladı. Noter vasıtasıy- la bir protesto çekti. Gerekçesini tu- zun uzun yazdı ve beklemeğe koyul" du. Bekleyiş bir hayli uzun sürdü. Danıştayda dâva devam etti. oSezel ve arkadaşları beklemeğe devam etti ler. Öçten hiç oralı, olmadı. Zamanın her şeyi unutturacağını sandı. Koa- lisyonun bozulması hikayesiyle ken- dini ve etrafındakileri avuttu. "'Te- hir-i icra kararı"nın kendisini bağla- mayacağını, nihai karan beklemek gerektiğini söyledi. Ancak, Danıştaydaki dâva normal olarak sonuçlanıp Öçtenin tasarrufu- nun Anayasaya aykırı olduğu kara- rma yargı organları tarafından va- rılınca, işin şekli değişiverdi. Danış- tay mağdurların görevine iadesini is- tiyordu. Buna rağmen böyle bir iş- lem yapılmadı. Sezel ve arkadaşları bu durum karşısında TBMM Dilekçe Komisyonuna 12 Nisan 1963 tarihin- de bir dilekçeyle müracaat ettiler. Dilekçelerinin gerekçesi meseleyi ba- sından sonuna anlatmakta ve Danış- tay kararma istinat ederek hakların iadesini talep etmekteydi. Muallâ Se zel dilekçesine söyle yazdı: "Ulaştırma Bakam Rifat Öçten, -şimdi Müsteşardır- Baydur, Danıştay 5. Dairesince itti- haz olunan tehiri icra kararıyla, bu kararın kaldırılması hakkında Ulaş- tırma Bakanlığı talebinin reddine da- ir olan ikinci kararı kasten infazdan imtina eylemek suretiyle Anayasanın 133. maddesinin son fıkrası hükmünü ihlâl suçu işlemişlerdir. Bunlardan Sivas milletvekili bu- Dokunulmazlığı, mevcuttur. da TBMM tarafından tahkikat icra ve yasama dokunulmazlığı kaldırıl- madıkça dâvanın yürütülmesine im- kân yoktur. Anayasanın ihlâli suçu ise, takibatın devre sonuna bırakıl- masını icap ettirmiyecek suçlardan- dır. Bu bakımdan hakkında tahkikat icrasına ve dokunulmazlığının kaldı- rılarak diğer iki suç ortağıyla birlik- te, Anayasanın 147. maddesi gere- gince muhakemeleri yapılmak üzere, Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mah- kemesine sevkedilmelerini rica ede- rim.." Olayın bu yeni gelişmesi, Ulaştır- ma Bakanlığında bir çember haline gelen ideal birliğini biraz telâşa dü- şürdü. Mesele Mecliste tartışılacak- ta büyük çanta akisleri olabilirdi. Ba- ceklerdi. Üstelik Bakan öçten, Ana- yasa mahkemesine sevkedilen ilk Ba- kan olma sıfatını kazanacaktı. Formül arar ove kendilerince bu- lundu. Muallâ Sezel bir başka göre- ve atanırsa susabilir, mesele de ka- panır giderdi. Ancak haftanın orta- sında ellerine gecen protesto, hesa- bın yanlışlığını ortaya çıkardı ve U- laştırma Bakanlığındaki ekibi derin derin düşünmeğe şevketti. A. P. Hastalık devam ediyor! (Kapaktaki o durum) Şenatör Kâzım Yurdakul, O tarih- lerde henüz A.P. den ayrılmamış- tı. Denizliye gitti. Denizlili A.P. İl- ler kendisine sordular;. "— Beyefendi, bu A.P. alo poli- tikası nadir.? Neye dayanır? Nasıl bir yönü vardır? Biz anlayamadık. "— Eskiden, sesli film çıkmadan,