KALKINMA ton, atom sanayii.. O bakımdan, dev- letçiyiz. Ama bu temelin üstünü özel sektör kuracaktır. Zira, tecrübeli iş adamları oradadır. Devlet, kendi me- muruyla asla iyi tüccar olamaz. Me- mur, ticari sorumluluk duygusuna hiç bir saman sahip olamayacaktır. Ni- hayet, orada dönen kendi parası değil- dir ki.." Gerçekten Karamanlis, devletçili- ği reddetmedi. 1953-54 mali yılında resmi sektör yatırım tutarı Il milyar 275 milyon drahmiyken bu miktar 1962'de 6 milyar drahmiye çıkarılmış- tır. Böylece, Yunanistanda devlet sek- törüyle özel sektör mtikemmelen ve ikinciye bütün kolaylıklar gösterile- rek elele yürütüldü. Karamanlis, 1961 Ekimine işte böyle geldi. Bir zaferin dertleri Yunanistanda son seçimler, 1961'in 29 Ekiminde yapıldı. Karamanlis ekseriyetini muhafaza etti ama, şu anda başı hayli ağrımaktadır. Muha- lefetin bir büyük bloku Oo seçimlerde baskı yapıldığını iddia etti ve netice- yi tanımadı. Papandreu ve Venizelo- sun başkanlık ettiği bu bloka göre Karamanlis Demokrasiyi katletmiş- tir. İktidar meşru değildir. Seçimlerin, kendi istedikleri şartlar altında yeni- lenmesi lâzımdır. Bugünlerde, Yunanistanda moda bir edebiyat, "Adnan Menderes Ede- biyatı". Adnan Menderes, Kostantin Karamanlistir! Tıpkı birincisi gibi i- kincisi de iktidarda kalmak için her baskıva başvurmaktadır. Ancak, yu- AKİS, 9 NİSAN 1962 bir törende Ne alırım,, ne satarım Yunan Kral ailesi nanlıların bunu sadece kendi Başba- kanlarına hücum etmek için kullan- dıkları ve komşu memleketin eski Başbakanını pek iyi bilmedikleri he- men anlaşılıyor. Bu paralelin zahiri çizgiler göz önünde tutularak ve küt- le istihlaki için çizildiğinin delili biz- zat Papandreunun sözleridir Karamanlisin er amansız rakibi, "Basın hürriyeti kısılmış mıdır?" su- aline samimiyetle: — Hayır! Böyle bir şey söyleye- mem. Gazeteler istediklerini, istedik- leri kelimelerle yaşabilmektedirler" dedi; Buna mukabil Muhalefet lideri, Radyonun tarafsızlığından şikâyetçi- dir. "— Toplantı hürriyeti zedelenmiş midir?" "— Böyle bir şey yok.. Toplantı Ve mitinglerimizi rahatça yapıyoruz." "— Hapishanede hiç gazeteci var mıdır?" — Hapishanede gazeteci mi? Ne münasebet!." "— Hükümette nüfuz ticareti ya- panlar mevcut mu ve Karamanlisin bunu teşvik ettiği yolunda bir şikâ- yet duyulmuş mudur?" — Hayır. Bunu iddia etmek ka- bil değildir." Karamanlis ile Menderes arasında- ki benzetiş, Karamanlisin ekonomi politikasını tenkit edenlerin gösteriş- li işlerden şikâyeti esasına dayan- makta ve oradan hareketle (başka noktalara varmaktadır. 29 Ekim se- çimlerinde hile yapıldığı feryadı, ta- bii benzetişi kuvvetlendirmiştir. An- cak, unutulan bir başka esaslı nok- ta da memleketin sağlam kuvvetleri- nin, belki solcu gençlik hariç, Muha- lefetin değil, İktidarın arkasında bu- lunduğudur, Ordu, ortanın solunda değil sağındadır. Nihayet, iki adamın iki eseri arasında ciddi ve nihai neti- celer bakımından fark, paraleli çok zedelemekte ve propagandanın daha ziyade demagoji kısmını kuvvetlen- dirmektedir. Buna rağmen, "Yunanlı Menderes" sloganı, yunan muhalefe- tinin şu anda başlıca hücum silâhla- rından biridir. Karamanlisin bu benze- tişten fazla hoşlanmadığım görmek için, büyük nüfuz kudretine sahip ol- mak şart değildir. lehte ve aleyhte Son seçimlere tekaddüm eden yunan politika hayatında, baş rolü ön- ce meşhur EOKA'cı Grivas oynadı. Komitecilikten sağladığı şöhreti bit siyasi ehvestisman olarak kullanmak istedi. Fakat Kıbrıslı çetecinin, seçim- lerde büyük halk kütlelerini oKara- manlisin aleyhine çeviremeyeceği ça- buk anlaşıldı. Bunun Üzerine, kendi- sini destekleyen partiler (ayrıldılar, Grivas da sahneden bir kuyruklu yıl- dız gibi geldi ve geçti. Onun yerine, merkez partilerini eski Başbakan Pa- pandreu bir bayrak altında topladı. Böylece yunan seçimlerine sağda Ka- ramanlis, ortada Papandreu ile iki müttefiki Vehizelos ve Markezlnis, solda, da komünist EDA girdiler. Karamanlis bu seçimlerde, bir yan- dan zaferi kazanmaya çalışırken di- 9