TİYATRO ll “Çalıkuşu Üçüncü Tiyatroda tin Haupt- mann'in yerini Reşat Nuri almış ve Necati Cumalının, bu mevsim ba- şındanberi İstanbukla büyük başarıy- la oynanan ve yüzüncü temsiline yak- laşmakta olan, "Çalıkuşu" adaptas- yonu Ankaralılara da sunulmuştur. çıkmaktadır. Eserin unutulmaz kah- ramanı Feride'de, bir süredenberi Devlet Tiyatrosundan ayrılmış olan, Gökçen Hıdır tekrar yetiştiği sahne- de, eski arkadaşları arasında görül- mektedir. Tarik Levendoğlunun çiz- diği dekorlar içinde Mahir Canova- nın sahneye koyduğu bu çok tablolu oyunun mevsim kapanmadan afişten inmiyeceğini tahmin etmek kehanet sayılmamalıdır. Ve "Huzur Çıkmazı"... Küçük Tiyatroda Çetin Altanın ye- rini alan Haldun e yeni yaz- dığı "Huzur Çıkmazı, : 5" adlı o- yununu Ankaralılara snhmmalkfağ. Turgut Zaimin dekorları (içinde Ergin Orbeyin sahneye koyduğu o- yunda başrolü Yalın Tolga oynamak- ta ve güzel kompozisyonu (o beğenil- mektedir. Bununla beraber, psikolo- jik ve oldukça meraklı vakanın, ace- leye gelmiş hissini veren zayıf işle- nişi, bazı rollerin silik (o bırakılmış, eski oyunları kadar talihli, sahnede de uzun ömürlü olamayacağı intibaı- nı vermektedir. Istanbul Yeni oyunlar İstanbul tiyatrolarında da mevsimin ikinci tur oyunları sahneye konul- mıya başlanmıştır. Şehir Tiyatrosu, Tepebaşı sahnesinde, ünlü alman ya- zarı Gerhart Hauptmann'ın -100. do- gum yıldönümünü anmak üzere, "Güneş Batarken"i yeniden sahneye koymuş ve özel bir program -dergi- yayınlamıştır. Şehir Tiyatrosu, pek yakında, Cevat Fehmi Başkutun "Paydos" pi- yesini de yeniden oynamıya başlıya- caktır. Vasfi Rıza Zobunun sahneye koyduğu yeni "Paydos" temsillerine, onbeş yıl önce eserde vazife o almış olan Vasfi Rıza Zobu, Behzat Butak, Mehmet Karaca» Gazanfer Özcan, Reşit Baran gibi ünlü sanatçıların, eski rolleriyle, katılmaları bu eserin tekrarına ayrı bir özellik vermekte- dir. Lütfi AY Oyun: "Biraz Gelir misini!..", (Oyun, 3 perde). Yazan; Aziz Nesin. Müzik: Mehmet Abut. i Şehir Tiyatrosu (Kadıköy). Sahneye Koyan: Tunç Yalman. Dekor: Duygu Şağıroğlu. Konut: Kişileri Ahmet, Fatma değil de Mateh, Zani, Effer gibi sembo- lik adlar taşıyan, "Supi" denilen bir müzik âletinin en iyisini, en "güzel ses vereni"ni yapabilmek için gecesini gündüzüne katan, bu sayede ölü- me bile meydan okuyabilen Mateh Ustanın hikâyesi. Yazar, kahramanı- ma ailesi, çevresi ve değişmez alınyasasıyla olan münasebetlerini allego- şeyler yapmak, geriye faydalı, güzel şeyler bırakmak için yağan kamilaşlzmnk çalışanların ve yaratanların övgüsünü yapmıştır Oynıyanlar: Rauf Ulukut (Mateh Usta), Fethiye Sezer (Zani), Oral Yonci (Şafey), Ayşegül Devrim (Cino), Çetin Akçan (Misa), Atacan Arseven (Bornok), Bilge Zobu (Effer), Süleyman Çevik (Pinay), Melâ- hat Hasanoğlu (Aşi), (6 erkek, 8 kadın rolü). Beğendiğim: Yazarın, ustası olduğu ve kolay tesirler elde edebileceği, aktüel toplum meselelerini bir yana bırakarak faydalı bir konuyu, usta- lıkla, işlemiş, kahramanı Mateh ile kalıcı bir tiyatro kişisi yaratmış ol- ması. Duygu Sağıroğlunun, oyuna havasını kazandıran, başarılı dekoru Tunç Yalmanın ölçülü ve tesirli rejisi. Başrolde Rauf Ulukutun gerçek- leştirdiği nefis kompozisyon. Karısı Zani' de Fethiye Sezerin, çırağı Bor* nok'ta Atacan Arsevenin, komisyoncu Effer'de Bilge Zobunun, Cino'da Ayşegül Devrimin ahenkli oyunları. Beğenemediğim:RelJinin, oyunun bütününe ve Azrailin kulisten "Bi- raz gelir misiniz' diye yükselen sesine vermekten kaçınamadığı, gereksiz, duygululuk! Sonuç: "Köşebaşı"ndan bu yana, hem şekil hem öz bakımından, dört başı mâmur bir "ilk piyes". Yurdumuzun ancak çalışmak, daha çok çalış- mak, durmadan çalışmakla kalkınabileceği gerçeğinin nihayet anlaşılır gibi olduğu bir devrede, bri topluluklarında müspet tesirler uyandıra- bilecek güçte bir oyun. edeceğim kaliteli bir temsil, z görmeyenlere mutlaka görmelerim tavsiye İstanbul Şehir Tiyatrosunda "Biraz gelir misiniz.." Davet büyük yerden AKİS/33