23 Temmuz 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

23 Temmuz 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER ken saatlerinde akın akın pastahane- nin yolunu tutan yabancıların çoğu, orada dökmek istediklerini tasarlar makla #neşguldüler, Nitekim haftanın soruna kadar süren toplantı boyunca da bu isteklerini bol bol tatmin im” kânını elde ettiler. Hâdise, cuma günü Bahçelievler deki Akalın Pasta salonunda cere- yan etti. C. H.P, nin küçük kurulta- sı adını alan İl Başkanları ve ilçe temsilcilerinin yaptıkları toplantı, memleketin kaderinde büyük payı bulunan bir partinin teşkilâtı ile olan bağlarının ne derece sağlam ve müs- bet olduğunu .gözler önüne sermeye yetti. O gün, saatlerin 9'u gösterdiği sırada Başkent boğucu Temmuz sıca” ğına bir kere daha hazırlanırken, yur- dun çeşitli bölgelerinden gelmiş bulu” nan C. H I Başkanları ve ilçe temsilcileri kaldıkları otellerden bi” rer ikişer toplantı yerine gelmeye baş- ladılar, Onları salonun kapısında C, H. P, Genel Sekreter Yardımcıların- dan Kemal Satır karşılıyordu. Satır, telâşlı haliyle her gelenin elim sıkı- yor, halini hatırını soruyor, mesels- leriyle meşgul oluyor ve sık sık “Sen üzülme paşam, istediğin olacak” di- NAMAL PBskanlarının başkentten O illere dönmesiyle, yaklaşan Kurultay arefesinde C. H, P, bir dönüm nok- tasında bulunuyor, Başkanlar baş- kentte, teşkilâtın dertlerini söy lediler, isteklerini bildirdiler. Be- lirttikleri hususların pek büyük kısmı doğrudur, Gerçekten Genel Merkez felçli haldedir ve hiçbir hareket olmamaktadır, O kadar ki, C. H.P. nin bir derin uykuya dal- dığını ifadede mübalağa yoktur. Ama, Genel Merkezin değilse de milletin ve bilhassa demokratik re- jimin yaşamasını Türkiye için tek çıkar yol sayanların da C. H teşkilâtından ve onun başlarından istedikleri obir husus vardır: De- mokrasiye inanmak! Zira, i- nin bi.hassa genç militanlarında bir süre seçimsiz, otoriter rejimle mem'eketi idare etmenin bugünkü karışık ve zor duruma tercih edi- lecsk bir hal olduğu inancı taralf- tar bulmaya başlamaktadır. Aslında, dert hep aynıdır, Ar- zulara paravana olarak okullanı- lan “asil gaye” ne olursa olsun, bir hayal çeşiti gruplara s#eçimsiz idare hevesini vermektedir: İdare- nin kendilerinde olacağı kanaati, yi AEİS, 28 TEMMUZ 1968 yordu. O saatlerde Kemal Satırın yar” dımcılarından birisi de C P, Mec lisi üyesi.Ali İhsan Göğüştü. Kalabalığın 200 kişiye yaklaştığı, saat 10 sularında Parti Meclisi üyele- ri ve C, H. P. li Bakanların da he- men hepsi, İl Başkanlarının arasma katılmış bulunuyordu. Nihayet, saat 10.10'da İnönüyü taşıyan 0003 plâka- lı siyah Opel, pasta salonunun önüm de gözüktü. İnönü, son derece neşeli ve mütebessim bir çehre ile indi. Kar şılayanların ellerini sıkıp, hepsiyle :1- gilendikten sonra toplantının yapıla” cağı birinci katın merdivenlerini çe” vik adımlarla tırmandı. Bu sırada kür” çük kurultayı teşkil eden üyeler de yerlerini almış bulunuyorlardı. Satır, köreliye gelerek aynı telâşlı haliyie: ayın Genel Başkanımız İnö- nüye ve diğer davetlilere hoş geldi- niz derim” dedikten sonra devam et- ti ve : “— C. H. P. nin küçük kurultayı" nı açıyorum, Önce, Atatürk ve şehit- lerimizin aziz ruhları için bir dakika- lık saygı duruşuna davet ediyorum” dedi. Bir lider konuştu Saygı duruşu bittikten sonra, Genel Başkan İnönü kürsüye davet €- İl i ii Ordunun içindeki (o sergüzeştçiler, başa kendilerinin geçeceklerini san- dıkları için kapalı rejim taraftarı- dırlar, Dehşetengiz yazarlar, kul- ret sahiplerinin akıl hocalığını ya- pıp çalım satacakları ve asıl oto- riteyi ellerinde tutacaklarını ümit ettiklerinden o yola adam itmek- tedirler, 1W'ler, 22 Subatçılar ve C. H. P, den bir ufak -henüz-. züm- re eş sevda içindedirler, İhtilâl o- lacaktır, Parlamemte dağıtılacak- tır, iktidar koltuğuna kendileri bu- yur edileceklerdir. Allah, bunların hayal sukutuyla karşılaşacaklar, günü bu millete göstermesin, Zira, aynı yolun yol" cnları o zaman kapışacaklar ve fe- lâket, açık kapımızdan kolaylıkla içeri girecektir, C. H, P, teskilâtı şikâyefciyse, bunun bir sebebi, hayal ve heves edildiği gibi iktidardaki D. P, nin kendi teşkilâtına tanıdığı avantaj- lardan mahrum bulunmasıdır, C. H. P. partizan idareden feryat et- miştir ama, bunu bir gün kendi tatbik etmek ümidini elden hiç bı- rakmamıştır, Mili Birlik idaresi altında, bu ümidin bir kısmı tahak- kuk da etmiş ve iktidarın üst ka- .fir dildi. Yaşlı politikacı siyah çerçeve» li gözlüklerini takarken, çılgınca al kışlayan kalabalığın arasından geçip kürsüye çıktı ve: “— Pek sayın ve pek sevgili ar kadaşlarım, Bu toplantı, partimizin hayatı için ve partice mesul olduğu” muz siyasi vazifeler için pek ehemmi” yetli olacaktır” cümleleriyle (obaşla” yan, sık sık alkışlarla kesilen konuş” masını okumaya başladı. Dinleyenleri tam bir fikir ve görüş birliğine ulaş- tıran konuşmasının başlarında İnönü: “— Bu toplantıda siyasi hayatı- mızın binbir çeşit teferruatlı mesele” leriyle meşgul olacak değilim. C. H. P, politikasının ana hatlarını ve önem” li memleket meselelerini ele alaca” ğım” dedikten sonra, demokratik res jim konusunda partinin idari meka» nizmasında hakim olan görüşü belir» ten cümlelerle konuşmasına devam etti: “— Biz, memleketimiz idaresi* nin doğru ve selâmetle :cereyanını ancak demokratik rejimin tatbikinde gören bir siyasi teşekkülüz.” Konuşmanın burasında salonu a“ ni olarak çınlatan alkış tufamı, parti” nin alt kademesinin de ayni görüş" te ne derece anlaşmış olduğunu orta” İnanmayan İnandıramaz demesi var gücüyle C. H. P. aley- hinde çalışırken alt katlarda idar recilerle C, H, P, li partizanlar ve- rimli işbirliği yapmaktan geri kal- mamışlardır. Bu küçük ufuk bile, İnönünün Koalisyon Hükümetleri kurulunca kapatılmıştır. C, H P.li kodaman, elinde listeyle gidecek, şu veya bu şısına dikilecek, istediğini oraya, tayin eettirecek ve sonra, kahra” man olarak yurduna dönecek! Bu kodaman, tıpkı ültra-devrimciler gibi, Demokrasiyi “masum arzu”- sunun manli saymaktadır ve o yı kılırsa kendisinin, partisiyle birlik- te gene ayakta kalabileceğini he- saplamaktadır. Bugün C. H, P, önce, bu sakat düşünceyi, iptidai temayülü bün- yesinden söküp atmakla mükellef- ve bu iş, bilhassa Meclisteki genç milletvekilleriyle teşkilâttaki olgun, güngörmüş «imalara düş- mektedir, C. H. P liler paçaları sıvamalı ve dağ tepe dolaşıp kendi taraftarlarını Demokrasinin tek çi kar yol olduğuna ( inandırmalıdır- lar, C. H, P. inansın ki, başkalarını da inandırsın! “

Bu sayıdan diğer sayfalar: