İnönü diyor ki.. Komisyon bunları incelerken, bir noktada tamamen birleşti. Af, si- yasi af mahiyetinde olmayacaktı. O af, sonbaharda yapılmıştı. Bu hususlarda mutabakata varıl- dıktan sonra Komisyon Hükümet Başkanının fikrini öğrenmek istedi ve İnönüden çalışmalarına katılma- sını talep etti. İnönü komisyonunun davetine geldi ve izahlarını dinledi. Her hususta kendileriyle beraber ol- duğunu belirtti ve tabiatıyla C.H.P. Grupunda meselenin bir kere daha en nm faydalı olacağını i- fade e Salı günü. toplanan C.H.P. Gru- punda olay enine boyuna tartışıldı. İnönü fikrini söyledi. Komisyon. Gru- pa durumu anlattı. Bütün incelemele- rini ve çalışmalarının şeklini izah et- ti. Karar Grupa ait olacaktı. İnönü- nün istediği, komisyon üyelerinin di- ğer kanatlarla yapacakları temaslar- da Hükümet Protokolü ile bağlı «al- mamalarıydı. Bu, kabul adildi. Yet- ki verildi. Af konusunda önümüzdeki lerde bir taşarı m Bu bir Genel Af olmamasına rağmen hayli şümullü GİNEnİR ancak siyasi suçlar için bir madde ihtiva etmiye- cektir. CH.P. Grupu genel müzakerelerinde de böyle bir ekleme- nin yapılmaması için kararlıdır. Tek başına dahi kalsa mücadele edecek- tir ve tabii o takdirde bu, Koalisyo- nun sonu olacak, kim böyle bir affı çıkarmayı kudreti dahilinde görüyor- sa Hükümeti o teşkil edecek ve o Kayserinin kapılarını ardına kadar açacaktır. Idare Turistlere müjde.. Bu haftanın başında İçişleri Komis- yonunda müzakere edilen oKüçü- cük bir kanun teklifinin altından, ocaman meseleler çıktı. Müzakere edilip reddedilen kanun teklifi C.H.P milletvekilleri tarafından hazırlanan ve şipşirin bir kasabamızın ilçe ha- line getirilmesini sağlıyacak teklifti. Teklif Kastamonu milletvekilleri ta- rafından yapılmıştı ve Abananın tek- rar -evet tekrar- ilçe olmasını talep ediyordu. ana, Kastamonunun Karadeniz kıyısındaki küçük, şirin bir plaj ka- sabasıdır. Birkaç yıl var ki Abana iç turizmin merkezlerinden biri haline gelmiştir. Yazın Başkentin sayılı ki- şileri tatillerini bu kasabada geçir- mek için ta mevsim başından yarışa kalkarlar. Abanalılar bu avantaları- nı çok iyiye kullanırlar. Her geçen yıl kasabalarını büyütmeğe, . turist- leri rahat ettirecek tesislerle süsleme- ge çalışırlar. Üstelik bunda da mu- vaffak olmuşlardır. Abanada terte- miz lokantalar, oteller ve pansiyon haline getirilmiş şirin evler vardır. Belediye (o hizmetlerini (o elbirliğiyle Abanalılar kendileri yaparlar. İşte, Abanalıların bundan ötürü bir dilekleri vardır. Kasabaları ilçe haline getirilirse devletin eli bu şirin köşeye biraz daha uzanacaktır. Ay* ... davul zurna az! Turhan o Feyzioğlu o Hakkında, A.P. nin talep ettiği genso- ru çok eğlenceli neticeler vere- ceğe benziyor. Adam o Mecliste, o bilhassa Gökhan tipi politikacılar o yü- zünden "Unutulmaz Dış Politi- ka Genel Görüşmesi” adıyla anılacak görüşmeler sırasında demiş ki: "— M.D.O. nun kimler ol- duğunu söylesem, onları da a- yakta alkışlarsınız!” Ne demek bu? İki kere iki: "Kim Hükümetin, kasındasınız. M.D.O. cular meydana çıkarıl- sın, onları da bağrınıza basar- sınız” Öyle ya, adamların büyük sevgililerinden o biri | İhtilâlci Türkeş, öteki 22 Şubatçı Ayde- mir. Halbuki jihtilâl ağababala- rına, 22 Şubat düpedüz kendile- rine karşıydı. . Ama Türkeşle Aydemir, sonradan düşman di- ye İnönüyü seçtiler ya, tabit ol- dular beg'lerin gözbebeği. Şimdi, "Vay, M.D.O. yu tu- ij bütün muhalif kamp -iki ucun ikisi birden, ta- bii- Feyzioğluya yükleniyor. Her halde Feyzioğlu, konu- di lâfa şöyle başlayacak, derim mangal tah- tası onlar anlar bayram hafta- Ama bu anlayışla memleket idare etmek sevdasındalar. Ya ona ne demelit YURTTA OLUP BİTENLER rica bu taleplerinde hukuken da haklıdırlar. Zira Abana geçen dev- rin politika anlayışıma kurbanı ol- muştur. Bütün kabahatları 1953 yı- lından bu yana hangi seçim olursa olsun C.H.P. ye oy vermekten iba- rettir. D.P. devrinin demokrasi anla- yışı bu sebepten ötürü Abanayı ilçe iken köy haline getirmeğe kafi gel- miştir. Güya bu suretle intikam al- mışlardır. Ama Abana fikrinde ısrar etmiştir. 1954 seçimlerinde sandık- lardan tek D.P. oyu o çıkmamıştır. 1957 seçimlerinde durum aynıdır. 1957 den sonra Abanada V.C. tabe- lâsı görülmemiştir. Görülen W.C. ta* belâsından ibaret kalmıştır. İçişleri Komisyonuna kanun tek- lifi getirildiğinde, Komisyonun koa- lisyon kanatlarının tam olmadığı gö- rüldü. C.K.M.P. ve Y.T.P. li millet- vekilleri toplantıya (o gelmemişlerdi. Aslına bakılırsa iki küçük parti men- supları uzun zamandır İçişleri (Ko- misyonu toplantılarına katılmıyorlar- dı ve bu sebepsiz değildi. Komisyon Başkanları seçiminde koalisyon protokoluna göre üç parti sırayla başkanlıkları paylaşmaktadır. çişleri Komisyonu Başkanlığı da bu sıraya gör» Y.T.P. li bir milletvekili- ne düşmektedir. Ancak Osman Sabri Adal seçim sırasında nasılsa A.P. li milletvekillerinin oylarıyla Başkanlı- ğa getirilmiş, işin garip tarafı ko- misyon sözcülüğüne de bir A.P. li milletvekili seçilmiştir! Arap saçın- dan biraz daha karışık olan olay, bü- yük anlaşmazlıklara sebep olmakta- dır. Zira yarın, öbürgün Hükümet tarafından bir kanun tasarım getiril- se, İçişleri Komisyonu Genel Kurul- da tasarıyı A.P. li milletvekiline sa- vunduracaktır. Bu gerçekten olmıya- cak birşeydir ve tatbikatta büyük mahzurlar doğurmaktadır. Nitekim bu karışıklığın ilk kur- banı Abana kasabası oldu. Komis- yon kanun teklifini A.P. illerin oy- larıyla reddetti. Parlamento teamülü. teklifin Genel Kurulda da reddini i- cabettirmektedir. Ancak ilgililer A- banalılarin bu- haklı talebiyle alâka- lanmakta gecikmediler. Başbakan İnönü Pazartesi günü Hükümetin bir tasarı hazırlıyarak Meclise sevk et- mesini istedi ve bu konuda İçişleri Bakanlığına emir verdi. Bakanlık tasarıyı oOönümüzdeki günlerde Meclise sevkedecektir. C.H. P. kanadı Komisyonda bu defa işi at- kı tutacaktır. Koalisyonun diğer iki partisi biraz gayret sarfederse mese- le kolaylıkla halledilecektir. AKİS/19