cerikliliği sayesinde pek az kapalı bir ümmetçilik ve ırkçılık bir madde halinde derneğin gayeleri arasına sı- kıştırılıvermişti. Türkeş daha sonra kültür birliği sloganıyla bütün teş- kilâtı dejenere etmişti. Türkeşten sonra, kuvvetlenme , yolunda olan demek bir tüzük değiştirme ameliye- si ve yeni seçimlerle zayıflatılmak is- tenmemiş ve madde herhangi bir tat- bik sahası bulmamakla bareber, ol- duğu gibi bırakılmıştı. İşte Pazar gü- nü yapılan genel kurul toplantısı, gerçekleştirilmesi uzun İ beri düşünülmekte olan -bu tüzük ta- dili ile ilgiliydi. Ancak üyeler sade- ce birkaç maddenin değiştirilmesini yeter bulmuyorlardı. Türk Kültür Derneğinin asıl gayeleri (o çizilirken adının da ruhuna uygun olması ge- rekiyordu. Böylece bütün delegelerin ittifakla verdiği kararla Derneğin a- di aslına sadık kalınarak "Türkiye Halkevleri ve Odaları" olarak değiş- tirildi. Akşamüstü saat tam 17,40 da ve- rilen bu karardan sonra üyeler yaşlı gözlerle birbirlerini tebrik ediyorlar- dı. Aydına hücum yeikevlerinin kuruluş fikri Cumhu- riyetin ilk yıllarına kadar uzan- maktadır. Aydın zümreyle halkı kay- naştırmak ve devletin eğitim faali- yetlerinin yanı sıra halkın genel kül- tür seviyesini yükseltmek oüzere o yıllarda bazı teşebbüslere (o geçilmiş, ancak bunlar daha çok lokal teşeb- büsler olduğundan geniş bir teşkilât kurulamamıştı. Nihayet 1932 yılının başlarında meseleyi bizzat ele alan Atatürk Halkevlerini kurdu. Halkev- leri, her tarafta büyük bir ilgi göl- dü. Devletin de mali desteğiyle teş- kilât kısa bir süre sonra bütün yur- da yayıldı. En küçük ilçeler de bile Halkevlerinde kuruldu. Bugün sanat alanının pek çok şöhreti ilk kıvıl- cımlarını oHalkevlerinde yakmışlar- dır. Halkın kültürel gelişmesinde son derece önemli bir fonksiyonu olan Halkevleri 1951 yılına kadar göre- vine hiç aksamadan devam etti.' Bu tarihte, iktidarda bulunan D.P. ay- dınlara karşı açtığı savaşta ilk he- def olarak Halkevlerini kabul etmiş- ti. Halkın uyanması demek D.P. nin sonu demekti. O halde, Halkevleri kapatılmalıydı. Üstelik bu iş için bir gerekçe de hazırdı. Halkevleri C.H. P. ye bağlıydı. O halde bu partinin malları gaspedilirken Halkevleri de kolayca tasfiye (edilebilirdi. o Sonra taktik değiştirildi ve Halkevleri, C. Misyoner Ruhu yeri belki D.P.yi, bir çok ku- SUru m affedecek- fir. Ama onun memleket aydınının pikumda anan - ateşi söndürmek suretiyle işlediği gü nahı er ide affetmeyecektir. Liderlerinin küçük o şahsiyetleri ve (o seviyesizlikleri, (o kendini çok bu çeşit ketlerinde göstermiştir. Bu li- derler ince, asil, sanatkârane, nesih ne varsa hepsine düşman- lık etmişler ve kütleleri bu çe- şit o düşmanlıklara itmişlerdir. Bu yüzdendir ki çok kimse şim- di bu kusuru, Demokrasinin ku suru sanmaktadır ve Demokra- siye onun .için karşı çıkmakta- dır. Halbuki Demokrasi, misyo- mükelleftir ve bu, muzlarındaki yüklerin rıdır. İlk Halkevleri, oObir tek parti sistemi içinde o bulunduğu- muzdan dalayı başarı kazanma- mışlardır. İlk Halkevleri, onla- rın başına geçenler bir ruh ya- rattıklarından dolayı başarı ka- zanmışlardır. Demokrasi içinde bu ruh daha serbesti, daha gü- zel oyaratılacaktır. Ne var ki ge rekli mücadeleden, hayatın ta- bii icabı olan çatışmalardan ve rekabetten yılmamak, “Allah belasını o versin” dememek, inan mak ve inandırmak, geniş so- luklu olmak lâzımdır. en ağı- Halkevlerinin yeni o idarecile- ri Demokrasinin haksız ye lirler ve yeni Halkevlerini es- kiler kadar başarılı hale geti- rebitirlerse memlekete o hizmetle rin en büyüğünü yapmış ola- caklardır. D.P. nin mallarınn alınmasının ilk adımı yapıldı. Böylece sayıları 6 bi- ni bulan ve her biri gerçekten birer kültür ve sanat yuvası olan Halkev- leri bir tek kararla siliniverdi. Ti- YURTTA OLUP BİTENLER yatro sahneleri çürümeye veya ardi- ye olarak kullanılmağa, 500 binden fazla kitap kalorifer (kazanlarında yakıt olarak kullanılmağa -Yeşilköy Bucak binasının kalorifer dairesinde Yeşilköy Halkevine ait binlerce, ki- tap bekletilmektedir- terkedildi. Ka- dıköy Halkevi binası ve sahnesi Ad- liye Tapu Dairesi oldu. Bando enstrü- manları yok pahasına -bu enstrüman ları satın alan şahıs 27 Mayıs inkı- lâbından sonra enstrümanları Türk Kültür Derneklerine hediye etmiştir- satıldı. 1951 den 27 Mayıs Devrimine ka- dar geçen devre Halkevleri mensup- ları için gerçekten son derece üzücü oklu. Üyeler yıllarca devam eden yo- gun bir çalışmadan sonra gelen bu durgunluğa bir türlü (o alışamadılar. Bir şeyler yapmak,. eski faaliyetleri tekrar canlandırmak gerekiyordu. Bu ma, ellerinde imkân yoktu ve iktidar karşılarındaydı. 27 Mayısı müteakip M.B.K. ilk iş olarak Halkevleri meselesine el attı. Eğitim probleminin çözülmesinde dev letin yanı sıra aydınların da yardı- mına ihtiyaç vardı. Cemal Gürsel Halkevleri yerine aynı fonksiyonu i- fa etmek üzere Türk-Kültür Derne- ğini kurdu ve başına o tarihte Baş- bakanlık müsteşarı olan (Alpaslan Türkeşi getirdi. Gaye halkla aydının temasını sağlamak ve bu dernek kar nalıyla en uzak köylere kadar kül- türel faaliyetlerde bulunmaktı. An- cak Türkeşin fikirleri bambaşkaydı. Derneği kendi politik oyunlarına a- let etmek istiyordu. Bu maksatla teş- kilâttaki müteşebbis heyetle tama- men Türkeşin ideal arkadaşlarından seçildi. Asıl Halkevlerinin kurucula- rı, türlü gerekçelerle dernekten uzak- laştırıldı. Demeğin genel merkezi a- şın sağın bir karargâhı haline geti- rildi. Bu durum Gürsel tarafından endişeyle takip edilmekteydi. Niha- yet Türkeşin Başbakanlık müsteşar- lığından uzaklaştırılmasından sonra, 1960 yazının sonlarında Gürsel Beh- çet Kemal Cağları Ankaraya çağıra- rak Türk Kültür Derneklerinin bu hüviyete bürünmeğine son derece ü- züldüğünü belirtti ve: "— Kapatmaya kayamadım. Vali ve kaymakamlara tevdi ettim. Yeni müteşebbis heyetler kur ve bu der- neği düzelt" dedi. AKİS/11