YABANCI THETİMES Baskan Nâsırın arap birliğinin, ye- ni Birleşik Arap Cumhuriyetinin Türkiyeye kargı odüşmanca davran- ması halinde Türkiyenin Orta Doğu politikasında derişiklikler beklenme- si gerektiği Başbakan İsmet İnönü- nün damadı Metin Toker tarafından yayınlanmakta olan haftalık AKİS mecmuasında belirtilmiştir. Bu be- lirtme bugün, Metin Tokerin İmzası- nı taşıyan bir makalede yapılmıştır. AKİS'in resmi bir hüviyeti (o olma- makla beraber naşiri, şahsen kayın- pederine çok yakın olarak bilinmek- tedir ve makalenin bazı kısımları a- deta yetkili bir hava taşımaktadır. Ankarada yeni arap federasyonu hakkında resmi bir tepkinin göste- im gözönüne alınırsa, mi görüşün makalede aksettirdiğini kabul eönsk kabildir Makalede Türkiyenin arap işleri karşısında geçmişteki tutumunun u- mumiyetle dostane bir ilgi (olduğu, fakat son üçlü birliğin Suriye ve |I- rakla geniş bir hududu bulunan Tür- kiye için büyük önemde bir yeni du- rum yarattığı bildirilmektedir. Türkiye ile Mısır arasındaki mü- nasebetlerin 1961 yılında Başkan Nâ- sır tarafından kesildiğini belirten ya- zıda sorulmaktadır: "Irak ve Suriye de bize karşı, Nâsırınki gibi düşman- ca bir politikayı mı benimseyecekler- dir? Bu yol tutulduğu takdirde Tür- kiyenin hareketsiz kalacağını san- mak hatadır. Dış politikamızda ge- rekli odeğişiklikler oderhal (o yapılacak- tır" Makaleye göre bu değişiklikler Bir yandan Türkiye ile İsrâel, diğer yandan da Türkiye ile Ürdün ve Su- udi Arabistan arasındaki Oo münase- betlerin sıkılaştırılmasıdır. "Güney hududumuzda bize kargı hususi mak- satla körükörüne düşmanlık eden bir idarenin Okurulması (o güvenliğimizi doğrudan b tehdit eden bir durumdur İsrail ile daha yakın münasebet kurulmasından bahsedilmesi şimdi- ki halde Elçilik seviyesinde olan mü- nasebetlerin yakında ( “geliştirilece- ği” yolunda İsmet İnönünün n günlerdeki beyanını o hatırlatmakta- AKİS/20 GÖZÜYLE TÜRKİYE Makale, ilerdeki hareketlerini ta- yin etmekte oldukları su sırada "Tür- N dalı olabileceği belirtilerek nihayet bulmaktadır. MOSKOVA RADYOSU Sayın dinleyiciler, bilirsiniz türkye- de bir darbımesel var. Minareyi çalan kılıfını hazırlar, derler. Fakat bazıları kılıfı hazırlamayı unutuyor, hattâ hırsızlığın izini kaybedelim der ken ipucunu bizzat ele veriyorlar. Kennedy'nin müşaviri, Amerikan yar- dımını ballandıra ballandıra anlatır- ken, boş bulunup, yardım alan ülke- lerde sorumluluk yüklenen hükümet- lerin kurulmakta olduğunu ağzından kaçırıyor. Sayın dinleyiciler, bizim bildiği- miz, bir ülkede sorumluluk yüklenen bir hükümetin kurulmasını sağla- mak, o ülkeye yardım ettiği iddia- sında bulunanların değil, bizzat mil- letçe seçilen Millet Meclisinin. işidir. Demek oluyor iki, Kennedy'nin mü- şaviri, Amerikan yardımı ile güdü- len hedeflerden birinin yardım edilen ülkede hükümet kurulmasına varın- caya kadar müdahale etmek olduğu- nu gizlemeye bile lüzum görmüyor. Birleşik Amerikanın Türkiyeye yar- dımı ile ilgili olarak Clay, yardıma devam olunmalı demişti. o Yardıma devam olunmalı demek, sorumlu hü- kümetlerin oOkurulmasını sağlamak demek oluyor. Fakat nasıl olur da bu Amerikan ileri gelenleri böyle sözler ederler, o diyebilirsiniz. (OBana ka- lırsa, buna küstahlık denebilir. Dün- yada artık Amerikan yardımının bir müdahale vasıtası olduğunu anlama- yan kalmamıştır. Amerikanın Kore- de Sygman Ree'yi. Lâtin Amerika ülkelerindeki diktatörleri, bu arada esiri Küba diktatörü Batista'yı, Kon- goda Çombeyi nasıl desteklediği ma- lüm. Amerikan yardımının karakte- rini açıkça gösteren başka bir olay da son zamanlarda türk halk efkâ- rında dillere destan olan, bir ameri- kan şirketinin skandalidir. (o Bilindi- ği gibi, bir türk firmasına demir-çe- lik fabrikası için 2 milyon 400 bin dolarlık teçhizat satan bu amerikan şirketinin gönderdiği mallar, hurda- dan başka bir şeye yaramadığı için türk şirketi I milyon 400 bin doları ödedikten sonra geri kalanı ödemek " , istememiştir. Amerika bu meseleyi Türk Hükümetine bir şantaj o vesi- lesi yaptı. Türk şirketi borcunu ta- mamen ödemene Türkiyeye yardımı tamamen keseceğini bildirerek, ohü- kümete baskı yapmaktadır. Bazı se- natörler de dahil, türk halk efkârı tu haksızlığa ve müdahaleye fena har- da içerlemiştir. . Ama Kennedy'nin müşavirine Sorarsanız, "Bunda öf- kelenecek ne var?" diyebilir. Çünkü dımın güttüğü gaye, müdahale de- gil mi? DİE WELT Ajans haberlerinin o bildirdiği gibi Türk milli bayramı olarak düşük Başbakan Menderesin idam günü değil, Menderes rejimini düşürmek irin yapılan ihtilâl günü olan 27 Mayıs kabul edilmiştir. (Alman) NEWSWEEK Meselâ 1950 yılında Kirksville'deki Kuzeydoğu Missouri eyaleti öğ- retmen koleji türk öğrencileri i- çin anlaşılmaz bir cazibeye sahipti. Bir zamanlar 3000 öğrencisi arasın- da 11 türk bulunuyordu. Bunun tek anlaşılır sebebi, bu okulun Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı listesinde bu- lunmağıydı; Tuhaftır ki, bazı türkler Kirks- ville'de Türkiye hakkında İstanbul- da öğrendiklerinden daha fazla şey öğrendiler. İlk yılını Kuzeydoğu Mis- aouri'de geçirip şimdi Georgia eya- letinin Decatur şehrindeki (oAgnes Scott Kolejinde okumakta bulunan İpek Aksungur, "İstanbuldaki ailem entellektüeller sınıfına mensuptur ve orada biraz kapalıca bir hayat yaşadım. Fakat Kirksville'de her sı- nıfa mensup vatandaşlarımla karşı- laştım. Bunların birisi polisti. Onun bildiği Türkiye, benim bildiğim Tür- kiyeden çok farklıydı" dedi. Çoğu zaman kilise gruplarına hi- taben konuşmalar yapan ve bazen "Memleketinizde oOyaşmak takıyor musunuz?" gibi suallere cevap ve- ren 21 yaşındaki İpek, diğer ecnebi öğrendiler gibi bir tecessüs kayna- ğıdır. o (Amerikan)