Evvelki hafta, iste bu gergin ha- va içinde rapor açıklandı. Rapor, Birleşik Amerikanın dış yardım po- litikasında oldukça önemli değişme- leri gerekli görüyordu. o Komisyon şimdiye kadar yapılan yardımın han- gi ölçülere göre yapıldığını tetkik et- miş ve bu ölçüleri çok elverişsiz bul' muştu. Şimdiye kadar yapılan yar dım büyük miktarlardaki (o paranın israfına sebep oluyordu. Komisyon bundan sonraki yardımlarda dikka- te alınması gereken kriterleri de tesbit etmişti. Eğer geçen yılın 3 milyar 9 milyon dolarlık yardım programı bu kriterlere göre tanzim edilmiş olsaydı, bu paradan 500 mil- yon dolar tasarruf etmek mümkün olacaktı. hükümet, çeşitli memleketlere yardım taahhütlerinde bulunduğu için bu ve şimdi sağlamak mümkün değ Raporda şöyle deniliyordu; "Biz şimdiye kadar, mümkün olduğu ka- dar çok memlekete, mümkün oldu- ğu kadar çok yardım yapmak gay- retine düştük. Halbuki imkanlarımı- zı daha az sayıda memleket üzerin- de toplamış olsaydık daha iyi neti- Imamız mümkündü".. | Komisyon Başkanı Clay, bir ga- zeteci ile yaptığı mülakatta çok da- da açık konuştu ve şöyle dedi: "Ba- na öyle geliyor ki, çok fazla para is- raf ediliyor. Bu ise bir çekidüzen ver mek zaruridir. Kendi üzerine düşeni yapmayan bir memlekete bizim ikti- . sadi yardım yapmamız, parayı soka- ğa atmaktan başka birşey değildir". Yardım edilmeli ama.. Yapılan yardımın kısılması ogerek- tiği hususunda, raporu hazırlar yan on kişiden, komisyon başkanı Clay da dahil olmak üzere, dokuzu anlaşıyordu. Sadece, bir işçi lideri olan George Meany, yardımın arttı- rılması fikrini savunuyordu. Kongrenin önde gelen liderleri, ra- poru gayet yapıcı ve konuyu aydın- latıcı bulduklarını açıkladılar. He- men hemen bütün Kongre mensup- larının bu rapor hakkında takındık- ları müsbet tavra bakılırsa, Ken- nedy'nin, bu yıl için istediği 4 milyar 9 milyon dolarlık dış yardım progra- mını bu program geçen yılkinden 1 milyar dolar fazladır- Kongreden pek kolayca geçiremiyecegi anlaşı- lir Nitekim Kennedy, Kongrede kar- şılaşabileceği güçlükleri dikkate a- arak daha şimdiden 200 milyon do- larlık bir kesinti yapmak niyetinde olduğunu (açıklamıştır. e Böylece, Kongrede yapılması muhtemel daha büyük kesintilerin önüne geçmek İs- temektedir. Raporun tamamı da he- nüz açıklanmış değildir. Rapor açık- landığı takdirde yapılacak tartışma- AKİS /24 Mesele, istemesini bilmekte.. günümüzde milletlerarası plânda dikkati çeken noktalardan birisi de, gelişmiş ülkelerle az gelişmiş iler arasındaki münasebetin ge- çirmekte olduğu değişmedir. XIX. zyılın metropol - müstemleke münasebeti, yerini yavaş yavaş belki “de arzu edildiği kadar hızlı ol- mayan bir tempoda- farklı bir münasebetler düzenine bırakmaktadır. Bu yeni devrenin özelliklerini bilhassa az gelişmiş ülkelerin çok iyi bil- mesi gereklidir. Bu genel değişmenin en açıklayıcı örneklerinden birisini dış yardım konusunda bulmak mümkündür. Son yıllarda Batılılar dış yardım me- selesini yeni bir anlayışla ele almaya başlamışlardır. Bu değişikliğin çeşitli sebepleri vardır. Önce, Birleşik Amerikada Eisenhower - Dulles ikilisi artık işbaşında değildir. Kennedy idaresi, dış yardımı bir mem- leketin iç işlerine karışmak ve belirli bir sistemi satmak için vasıta olarak görmediğini açıklamıştır. Sonra, Birleşik Amerika dışındaki diğer Batılı devletler de gelişmelerini tamamlamışlar ve yardım ya- pabilecek duruma gelmişlerdir. Böylece, yardım yapmak tekeli Birle- şik Amerikanın elinden çıkmıştır. Bunun bir sonucu olarak da, yardım- ların çok taraflı olması ve bu iş için kurulmuş milletlerarası organlar tarafından yapılması yoluna gidilmiştir. Bu durum, bazı devletlerin dış yardımları kendi siyasi amaçları için bir tazyik vasıtası olarak kullanmalarını güçleştirmektedir. Nihayet, en önemli alarak, dış yardımın felsefesinde ciddi bir de- le dikkati çekmektedir. Batının aklı başında çevreleri, Orta ve Uzak Doğunun, Güney Amerikanın, halktan uzak diktatörlüklerine ya- pılan yardımlardan dolayı huzursuzluk duymaya başlamışlardır. Ve- rilen dolarların halka gidemediği, belirli bir azınlığın elinde çarçur edildiği anlaşılmıştır. Yardımların bilhassa iktisaden kalkınma kara- rını vermiş, bunun için plânlı, ciddi hazırlıklara girişmiş devletlere yapılması düşünülmektedir. Yardım talep eden memleketin herşeyden önce "kendi evinin içini düzeltmesi" istenilmektedir. Gerçi bütün bunlar, dış yardım konusundaki güçlüklerin tamamı- nın halledildiğini göstermez. Hâlâ faiz ve vâde gibi, yardımın şartla- rıyla, muayyen projeler veya kalkınma plânının bütünü gibi yardımın konusuyla ilgili birçok mesele ortadadır. Bazı devletler hâlâ, kendile- rini, dış yardım konusunu hasis bir tacir anlayışıyla ele almaktan kur- taramamışlardır. Fakat asıl mesele, yardım talep eden memleketlerin kendileriyle ilgilidir, önemli olan, önce, alman parayı en iyi şekilde kullanmak için gerekli şartların hazırlanması, sonra da bir sadaka ister gibi değil, artık ödenmesi bir ahlâki mecburiyet halini almış bir borcu geri ister gibi istemesini bilmektir... ların işleri daha da güçleştireceği dü- şünülmektedir. : İlân edilen anahatları şunlardan ibarettir: İlk olarak, doğ- ru kavranılmış ve iyi bir şekilde yü- rütülen bir dış yardım programının Birleşik Amerikanın güvenliği bakı- mından esas olduğu belirtilmektedir. Bunu takip eden tavsiyeler arasında şunlar yer almaktadır: Hibe ver- mektense iktisadi yardım tercih edil- melidir. Yardımlar bilhassa hürriyet idealine bağlı ve kalkınmak için ü- zerlerine düşeni yapan memleketle- re yöneltilmelidir. 880 milyon dolar- lık teknik yardım pi unu yü- rütebilecek kâfi eleman bulunmadığı için azaltılmalıdır. Komünist blokla i bulunan memleketlere gönderi- len silâhlar azaltılmalıdır. Bu ara- da İspanya ve, Portekize de silâh göndermekten vazgeçilmelidir. Batı Avrupa ülkeleri de Birleşik Amerika- nın dış yardım yüküne daha fazla iştirak etmelidirler. Yardım yapılan ülkede özel teşebbüsün gelişmesi teş- vik' edilmelidir vs.. Raporun bu maddesi, geri kalmış memleketlerin durumunu Birleşik A- merikada bazı çevrelerin hâlâ iyice anlayamadıklarını ortaya koymak- tadır. Bu teklif. Hindistanda büyük bir huzursuzluk yaratmıştır, Şu sı- rada devlete ait bir çelik fabrikası kurmayı düşünen hindliler, bu.fabri- ka için yardım alıp alamıyacaklarını anlamak istemişlerdir. Amerikan Bü- yük Elçisi, bu teklifin, raporu yazan- ların şahsi düşüncesinden ibaret ol- duğunu açıklayarak durumu kurtar- mıştır. Öyle anlaşılıyor ki Birleşik Ame- rika, önümüzdeki yıllarda, yardım yapacağı ülkeleri daha dikkatle se- çecek. fakat yapılan yardımın da da- ha netice alıcı olmasını sağlayacak- tır.