NATO Lord Home . İki ahbap Basın toplantısında Yunan ga- zetecileri Genel Sekreteri 70 dakika- nın 60 dakikasında sıkıştırdılar. O kadar ki, toplantıya katılan yaban- cı muhabirler -250 kadar vardı- bu davranışı şiddetle tenkit ettiler. Zira Yunanlılardan, sual sormak imkânı his kimseye kalmadı. Bir muhabir, toplantının sonunda şöyle dedi: rtada Silâhsızlanma, o Ber- tin, Atom silâhları meselesi gibi mese- leler var. NATO'nun en önemli isi, Yunanistan» yardım değil, canım.. Toplantıda Stikker nihayet, Türki- ye ve Yunanistana yapılacak yardım- ların nüfus, iktisadi ve coğrafi odu- rum göz önünde tutularak hesaplan- dığım söyledi. Yunan gazetecilerinin "Menderes yardımı heba etti, Yuna- nistan ise iyi kullandıysa bu bir suç mudur?" yolundaki suali de böylece cevaplandırılmış oldu. Stikker, Türki- yenin yukarda saydığı (o sebeplerden Veri kaldığım kibarca belirtti, iç po- litikaya hiç girmemek meharetini gösterdi, kendi tezini ciddiyetle sa- vundu. Ama Türkiyenin, içerde bu kadar sıkışık vaziyette bulunmasına rağ- men Karamanlis Hükümeti tarafın- dan desteklenmesi de yardım işinde büyük rol oynadı. Atina, bizi hararet- le savundu Hiç bir güçlük çıkarmadı. İhtiyaçları anladığını her hareketiy- le gösterdi. Kendi Muhalefetinin hak- sız hücumları Yunan Başbakanını ve Dışişleri Bakanını gerçeği müdafaa- dan vaz geçirmedi. Bu, Türk diploma- sisi için de bir başarıdır ve bunda, A- tinadaki çok mahir Büyük Elçimiz Adnan Kuralın rolünü belirtmek lâ- 6 Dean Rusk çavuşlar zımdır. Kulislerde geçenler Türk Heyeti, Atinaya ayak bastığın- dan itibaren memleketimiz için asıl önemli konunun ne olduğuna doğru teşhis koydu. Türkiyenin istik- balinin bu toplantıda alınacak karar- la ilgili bulunduğunu gördü. Dışişle- ri Bakanımız, Dışişleri Umumi Kâti- bi Namık Yolga, NATO'daki daimi delegemiz Muharrem Nuri Birgi fay- dalı temaslar yaptılar. Temasların bü- yüğü, Amerikalılarla oldu. Zapyon Sarayında her delegasyona iki (oda ayrılmıştı. Bizim odalarımıza çeşitli delege, çok defa geldi. Amerikalılar, başta Bakan Rusk, Türkiyeyi hara- retle destekliyordu. İngiltere de, men- fi olacağı sanılan tavrı takınmamış- tı. ingilizler de, bize yardımcı oldular. Türkler ve Amerikalılar, altı saatten fasla bir zaman görüştüler Bir mil" letlerarası toplantıda, bunun rekor sa- yılması caizdir. Zaten Feridun Cemal Erkinin, De an Rusk'ın özel davetlisi olarak Lond- radan Atinaya son derece lüks bir Jet uçağıyla gelmesi geniş ve müsbet te- sir yarattı. Rusk için yapılan ve diğer yapılan ve diğer o memleketlerin Dışişleri Bakanlarına yapılan kar- şılama töreninden daha şatafat- lı törende, uçağın kapısı açıl- dığında Erkinin Rusk'ın yanında gö- rünmesi bütün gazetecileri (o şaşırttı. Nitekim, Muhalefete mensup bir Yu- nan gazetesi, ertesi gün şöyle yazdı: "Bizimkiler Amerika Dışişleri Ba- kanını hareretle (obeklerken. uçağın içinden Türkler tarafından âdeta a- şılanmış bir Dean Rusk çıktı," Karamanlısın, buna rağmen Türki- ye lehinde vaziyet alması hem Yunan Başbakanının memleketi içinde kud- retinin, hem de Türkiyeyle dostluğa verdiği önemin derecesini göstermek- tedir. Çeşitli meseleler Konsey, elbette ki sâdece bu yardım işini konuşmadı. Toplantıların e» sas meselesini, atom silahlarının kul- lanılış şekli teşkil edecek diye bili- niyordu. NATO ülkelerinde atom si- lahları vardır. Bunlar, bulundukları memleketin emrindedirler. Fakat a- tom tapalan, Amerikanın elindedir. Tetiği kim çekecektir? Mesele, sa Almanların Dışişleri ve daha ön- ce toplanan Savunma Bakanları e lantısına katılan Strauss'ları tarafın- dan önemle ortaya atıldı. Almanları a- lâkalandıran bir başka iş, Berlin ko- nusunda Rusk ile Rusyanın Amerika- daki Büyük Elçisi arasında yapılan ko- nuşmalar oldu. Ancak, bütün bu ko- nularda spektaküler bir neticeye va- rılamadı Onun için, Dışişleri Bakanı- mız Erkin ile arkadaşlarının, bütün güçlerini Türkiyeye yardım konusuna hasretmeleri ve başarılı netice almala- rı o kadar da garip ep Bir diplomatın hikâyes "peridun Cemal Erkinin, Türk dip- tirilmesi, Abant seyahatinin neticesi olarak belirdi. Bunun doğru tarafı vardır, bu- nun yanlış tarafı vardır. Her halde, Abant seyahatinin bir netice (değil, bir başlangıç olması pek de doğru bir sezgi değildir. Zira Başbakan Erkini ne Abantta tanımıştır, ne de mezi- yetlerine ilk defa Abantta vakıf ol- muştur Ama Abant seyahati, Türk diplomasisinin bugünkü I numaralı şahsiyetinin siyasi kariyerinde esaslı bir rol oynamıştır. Şurası bir gerçek- tir ki İsmet İnönü, Selim Sarper gibi çok önceden tanıdığı ve sevdiği, tak- dir ettiği Feridun Cemal Erkini Dışiş- leri Bakanlığına getirme o kararının doğru bir karar olduğunun delillerini Abantta bulmuştur. Türkiye Dışişleri Bakanı, tipik bir İstanbul çocuğudur. Feridun Cemal Erkin bir İstanbul ailesinin büyük oğ- lu olarak 1899 da. yani bir asır önce- nin son yılında Boğaziçi sahil'erine kurulmuş şehirde dünyaya geldi. Küçük Feridun mahalle mektebin - de okuduktan sonra babası tarafından Galatasaray Sultanisine verildi. Ga- latasaray Sultanisindeki mektep ha- yatı, her Galatasaraylı için olduğu gibi Feridun Cemal için de geniş ha- tıralarla doludur Son derece intizamlı, son derece dakik bir talebeydi. Arkadaşları bu yüzden çalışkan ve muntazam talebe- lere yapılan şakaları küçük Feridu- AKİS, 7 MAYIS 1962