SOSYAL HAYAT Moda Vakkonun defilesi 31 Mart günü ve gecesi Bulvar Pa- las salonlarında yapılan (Vakko defilesinin, Avrupadan ithal ettiği üç zarif manken hariç, herşeyi yerli i- di. Defileyi takdim eden Orhan Bo- ran, politikacılarımıza ait esprileri yanında, sık sık bunu hatırlattı, yer- li mankenleri de özel bir surette ta- nıtarak, bol bol alkışlandı. Bütün malzemesi ve deseni ile Türk sanatkârları tarafından hazır- lanan kumaşlar gerçekten göğüs ka- bartacak kadar mükemmeldi. Vak- ko müessesesinin bu (kumaşlardan hazırladığı hazır, butik elbiseleri ise hem cazip ve güzel, hem de kolay gi- yilir, çağımızın yaşayış hayatına uy- gun modellerdi. Hazır elbise, bugünün kadınının en büyük yardımcısıdır. Kadın, ha- zır elbise sayesinde, kendisine en çok yakışanı en kısa zamanda, en ucuz fiyata elde edebilmektedir. Para eko- nomisi yanında zaman ekonomisi ö- nemli bir rol oynamaktadır. Giyile- rek alındığı için de, bir elbisenin son- radan beğenilmemesi gibi bir tehli- ke hemen hemen yoktur Mitinglerden sonra.. Türkiyede ileri gidiş, bir kere daha geri adımı yendi. Gençlik coşkun, iç- ten, vakur gösterileriyle ancak hislerimize tercüman oldu. Ankarada seyrettiğimiz mitingler, gerçekten muhteşem, gerçekten inanılamıyacak kadar güzeldi. Zannedersiniz ki böylesine coşmuş, böylesine ateşli, böy- lesine kararlı bir topluluk seyirciyi ürkütür, kaçırır. Gözümüzün önün- deki tablo bunun tam aksi idi. ! Mitinglerin merkezini teşkil eden kilit noktalarda ihtiyarlar, çocuklar, erkekler ve kadınlar, gençlerin içten gösterilerine bir rahatlıkla, büyük bir güven duygusu içinde, korkusuzca katıldılar. Kimse ürkmüyor, kimse kaçmıyor, kimse temkinli olmaya lüzum görmüyordu. Karın, tipi- nin, yağmurun altında, mitingin en arbedeli merkezlerinde açılmış yüz- lerce renkli şemsiye hareketsiz bekledi. A. P. merkezinden yağan idrak- siz taş ve tuğla yağmuru bile kimsede en ufak bir korku yaratamadı. Zannedersiniz ki böyle bir topluluk şuurunu kaybedebilir, taşar, öldürür, tutulamaz. Böyle birşey hiç olmadı. En büyük tahrikler karşısında, meş- ru müdafaa durumu karşısında, gençler, karar almadan hiçbir harekette bulunmadılar. Hattâ Güven parkına gidip, âdeta açık oturumlar yaptılar, tartıştılar, hareketlerini frenlediler. Yüzüna taş yiyen bir genç, Türk bay- rağını açarak düz duvara tırmandı, ama, cana taarruz etmedi. Anayasa- yı, devrimci inançları yıkmak isteyen zihniyete, gençliğin sessiz ihtarını değerlendirememiş olan bir zihniyete yeniden ihtarda bulunmakla yetin- di ve orada durdu. Bunun bence tek sebebi vardır: Gençliği harekete ge- tiren ateş, devrimci Türkiyeyi saran ateştir. Gençlerle halk kitleleri ara- sında kopmaz bir bağ vardır. Gençlik, bu mitinglerde, hiçbir kuvvetin âleti olmamıştır. Yalnız, öyle zannediyorum ki, hükümet bugün teneffüs ettiğimiz tap- taze devrimci havadan faydalanarak, bütün devrimci müesseseleri kuv- vetle desteklemek ve gericiye, demokratik kanun ve nizam çerçevesi için- de, haddim bildirmek zorundadır. 27 Mayıs, Atatürk ilkelerinin, demok- ratik nizam içinde uygulanması için yapılmıştır. Ne devrimlerimizden, ne de demokrasiden fedakârlık edebiliriz. Aydınlarla hükümet bu gerçek et- rafında halka olurlarsa, bu gerçek içinde ölçüler muhafaza edilirse, daha geniş halk kitlelerini bu halkanın etrafında toplamak bence mümkün olacaktır Defile, hafif ilkbahar pardesüleri, rob mantolar ve yaz tayyörleri ile başladı, kokteyl elbiseleri ve abiye hafif yaz elbiseleriyle bitti. Yaz pardesüleri, İçteki elbiselerle takım teşkil etmekte ve ekseri bela kadar açık yan yırtmaçları sayesin- de içindeki elbiseyi ogöstermektedir. Yaz tayyörlerinin çoğunun etekleri tırılmış bulunmaktadır. Bu blüzlar, çoğunlukla değişik renklerdedir. Vak- ko, kumaşları kendisi imal ettiği i- çin, bluzları aynı desenin değişik bir kumaşına tatbik edebilmiştir. Mese- lâ, bir tvil tayyörün içine aynı de- senan vual ipek bluz hazırlamış, ku- maşla oynamıştır. Defilenin özelliği de buradan gelmektedir. Defilede bu yıl moda olan yük- sek belli, prenses biçimi, şömizye el- biseler bol bol seyredildi. e Şömizye elbiseler genel olarak blüzan beden- li ve kemerliydi, etekleri birkaç ser best pensle belden oturtulmuştu, İ- pek fular, tvil, saten sumatradan tik elbisesi olacaktır. Kanat gibi u- zayan erkek yakaları, yaka vazi- fesi görerek bağlanan ve beldeki ke- merin altına girerek tekrar gözüken uzun kravatlar bu elbiselerin özelli- ğini teşkil etmektedir. Yaz kokteyl elbiselerine (o gelince, bunlar gerçekten göz alıcı, fakat ay- nı nispette sade şeylerdir. Ekserisi nin arka dekolteleri çok açıktır. Ba- roları panolu, çift eteklidir. İpek ku- maşlar, aynı desende imal edilmiş vual mantolar ve vual eşarplarla süs- lenmiştir. (AKİS - 181) AKİS/33