YURTTA OLUP BİTENLER, meye bakıyorlardı. Mesele, vatanda- şı doğru düşünmeye, gerçeği görme- ye alıştırmaktı. ae e yürü- yebilmesi için ilk şart buydu. İş C.H. Bakırköy İlçesi, çalışmala- rına hep bu zaviyeden yön vermeye çalışmıştı. Sohbet oplanlm ta- kiple vazifeli polisler, (o toplantılara çatık kaşla gelir, fakat ikna edilmiş olarak sün sene 1 n gene böyle bir kapalı sa- lon toplantızı vardı. Toplantıyı takip etmekle görevli memurlar, gelip yer- lerini almışlardı. Memurların gözle- ri birden faltaşı gibi açıldı. Kürsü- deki hatibin söylediklerine biraz da- ha kulak kabarttılar ve derhal ka- lem kâğıda sarılıp not almaya baş- ladılar. Biri, yanındakine: Konuşan kadın, Zarife Koçaktı. Zarife Koçak şimdi C.H. P. lün en yüksek idare kademesindeki tek kadın tiyedir. 1 Va kadının hayatı 1914'te Kayseride- dünyaya gelen Zarife Koçak, bir Milli Eğitimci- nin kındır. Altı çocuklu, orta halli bu ailede tahsile büyük önem veri- lirdi. Zarife Koçakın en eski hatıra- larından biri, babasının o Kayseride Ortaokul açtırmak için sarfettiği ça- badır. Küçük kız, bu teşebbüsün so- nucunu büyük bir merak ve heyecan- la beklemişti. Çünkü o yıl İlkokulu bitiriyordu. Nihayet Ortaokul açıldı ve Zarife, tahsiline bu sayede, ara- lık vermeden devam edebildi, Orta* okulu bitirdiği yıl, Mülkiye mezunu Zarife Koçak öğrencileri arasında Bir de oy vermeyi öğretebilse... "— Vay canına!.. Neler söylü- yor?" dedi. Kürsüdeki hatip, göz ucu ile o- lup biteni görmüştü ama, hiç renk vermedi. Devrin Başbakanına sadece, Başbakanlığı Park Otele taşıyıp ta- şımadığını sordu ve otel masrafının kim tarafından ödendiğini öğrenmek Te bildirdi. Konuşmanın sonu- a doğru murlar kalem kâğıdı bı- raktılar, Birisi, diğerine: armış? Kadın, Başba- kana birkaç soru sordu. Demokrasi- lerde adettir Hiç terbiyesini boz- du mu?" Öteki, ilemi kâğıdını cebine yer- leştirirken: — Elbette soracak, var!" diye cevap verdi. AKİS/18 demokrasi olan eşi Sait Koçakla nişanlandı. Za- rife Koçak, nişanlandığı gün nişan- lısından tek şey istedi: Tahsiline de- vanı etmesi ken, nişanlısının ailesi bunu pek hoş karşılamadı. Fakat son sözü Sait Koçak söyledi ve Zarife Koçak, Kay- seriden Sivas Muallim Mektebine ilk yatılı giden öğrenci kız oldu. Zarife Koçak bu okulu bitirdi, ev- ilçesine gittiler. Koçakin hayatında çok bü- yük bir yeri olmuştur. Zarife Ko- çak, orada insanları tanımasını, insanları sevmesini öğrendiğini söy- Mm e Gl yaşını henüz bi- MİŞ, çok d eğişik, ri 1 bir çev- reye girmişti. “Köy lüleri kendisine gösterdiği sıcaklık ve yakınlık bun* an sonra onu her insanda bir yapı- cı taraf aramaya götürdü. Aynı za- manda öğretmenlik yapıyor, böylece kaza halkı ile haşır neşir oluyor, on- ların bütün dertleri ve meseleleriyle yakından ilgilenme fırsatını buluyor- du. Bu sırada babasından aldığı mek- tuplar da genç kadın için çok uyar- tıca oldu. Bekir bey uzaktan, kızının her hareketini izledi, ona bir yol çiz- di, iyi bir öğretmen, iyi bir kayma- kam eşi, iyi bir insan olmanın şart- larını âdeta formüller halinde öğret- meğe çalıştı. Kazanın önemli olayları ölümler ve doğumlardır. Zarife Koçak bun- ları hiçbir zaman ihmal etmedi. Bu durumda daima gereken yerde ha- zır bulundu. Çevrenin dertlerine bi- hakkın vâkıf olabilmek için, kendi* sini kaymakamın eşi olarak değil, daima karanın öğretmeni olarak or- taya koydu, böylece çevreye çok yaklaşabildi, Kadınhanı kazasında ömrünün en güzel beş senesini geçirdikten sonra, eşi Malatya Emniyet Müdürü olun- ca, Zarife Koçak da, Malatyada öğ- retmenlik yaptı. Sıkıntılı harb yılları Zarife Koçak için memleket selelerinin şaşmaz bir barometresi oldu. n üç yıl geçti. Sait Koçak i b Arada Bursaya tayin olundu. Eşi de bu se-