SPOR Haberler Geçirdiğimiz hafta, güreş sporumuz için pek önemli bazı işaretler ge- trdi. Mesele, yetkililerce su yönden ele alındı: Güreşçilerimiz hayat- larını rahat ve huzur içinde geçire- rek müsabakalara hazırlanma im- kânlarından mahrumdurlar. Onlara refah sağlamanın çaresi bulunursa. Dünya minderlerinde bizi eski şöh- retimize kavuşturacak fırtına takım- lar yetiştirmek kabil olacaktır. Ancak bir takım tenakuzlar da gözden kaçmamaktadır. Meselâ, Dev- let Bakanı, güreşçilerin maaşlarını doğrudan doğruya Genel Müdürlük- ten almaları için Beden Terbiyesi Kanununda değişiklik (yapılmasını ilgililere emrettiğini söylemekte, on- ları bir merkezde toplayacağını ha- ber vermektedir. Umum Müdür ise, iki gün sonra, aynen şöyle demiştir. "Güreşçilere maaş bağlanmasına im- kân yoktur. Zira güreş, amatör bir spordu!. Ancak, güreşçilerimize ma- -- bakımdan yardım şekli aranmak- tadır." Bir sporcuya spor yaptığı için maaş verilmesi amatörlüğü zedeliyor da, devamlı mali yardım yapıl- ması, adı maaş olmadığı için» spor- cunun amatörlük sıfatına toz bile kondurmuyor!.. Federasyon Başkanına gelince, o da, "Bakan ve Umum Müdür ana dâvalara hassasiyetle eğilmişlerdir. Bu durum karşısında istikbale o bü- yük bir ümitle bakmaktayız" demek- te ve ""Yakın bir zamanda güreşçile- rin iş ve sosyal durumları halledil- miş olacaktır. Çıkacak Pul Kanunu ile kendilerine münasip şekilde yar- dım yapılacaktır" diye eklemektedir!.. Galatasaray, Türk spor tarihinde daima hatırlanacak Milan maçı- na hazırlanmaktadır. Bu hazırlıkla- rı Türk spor umumi efkârı ve İtal- yan Basınıilgiyle izliyor. Mücadele çetin, ödülü ve şerefi büyük. Bizde, beklenmekte olan bir mil- li maçın bile bu kadar geniş ilgi çek- tiğinin örneğini bulmak güçtür. Bu- nun sebebini propagandaya bağlayan- lar haksızdırlar İstanbul maçının neticesi ortada- dır. Neticenin, denk kuvvetlerin, fırsatları ve talihi değerlendirmesine bağlı olacağı söylenebilir. Bu da u- fak farklar veya beraberliktir. Daha mühim olanı, bu maçın rövanşıdır. Kardöfinali bu rövanş tâyin edecek- tir. AKİS/36 KÖŞEDEN üste başka, Plân başka.. Vildan Âşir SAVAŞIR Öyle görülüyor ki, saha, ve tesis işlerimizde korktuğumuza uğramakta- yız. Daha hiç bir şeyin açıkça adı konulmadan kazmalar işleyip ma» lalar çalışmağa başlamış ve büyük paralar, neticesi şüpheli sarflara bağ- lanmış bile... Bütün ısrarlara rağmen, bir plân ve onu tatbik programının açıklanmasından ve yayınlanmasından dikkatle kaçınılmıştı. e Şimdiyse, bir yetkili "Plânımız da var, programımız da!" iddiasını ispat çabası için- de, seçtiği bir gazeteye beyanat vermiş bulunmaktadır. Bugün prensip- leri, niçini ve nedeni önceden tartışılarak tespit edilmiş, şartlara, imkân- lara oydurulmuş, bir kalkınmayı hedef tutan, ihtiyaçlara cevap veren bir plânın artık söz konusu dahi edilemiyeceğini gösteren bu beyanattan daha inandırıcı bir vesika bulmak mümkün değildir. Beden Terbiyesi teşkilâtının 1 numaralı sorumlusunun, Basın men- suplarından sakınırcasına, sadece bir gazeteciye verdiği bu beyanattan açıkça anlaşılmıştır ki teşkilâtımız, plân mefhumu ile. rastgele sıralanmış bir yapı faaliyeti listesini birbirine karıştırmaktadır. Açıklanan listeye gö- re 8 ilimizde -İstanbul, Antalya, Çorum, Kayseri, Kocaeli, rr Sa- karya, Trabzon- 2000 kişilik, 8 ilimizde -Ankara, Amasya, Çankırı, İs- parta, Kırklareli, Maraş, Sinop, Zonguldak- 1600 kişilik; > ilimizde -İz- mir, Bursa- 5000 kişilik, 1 ilimizde de -Ankara- 7500 kişilik -bunlar spor- cu değil seyirci sayısıdır- spor salonunun yapılması yolunda imişiz. "Ni- çin bu illerde de, başkalarında değil"in savsaklayıcı cevabını bulmak belki kolay olacaktır. Fakat niçin, seyirciyi birinci plâna alan pahalı tek tesis yerine, çalışanı veya çalıştırılacak olanı hedef tutan ucuz ve çok tesis ele alınmamış; neden seyirciyi baş tacı eden tesisler için yurdumuz- da spor merkezleri ihdas yolu tercih edilmemiş de, spor kalkınmasında pek önemli bir unsur olan deplasmanlara imkân sağlayan tertip ihmal edilmiştir? Bunun, bizim şartlarımız içinde cevabını vermek kimse için kolay değildir. Sapancada su sporları tesisi yapılacakmış. İnsaf edilsin, coğrafi bün- yesi sebebiyle göl ve nehir spora yapma imkânlarından mahrum bir mem- leket için bu. müslüman köyüne kilise yapmak kabilinden bir tutum de- gil de, nedir? Stad işlerimizin ne halde olduğunun, hangi görüşle ele alındığının İbret verici misalini şu cümlelerde bulacaksınız: "Konya, Adana, Bursa, Mersin ve Antalya stadlarının sadece tribün inşaatı Tm .. Stadının açık ve kapalı tribünlerinin inşaatı hereeme sta- dının yeni şekil tamamlanmış gibidir. Bu sayılanlar arasında, cılız bir müjde olarak yalnız şu haber va- dır; Yetkili, "Halkapınar antrenman sahaları inşa edilmektedir" diyor! Demek oluyor ki, en iptidai şartlardan mahrum şu koskoca memlekette, düşünülmesine lütfen rıza gösterilmiş biricik bahtiyar semt, İzmirimizin Halkapınarı imiş?,. Beyanatta ne bir pistten, ne bir jimnastik Balonun- dan, ne mütevazi boks, güreş odalarından, ne bir barınaktan ve ne de su uçsuz bucaksız kıyılarımızda üç-beş yüzme yerinden bir haber var!. Plân iddiası ve gurura içinde ünümüze sürülen listeyi tetkik ettikçe, bir- çok vesile ile belirttiğimiz endişede haklı olduğumuzu daha iyi anlıyor, tasalanıyoruz. Bize şu veya bu tesir altında hazırlanmış, makul hiç bir hesaba dayanmayan yapı listeleri değil, ilmi mânası içersinde düzenlen- miş tesis plân lâzımdır. Üstelik plân konusu bugün memleketimizde en çok konuşulan konudur. Bir plândan ne anlaşılması lâzımgeldiği her gün bütün gazetelerde, en açık bir dille yazılmaktadır. Bize inanmamak için, ilgililerin öne sürebilecekleri birçok sebepleri bulunabilir. Bunu an- lamak da kabildir. Ancak, affedilmeyecek olanı. güzelim imkânların, dönüşü bulunmayan bir yolda harcanması ve memleketin bundan mah- rum edilmesi keyfiyetidir.