RA D Idare "Burası Ankara Radyosu!" Ankara Radyosunun nöbetçi spike- ri i geye Çarkacı: Burası Ankara Radyosu! Sa- yın dinleyiciler, gonga saat tam 24.00'de vurulacak... Şu anda 1962 , 1963 başladı" dedi. o Radyo yöneticileri, dinleyi- cilerin yeni yıllarını kutladılar. Rad- yo dinleyicileri o gece Radyonun il- gi çekici programlarını dinledikten sonra, son tenkid sagnağının gerçek sebeplerini bir kere daha merak et- tiler. Son onbeş gündür radyolar, Mecliste, Basında alabildiğine hırpa- Y O leri çalışmaları, bunun için muci alınması, mucip alınması için teknik servisin tahsisatımın olması, gece ka- labilecek -zira aynı teknisyenler gün- düzleri oniki saat çalışıyorlardı tek- nisyenlerin bulunması lazımdı. Kısacası, ince eleyip sık doku- mak, düşünmek faydasızdı. İş, na- sıl olsa, olacaktı. Program Müdürü önüne bir kâğıt çekti, yazdı: vs... Kâğıdı daktiloya verdi. şefleri bir süre sonra toplanıp, prog- ramların oteferruatını (o görüştüler. Daha doğrusu dertler, İmkânlar, ih- tiyaçlar bir kere daha ortaya dökül- Spiker Şenel Çarkacı Çorbada lanırken, Radyocular günlük prog- ramlarla yılbaşı özel programlarını hasırlamanın telâşını, Çin Seddinden daha aşılmaz ve sağlam olan mevzu- at çilelerini yaşıyorlardı. Müdürü Güntekin Orkut, bir ay ön- ce yılbaşı programlarını plânlamak için masasının başına oturduğu za- man aslında yine bir mucize yarat- mak zorunda olduklarını biliyordu. Ama alışmışlardı. Söz - Temsil Ya- yınlan Şefine sordu: Tahsisat kenmek üzereydi. Azami şarttı. Mahallinde ses tesbit için İstanbula gönderebilecekleri pro- düktör yoktu.Özel programların montajları için teknisyenlerin gece- AKİS/32 İUZ dü. Radyo Müdürü Yılmaz (o Hiçyıl- mazın odasına bilhassa son zaman- larda "ağlama odası" adı verilmiş- Yeniden "ağlandı". Sonra herkes kollan sıvadı, her zaman olduğu gi- bi kendi özel imkânlarını zorlamağa başladı. Dostlar arandı, diller dökül- dü. Makineler çatırdıyor, telefonlar ötüyordu. Devlet Radyosu, özel te- şebbüsler sayesinde yılbaşını kutla- yacaktı Stüdyo I veya Karaköy Meydanı Dinleyici huzurunda hazırlanan prog- ram, | numaralı stüdyoda yapılı- yordu. Ama bu büyük stüdyoda aynı günde temsilleri banda almaktan ço- cuk saatindeki çocuklara o diksiyon dersleri vermeğe kadar hemen her iş yapılırdı. Başka yer yoktu. Stüdyo I, tek hatlı, işlek bir demiryolu güzer- gâhına benziyordu. İkinci grup -me- selâ Klâsik Türk Müziği korosu-, bi- rinci gruptan daha çıkmadan stüd- yodan çıkmazsa, bir köprübaşı kur- ma harekâtına girişen üçüncü gru- pa -Radyo Oda Orkestrası veya Yurt- tan Sesler korosu veya Çocuk Saati kursları veya bir dans orkestrası veya bir bando veya Silâhlı Kuvv ler saati kadrosu- mağlüp olup rica etmesi isten bile değildi. Bütün bu karışık, sıkışık trafik ne kadar plân* lansa, Stüdyo |, bir Karaköy mey- danı olmaktan kurtarılamıyordu. Devlet ileri gelenlerinin yeni yıl mesajlarını banda almak, Stüdyo I'in trafik işlerini planlamaktan da- ha da güç oldu. Öylesine güç ki, yıl- başı sabahı saat 9.00'da Ekrem Ali- canla Hasan Dinçerin seslerini al- mak için bizzat Program Müdürü e makine, Başbakanlığa gitme" islerini de Allaha havale etmeğe bi kaldı. İşler aksi e baş- lamıştı bir kere. Meraklı bir o Özel Kalem Müdürü, tek makinenin tek mikrofonunu yere düşürdü. Sesler, alelacele tedarik edilen bir mikrofon* rin sesini tanıyan yoktu! Ekrem Ali- canın sesini, emniyetle ayırmak için -ellerinde metin yoktu, ne hikmetse- 22 Şubat gecesi sabaha karşı Ekrem Alicanın sesini Hava Kuwvetleri bi- nasında alanlar -bir teknisyenle bir şef- uzman olarak çağrıldılar. Mesaj- lar saat 19.00'da yayına girdiği sıra- da -montaj ancak 18.50'de bitmişti-, pek çok Radyocu bir hata yapıp yap- madıklarını anlamak için endişe ile telefon beklediler. Bir telefon çaldı. Bir dinleyici, yılbaşı akşamı Radyo- da Bölükbaşınınmeşhur şarkısının çalınıp çalınmayacağını sordu. Radyocul ler Radyocular yılbaşı akşamı saba- ha karşı Radyodan ayrılırlarken yor- un ve mesuttular. Yeni yıla hata- sız, üstelik zengin programlarla gir mişlerdi. Gece yarısı Altemur Kılıç her zamanki endişeli sesiyle telefon etti, sordu: — Bir şey var mı?" Yoktu. Olmamıştı. Daha doğrusu, ender rastlanan birşey olmuş, dinle- yiciler telefon edip, teşekkür etmiş- lerdi. Altemur Kılıç yine her zaman- ki nâzik sesiyle: — İyi yıllar, çocuklar" dedi. 1963, Radyocular için gerçekten endişeli, nâzik ve belki de iyi bir yıl olacaktır. Çünkü bağımsızlık kanun- larının 1963 yılı içinde çıkması ge- rekmektedir.