Memlekette iki kısım Basın oldu- Zu, bir defa daha anlaşıldı, Son hafta içinde çıkan gazeteleri açı- niz ve bakınız, Bir grup, günün hâdi selerini vermektedir. Bunlar, iyiye iyi, kötüye kötü derler ya da de- mezler, İyi de, kötü de kıymet hü- Kümlerj olduğuna göre okuyucular bu hususta kendi inançlarına göre hüküm verirler, Ama bir noktada, tereddüde mahal yoktur, Bu gazete- ler bir takım habevleri okuyucula- rından saklamazlar, Her haberin değerini takdir ederler ve mizan- pajlarını yaparlar. Öteki grup için, gazetecilik de- gil, politika bahis konusudur. Bu yüzdendir ki bitirdiğimiz hafta için- de cereyan eden ve bütün memle- keti her şeyden fazla alâkadar &- den iktisadi ve mali çalışmalar on- ların sütunlarında yer (o bulmamış- tır. Bunun yerine, tamamile insaf- 8ız bir takım ithamlar, çoğu yalan iddialar ve nihayet incir çekirdeği doldurmayan nutuklar, kongre ha- vaları, kuru sıkı tehditler boy gös- termiştir, Daha bir süre, bunun hiç aldırmamak lâzımdır, rışmış her Şahsın bu sütunlarında nasıl böyle gitmesine hazırlıklı olmak ve Memleket selamet kıyımına çi- karılmaya çalışılırken bu tarz ya- yınların işi güçleştirdiğini inkâr im- kânı yoktur. 27 Mayıs ihtilâline ka- gazetelerin hırpalanmaya Onlar hep öyle yazacak ! gayret edildiği de indi önünde- dir, Komünist Partilere kanunj hak- ların tanındığı memleketlerde, Mos- kovadan idare edilen yayın organ- ları da ancak bu şekilde çıkmakta- dırlar, Gözler, hele şu anda öylesi- ne dönmüştür ki ne milli menfaat, ne vatanseverlik düşünülmektedir. Ortada, iktisadi ve mali meteleleri ikinej plâna bıraktırabilecek bir hür- riyetsizlik, baskı, partizan idare, adalet teminatsızlığı, radyo suiisti- mali gibi bir dava da olmadığından Menderesin karşısındaki oOkuvvetii ve kudretli muhalefeti taklit veya 1946 - 50 havasını geri getirme pe- şinde olan bir grup iftirayı, fesadı, karıştırıcılığı ön plâna almıştır. Alsın! Rejimin selâmeti, böyle dav- ranış karşısında topyekün iktidarın ve Hükümetin, şahsen İsmet Paşa- nın gösterdiği sabr, göstermesine bağlıdır, Bu basın, İsmet Paşa hak- kında neler yazıyor! İki buçuk yıl önce, düşük iktidarın başına dair bundan bin kat masum bir yazı ya- zıldığı zaman o kalemin sahibi sü rüm sürüm süründürülür ve kendi- sinden intikam alınırdı. Bugün? Bu. gün İsmet Paşa, her söylenilene şah- sen gülüp geçiyor. Ama, Menderesle mücadelesinde olduğu gibi o haklı ve mağdur, mütecavizler haksız ve şirret, üstelik küfürbaz o oldukla- rından insaflı, Türk milleti her gün biraz daha fazla ona yaklaşıyor, ö- tekilerden uzaklaşıyor, Böylece İs- met Paşa, Milli Birlik İdaresinin sırtına koyduğu kamburdan süratle kurtuluyor, Millet, işin yapılmasma bakı- yor, Hükümet bir defa bunu kafası- na koydu ve her yaygarayı kulak arkası etti, cevap yetiştirmeye veyu “Bak, iyi hiç bir şeyden bahsetmi- yorlar” demeye kalkışmadı mı yo- lan yarısı katedilmiş olur, Demokrasilerde, Basın Hürri yeti kavramının gerektirdiği tek tutum budur ve bu, başarı yoludur, O halde, oturmak ve beklemek gerekiyor. İyi omüşahitler, daha baştan, tesadüfen yakaladığı iktida- rı elinden kaçırmak suretiyle A, P. nin kendi ölüm fermanını o bizzat imzaladığını söylemişlerdir, yan kongreler, bunun ilk delilini tes- kil etmiştir, Heyecanlı (kütlelerin heyecan sebebini anlamadığını bu- nu kuru, artık antipatik af konusu- na bağlamakla gösteren A. P. idare- cileri yerleştirmeye bir ara muvaf- fak oldukları efsanenin o yıkıldığını görmekte gecikmiyeceklerdir, Millet açmış, fakat ekmek değil af istiyormuş! Ekmek ufukta gö- ründüğü an, milletin ne istediğini A, P. liler anlıyacaklardır ama, O zaman atı alan Üsküdarı çoktan geçmiş olacaktır, Bugünden beliren, A. P, nin idareci takımının koflu- Zundan ibarettir. reformlara, Devlet elinin yapabilece- ği reformlara muhtaçtı. Halen Türki- yede okuma yaşında bulunan ve bu yaşı aşmış olanların 9 60'ı okuma yazma, bilmiyordu, Köylerin 9» 53'ün- de, kasabaların 90 15'inde içme suyu yoktu. Türkiye nüfusunun 9) 69'u &- lektrikten faydalanamıyordu. Nüfu- sun “o 2,5'u veremliydi, Türkiyede 25 bin cüzzamlı mevcuttu, Meskenler- den “/ 30'u içinde oturulamıyacak du- rumdaydı, Gecekondularda yaşıyan insan sayısı 1 milyon 200 bindi. Mem- lekette 1 milyon civarında trahomlu vardı. Bunlardan ancak 35 - 40 bini . tedavi görebilmekteydi. Doğan her “ bin çocuktan 165'i bir yıl içinde öl “ gi veren Nejat Erder, bir ara © tihlâk” kelimesini kullanınca Başba” mekteydi, Plânlamadaki toplantılar, Sana- yi Bakanlığındakine nazaran daha “neşeli ve yoğun cereyan ediyordu. . Başbakan, plânın metninin 'Türkçesi- ni pek beğenmişti. Bir toplantıda bil- “ig | ç Kan genç ekonomiste gülerek baktı i ve: : Mam varki değil, tüketim diye” ? kn ” dedi 10 Plânın 5. cildi $ır Küpü Bir başka toplantı sonunda Bas” bakana Plân hakkındaki fikri oso- ruldu. İnönü : “ — Bu bir demir leblebi. İçinden çıkmak kolay değil. Dün gece 45 sahi- fe okudum, Okuduklarım bir kere daha okuyacağım” dedi. Sonra ilâve etti : “ - Bu kadar geniş bilgiyi 700 küsür sahifede özetlemişsiniz. Sizin deyiminizle fazla yoğun olmuş” dedi ve şen bir kahkaha attı, Plânım 2 Ağustosta Yüksek Plâm 'ama Kurulundaki müzakeresi bite zektir, Plân bundan sonra halkoyuna açıklanacak, müteakiben Meclise su- nulacaktır, B. M, M. nin bu konuyla ilgili olarak olağanüstü bir toplantı- ya çağırılması mümkündür. G.H PE, Sağlam adımlar Bitir” via haftanın sonlarında bir g waşkentin mutena semtlerin” :çelievlerde bir pastahane, hiç » olmadığı bir takım yabancılar taralından dolduruldu. Sabahın er AKİS, 23 TEMMUZ 1962