General De Gaulle Milli Mukave- met Konseyini kaale almak ve ka- binesini buna göre ayarlamak zorun- da kalınca, savaş boyunca memle- ketten ayrılmamış ve milletlerarası meselelerle (oOülfet oOetmemiş olan Georges Bidault'yu Dışişleri Bakan- lığına, buna karşılık ömrü boyunca milletlerarası meselelerle Oo uğraşmış ve muttasıl Fransa dışında yaşamış olan Töder'yi de İçişleri Bakanlığına getirmiştir. Eski General husumet De Gaulle, kabinesine aldı- ğı Bakanları, en az bir süre için bocalatmamak ve kendisine kati su- rette tabi tutmak isterdi. Btdault'- nun Dışişlerine getirilişi de bu mülâhazanın eseri olmuştur. neral, gayrı mütecanis hükümetini iyi kötü yürütüyor ve her bahiste son sözü söylemek hakkını muhafaza e- dıyordu. Fakat 945 de Ekonomi Ba- kanı Mendes-France'm gürültülü is- tifası bu rakik muvazeneyi (obozmuş ve üçüncü Cumhuriyetin siyasi grup- manları yeniden belirmiştir. Burada Generali evvelâ Thorez ile bozuşmuş gösterirler. Aslında De Gaulle'ü tutar görünen sağ cenahın Cumhuriyetçi Halk Hareketi -MRP- kisvesine bürünmesi ve bunun başı- na geçen Bidault'nun tahrikleri Ge- neralin işleri bırakıp gitmesine mün- cer olan buhranın hakiki sebebidir. larda yaşamış, partisi Generali tut- tuğu zaman bile, bu tesanüde yanaş- mayan hizbin başında görünmüştür. General De Gaulle, otoriter sistem- lere ve tutumlara meylettiği zaman "Cumhuriyet elden gidiyor" feryadı- nı da, Cezayir işini tasfiyeye yana- şınca "Cezayir elden gidiyor" nara- sını da hep Bidault ve onu destekle- yenler savurmuşlardır. Bugün Bidault ortada yoktur. Ken- disinin İspanyada veya İsviçrede ola- bileceği zannedilmektedir. Pakat or- tada onun imzasını taşıyan ve oEvl- an anlaşmalarını baltalayan bean nameler dolaşmaktadır Geride bıraktığımız hafta Bayan Bidault sorguya çekilmiş, fakat ko- casının nerede olduğundan haberdar bulunmadığını o bildirmiştir. Ancak sabık Başbakanın karısı, o beyanna- melerdeki fikirlerle, dolayısile koca- sı ile asla mutabık olmadığını ifade etmiş ve ne de olsa bir hayat arkada- şı şefkat ve tesanüdünün tesiri ola- cak, Bidault'nun böyle bir beyanna- meye imza koyacağını hiç sanmadı- ğını söylemiştir Şu var ki, bün Fransa ve Ceza- yir bu beyannamelerle meşguldür ve bunları görmeyen ve duymayan kal- AKİS, 7 MAYIS 1962 Segni Favorilerden biri mamaştır. Bidault'nun da, eşinin id- diası bir dereceye kadar varit olsay- dı, derhal ortaya çıkması ve "Yok böyle bir şey" demesi gerekirdi. Bu yapılmadığına göre, eski (Başbakan ve eski (o Dışişleri Bakam Bidault'yu da şimdi De Gaulle ve Fransaya kar- şı "dağa çıkmış" saymak gerekmek- tedir. Cezayir Büyük tehlike Gizli Ordunun en çok faaliyet gös- terdiği Oran'da, bitirdiğimiz hafta çarşamba günü, şimdiye kadar işlenen cinayetler serisinin en büyü- güne şahit olundu. Yüzlerce Müslü- man yaralandı. 20 kadarı öldü. Avru- palılardan da ölenler ve yaralanan- lar oldu. Cani teşkilat fark gözetme- den vuruyor, öldürüyordu. Bunun neticesi, Gizil Ordunun kol- ladığı maksada doğru bir dereceye kadar yaklaşılmış oldu. Yani müslü- man halkın sabrı tükenmeye ve yer yer misilleme, hareketleri görülmeye Lakin Oran hadiselerin- gerek Cezayir Geçici Hükümeti, gerekse Evlan anlaşma- ları gereğince Cezayirde kurulan Ge- çici İcra Organının üyeleri bunun far- kına varmışlardı. Gizli Orduya karşı ciddi mücadele el'an açılamamıştı, Cezayirin yeni idare merkezi olan Rocher Noir'da her ne kadar Geçici İcra Organı. ile Fransa Genel Komi- seri Christian Fouchet arasında gö- rüş birliği ve anlayışın devam ettiği ifade edilmekte ise de, mırıltılar ye DÜNYADA OLUP BİTENLER sızlanmalar da eksik değildi. Geçici İcra Organının müslüman Başkanı Abdurrahman Farlsin kal- kıp Parise gitmesi ve General De Gaulle de dahil olmak üzere sorumlu şahsiyetlerle görüşmesi oObu tehlike çanının ilk sesleri gibi geldi. o Farla Fransa başkentinde ne temin etti, bi- linemez, fakat o vaziyetten duyduğu derin endişeyi oaçıkça ifade ettiği şüphesizdir. Yalnız, gerek Fransız makamları, gerekse ölçülü- ve mute- dil bir zat olan Abdurrahman Faril bu konuşmaların harice na elden geldiği kadar gayret ettiler ve bunda vir dereceye kadar muvaf- fak da oldul Lakin heri7 zaman bu sırrın muha- faza edilemiyeceği ve Geçici Cezayir Hükümeti üyelerinin Faris kadar sa- birli olmadıkları da Tunustan ya- yımlanan haberlerden kısa zamanda anlaşıldı. Kurtuluş Cephesi Evian anlaşmaları ile kurulan Ce- zayir Geçici İcra Organıma Kur- tuluş; Cephesi mensubu beş müslü- man üyesinin kalkıp Tunusa gitme- leri ve orada cephe mensupları oOve Geçici Cezayir Hükümeti üyeleriyle. uzun uzadıya konuşmaları durumun vahameti hakkında kimsede şüphe bırakmadı. Hele bu konuşmalardan sonra geçici hükümetin organı olan Cezayir'Ajansı tarafından oyayımla- nan ilk yorum ihtilâfı büsbütün ay- dınlattı. - Yorumlarda Gizli Ordu telin edildikten sonra, Fransız kuv- vetlerinin bu faşist çeteye karşı ge- reken sertliği göstermedikleri ve Ge- çici İcra Organı emrindeki güvenlik kuvvetlerinide bu harekete girişebil- meleri için ihtiyaçları olan vasıtalar- dan mahrum ettikleri açıkça belir- tilmekteydi. Ajans, Fransızların boş lâflarla vakit geçirdiklerini ve Evl- an anlaşmalarına hâkim olan ruh ve zihniyetin yavaş yavaş ortadan kalk- tığım söylüyordu. Fransız haber kaynakları bu sert- leşmeyi (o milliyetçi Cezayirliler ara- sındaki görüş ayrılıkları ile (o izahat meyletti. Hatta Geçici Cezayir Hü- kümeti ile Geçici İcra Organı ara- sında da anlaşmazlık olduğu ileri sü- rüldü. Fakat bütün bunlar nihayet teferruattı. oEsaa olan, Evlan anlaş- malarının tatbikine devam etmekti ve bu açıkça tehlikeye düşüyordu. Milliyetçiler arasında, uzun zaman Fransızların elinde tutuklu (o kaldık- tan sonra Evlan anlaşmalarını müte- akip serbest bırakılmış olan o Başba- kan Yardımcısı Bin Bella ve arka- daşlarının, diğer hükümet üyeleriyle yüzdeyüz oOmutabık olmadıkları (ove hatta Evian anlaşmalarının bazı hü- kümlerini de beğenmedikleri o bilini- yordu, Fakat Ceaayirliler bu kardeş 23