TİYATRO Istanbul Oraloğlunda "Ağaçlar..." Özel tiyatroların hemen hepsi prog- ram değiştirmişlerdir. Bunlardan Oraloğlu Tiyatrosu, geçen (mevsim Ankarada büyük başarı kazanmış o- lan, ispanyol yazan ve şairi Alejan- ro Casona'nın "Ağaçlar Ayakta Ö- lür'ünü oynamaktadır. Kadro, bu münasebetle,, beyaz perdenin iki seç- kin sanatçısıyla takviye edilmiştir: Atıf Kaptan (Büyükbaba rolünde) İle Mahir Özerdem (Felix rolünde». "Ağaçlar Ayakta ölür" de -An- karada Macide Tanırın oynadığıi Bü"- yükanneyi Lâle Oraloğlu oynamakta Ve güzel kompozisyonuyla büyük ilgi görmektedir. "Koca Bebekler" Oraloğlu Tiyatrosunda ikinci (o yeni oyun, edim Kenterin Harold Brook'la Kay Bannerman'dan çevir-' diği, oO("Koca Bebekler" ("Al for Mary") komedisi, son günlerde, tem- sile başlanmıştır Haldun Dormenin sahneye koy- duğu, dekorlarını da Duygu Sağır- oğlunun çizdiği bu hareketli ve eğlen- celi komedide bellibaşlı rolleri şu sa- natçılar oynamaktadır: Lâle Oraloğ- lu (Mary),Nejat Çetinok (Alphon se), Dormen Tiyatrosundan misafir sanatçı Mehmet Özekit (Humpy), Ender Şimşek (Victor), Yağız Tan' (Claire) ve Güngör Duracan (Nan- "Koca Bebekler", "Ağaçlar Ayak- ta ölür"le -saat 18 ve 21 temsilerin- de haftadan haftaya- yer değiştirerek oynanacak ve büyük bir ihtimalim bu mevsimin son oyunu olacaktır. Dormende "Borusunu öttüren.." Dormen Tiyatrosu üçüncü oyununu bir adaptasyonla vermiştir: Leylâ önderin -gerçekte Metin ve Nisa Se- rezli- Neil Simon'un ("Come blow your horn" adlı komedisinden adap- te ettikleri "Borusunu öttüren..." Bu oyun, oldukça dar ve eski görüşlü, mütahakkim bir babanın baskısından kurtularak gençliklerinin "tadını çı- karmak" isteyen iki delikanlı karde- şin hikâyesidir. Haldun Dormenin sahneye koy- duğu, hem eğlenceli, hem düşündürü- cü, hem de oldukça duygulu tarafları olan bu oyunda bellibaşlı rolleri Me- tiyatrodan misafir sanatçı- (Aysel Dinmez oynamaktadırlar. Oyun: "Mary - Mary" (Komedi, 3 perde). Yazan: Jean Kerr. Çeviren: Asüde Zeybekoğlu. Tiyatro: Kent Oyuncuları (Dormen Tiyatrosunda). Sahneye koyan: Yıldız Kenter. Dekor: Doğan Aksel. Konu: Kadının, alaycı zekâsı, düşündüğünü olduğu gibi söylemekten çe- kinmiyen, tabii ve kendinden emin haliyle ağır bastığı; erkeğin de, kadın- lığından çok zekâsıyla yaşıyan karısının yanında, aşağılık duygusuna ka- pıldığı bir evliliğin hikâyesi: Kısa bir ayrılıktan sonra yeniden birleşmey- le biten bir evlilik... Oynıyanlar: Müşfik Kenter (Bob Mc Kellaway), Yıldız Kenter (Mary Mc Kellaway), Gülsün Kamu (Tiffany Richards). Kâmuran Yüce (Oscar Nelson), Şükran Güngör (Dirk Winston). (3 erkek, 2 kadın rolü). Beğendiğim: Asude Zeybekoğlunun, amerikan nüktelerini o "ısıtarak" aktaran, başarılı çevirisi. Yıldız Kenterle genç rakibesi Gülsün Kamunun ve Şükran Güngörün zengin, biribirinden güzel kostümleri, tayyörleri, rob- ları, tuvaletleri, mantoları, smokinleri, gecelikleri, sabahlıkları, iskarpin- leri ve şapkaları... Müşfik Kenterle Kâmuran Yücenin -bu moda ve zara- fet yarışı içinde- çizdikleri, kişiliği olan karakterler. Doğan Akselin, o kostümlere pek uygun düşen, cici dekoru... Begenemediğim: Yıldız Kenterin yeni rolüne, yeni bir kişilik, bir özellik kazandırmakta çektiği gü üçlük... Yer yer, başka başka oyunlardaki rolle- rini -"Salıncakta iki Kişi"yi, "Aptal Kız"ı atlatan oyunu. Eserin özün- deki akıl, mantık evlenmesiyle duygu, aşk evlenmesi çatışmasının yeteri kadar belirtilmemiş olması. Kent Oyuncularının, belki ilk defa, modern bir seyirci topluluğuna seslenme, göz kamaştırma gayretine düşmüş olmaları.. Sonuç: Daha temsilden çıkarken hatırda pek bir şey bırakmayan, hafif bir komedi. Kent Oyuncularında "Mary - Tiyarroda defile Mary"