KADIN Ankara Kadının tabii üstünlüğü Orta boylu, lâcivert elbiseli adam a- yağa kalktı, etrafını saran meslek kadınlarının gözlerinin içine baka- rak: "— Evet, bugün ilim, kadının bi- yolojik bakımdan erkeğe üstün oldu- gunu ispat etmiş durumdadır" diye konuştu. Kadınlar heyecanlanmışlardı. Â- deta, "teşekkür ederiz, bize iltifat edi- yorsunuz" diyen bir halleri vardı. Oy- sa ki lâcivert elbiseli erkeğin niyeti hiç te onlara kompliman yapmak de- ğildi. Hatta onlara çatacak, birazı son- ra çağımızın "kadın"dan bekledikle- rini onlara hatırlatacak ve kadının ne- rede ve niçin zayıf olduğunu da, hiç çekinmeden söyliyecekti Olay, geride bıraktığımız hafta- nın başlarında birgün Ankara Palasın küçük çay salonunda geçiyordu. Lâci- vert elbiseli zat, Gazi Terbiye Enstitü- sü öğretmenlerinden psikolog Muvaf- fak Uyanıktı. Ankara Soroptimistleri- nin daveti üzerine, onlara bir konuş- ma yapmak üzere gelmişti. Muvaffak Uyanık evvelâ, konuyu "feminizm" bakımından ele almadığım o söyledi. Dâva bundan çok daha önemliydi. Çünkü bugün insanlık büyük bir me- sele ile karşı karşıya kalmış bulunu- yordu: Kadının yardımı olmadan, dün- yayı tehdit eden büyük ekonomik kri- zi atlatmak mümkün olamıyacaktı. Dünya nüfusu üç milyar olarak kabul ediliyordu. Bunun iki milyarı, kendi istihsal kendisini besliyecek kadar yapamıyordu. Bir milyarı, bu iki mil- yarı beslemek ödevini yüklenmiş bu- lunuyordu. Üstelik, dünya nüfusu de- vamlı surette artıyor, her saniyede ö- len iki insana mukabil üç insan do- guyordu. Kendi kendisine yeter olmı- yan insanların yarısından fazlası ise kadındı. İşte bunun için de artık kol- ları sıvama zamanı gelmişti. iş başa düşünce.. Erkekler yüzyıllar boyunca bu dün- yayı yalnız başlarına idare etmiş- ler, kadını daima ikinci plâna iterek, onu evinin dört duvarı arasına kapa- mış, söz sahibi etmemişlerdir. Kadının çocuk taşımak, çocuk doğurmak, ço- cuk yetiştirmek gibi kutsal bir ödevi yerine getirmesi, bu pasif durumu ko- laylıkla kabul etmesine yol açmıştır. Vakıa kadının yaptığı iş gerçek- ten onun başka vazifelerini ikinci plâ- na bırakabilecek kadar önemli, güzel ve büyüktür, ancak, bugün artık dün- yanın kadına başka sahalarda da İh- tiyacı vardır. Kadının, çocuk doğur- mak gibi önemli bir vazife, yanında, çok daha başka önemli vazifeler de yapabileceği ve bunlarda erkekler ka- dar başarı kazanabileceği, olaylarla meydana çıkmıştır. Özellikle İkinci- Dünya Harbi sırasında kadın her ba- met cephelerinde büyük kahramanlık- lar göstermiş, hürriyet ve insan hak- ları için erkek kadar, ondan fazla savaşmıştır. Demek ki kadın, sahayı boş bulup, fırsatı yakalayınca kendi- 28 Muvaffak Uyanık Bir feminist mi? sini göstermesini bilmiş ve asırların kendisine yüklediği pasif hayata rağ- men, doğuştan sahip olduğu baz-ı üs- tünlükler sayesinde, gerektiği oanda erkeğin yerini hiç eksiksiz doldurabil- miştir. Bugün dünyanın karşısına çıkan meselelerin özü ve kökü, sosyal alan- dadır. Özellikle bu alanda erkekler, kadınlar yanlarında olmadıkça, bir- şeyler yapamıyacaklardır. Hatta bu- gün siyaseti de sosyal omeselelerden ayrı tutmaya artık imkân kalmamış- tır ve dünyadaki yeni cereyan, kadını erkeğin yanında siyasetle uğraşmaya çağırmaktadır. Kadının Üstünlüğü Kadına “zayıf yaratık" denmiş ve. bununla kadının adali kuvveti kas- tedilerek kadın ikinci plâna atılmış- tır. Oysa ki, erkek işleri yapan ka- dınların erkek kadar kuvvetli olabi- lecekleri ispat edilmiş bulunmakta- dır. Bugünkü dünyada adali kuvvetin önemi kalmamıştır. Buna mukabil, kadının mukavemet kudretinin erke- ge üstün oluşu bir kıymet taşımakta- dır. Son yıllarda bu konuda yapılan araştırmalar kadının biyolojik üstün- lüğünü gerçekten meydana çıkarmış- tır. Kız çocuğu daha ana rahminde iken, erkek çocuğa nisbetle, çok daha sağlam, süratli ve emin şekilde inki- şaf etmektedir. Kus çocuğu, hastalık- lara karşı erkek çocuktan çok daha mukavimdir. Dünyaya gelen erkek çocukların adedi kızlardan fazla oldu- gu halde, bulüğ çağında bu adet bir- birine eşittir. Daha ilerde ise, kadın- ların sayışı artmaktadır. Çünkü ka- dınlar erkeklerden daha uzun ömürlü- dürler. Akıl hastahanelerinin üçte i- kisini erkekler doldurmaktadır. Lisan AKİS, 9 NİSAN 1962