kınız bir partinin iktidari almasını, en çok milletvekili çıkaran iki parti dahi müştereken ekseriyeti sağlaya- madı. Plastirasın EPEK'i, Venize- losun Liberalleri ve Papandreunun Demokrat Sosyalistleri oVeniaelosun başkanlığında bir araya geldiler. Bir ay sonra, aynı koalisyonda Venizelos yerini Plastirasa bırakmak zorunda kaldı. 1950 Ağustosunda EPEK'in koalisyondaki yerini Halkçılar alınca Venizelos tekrar Başbakan oldu. Böy- lece, tek başına 1950 senesi Atinada tam dört Başbakan gördü. Bu işin yü- rümeyeceği o zaman anlaşıldı. Bunun üzerine, Başkomutan Mareşal Papa- gos politikaya atıldı. 1951 Eylülünde- ki seçimlerde Papagosun Yunan luluğu en fazla milletvekilliğini ama, ekseriyet temin olunamadı. hükümet buhranından sonra, Papa- gosun koalisyona yanaşmaması üze- rine EPEK ile Liberal Parti Plastira- sın başkanlığında birleştiler. Ancak O araba da bir yıl yürüyebildi. 1952 Ekiminde Kabine istifa etti ve seçim- ler yemlendi. Kasımda yapılan seçim- ler, Papagosun zaferiyle sonuçlan- dı. İşte ancak ondan sonradır ki Yu- nanistan siyasi huzura kavuştu. Ma- reşalin büyük prestiji, kurduğu hükü- metin iyi çalışmasına fırsat (overdi. Başbakan, kabinesini Nisan ve Ara- lık 1954'te iki defa değiştirdi, fakat başında hep kendisi kaldı. o 1955'te öldüğünde bir ara tereddüt hasıl ol- du, fakat Kral Pol derhal Karaman- lisi Başbakanlığa getirdi. 1955'ten bu yana yedi yıl geçmiş- tir. Bir sene içinde dört Başbakan değiştiren Yunanistanda, bunun yedi misli zamanda hep aynı şahsın Hükü- met Başkanı kaldığı düşünülürse Ka- ramanlısın "Değişmez"liğinin Aristi- din "Dürüst'lüğünden daha önem- siz bir handikap teşkil etmediği ko- laylıkla görülür. Ama devamlılığı ile uçarı vatandaşlarını sıkmış olsa da, Karamanlisin bir büyük avantajı var- dır: Gerçekleştirdiği Yunan Kalkın- ması. Geçenlerde bir gün, Atinanın gösterişli (OÜniversite caddesi o -yu- nan başkentinin Beyoğlusu- o üzerin- deki Yunan Bankasının en üst kat salonunda tertiplenen bir (o projeksi- yon esnasında, bu kalkınma bütün te- ferruatıyla seyircilerin gözleri önüne serildi. On yılın hikâyesi O gün, projeksiyon bitip te ışıklar yandığında geniş salonu alkış ses- leri kapladı. Yunan Bankasının Ge- nel Müdürü Prof. Zolotasın davetli- lerinin ekseriyeti amerikalıydı ve iç- lerinden biri, o sırada Yunanistandan AKİS, 9 NİSAN 1962 KALKINMA geçmekte olan bir büyük iş adamıydı. Milyoner amerikalının Atinada bulun- duğunu haber alan yunan alâkalıları hemen bu seansı tertiplediler. Projek- siyondan sonra, otuz kişilik bir mü- kellef öğle yemeği verildi. -Bu zat Yu- nanistana Türkiyeden geçerek gitmiş- tir, ama Türkiyede hiç kimse mevcudi- yetinden dahi haberdar olmamıştır-. Seyirciler arasında ilk alkışlayan, milyoner iş adamı oldu. Onu, salon- da bulunan diğerleri takip ettiler. Bu alkışlar, bir memleketin kalkınma- sını son derece cazip grafiklerle göz- ler önüne sermeye muvaffak olan Yunan Bankasının idarecilerine oldu- gu kadar, insanı heyecanlandıran böy- le bir kalkınmayı gerçekleştiren başa- rılı devlet adamlarına da idi.. Kara- manlise en ziyade kızanlar dahi, onun bu tarafını inkâr edememektedirler. Aslına bakılırsa, Yunanistan Ka- ramanlisin Başbakan olduğu 1955 de- gil, Papagosun memleketi güven ve is- tikrara kavuşturduğu 1952 yılından itibaren kalkınma yolunda sağlam adımlarla ilerlemeye başlamıştır. Hat- ta mebde olarak 1950 yılını almak da- hi kabildir. Nitekim bütün izahlarda 1950 ile son durum kıyaslanmakta- dır. Grafiklerde hatlar 1950'den itiba- ren yükselmektedir. Ancak bunlar 1952 ve bilhassa 1955-56'dan itibaren dikleşmektedir. Papagos Kabinesinde, bugün muhalefette bulunan Markezi- nisin yaptığı devalüasyon bu kalkın- manın temel taşım teşkil etmiştir. Önce sağlam para İkinci Dünya Harbi, sadece yakılmış ve yıkılmış değil, aynı zamanda i- kiye bölünmüş bir Yunanistan bırak- t. Almanlar memleketi terkettikten sonra bu yaraların sarılması gerekir- ken milliyetçiler ve komünistler bire- birlerine girdiler. Çetin bir iç harp 1944 ile 1949 arasındaki beş yıl, talih- siz Yurianistanı kasıp kavurdu. 1946- 47'de mücadele tehlikeli bir hal a- lınca evvelâ İngiltere, sonra Ameri- ka yardım elini uzattı. Buna rağmen son komünist çeteler, ancak 1949'un sonunda temizlenebildi. Gariptir, bu hengâme arasında yunan politikacıla- rı birbirlerine girmekten geri kalma- dılar ve bundan zerrece fütur duyma- dılar. Yunanistan ilk,cesaretli adımı, pa- rasına gerçek değerini biçmekle attı. Bu suretle ekonomi bir sağlam temel üzerine oturtulduktan sonra geniş gö- rüşlü, ciddi ve plânlı hamleler birbi- rini süratle takip etti. Amerikanın Yunanistana yaptığı yalnız iktisadi yardım 1 milyar 200 milyon doları bul- muştur. Bu yardım -ki miktar olarak büyük kısmı 1944-1950 arasına isa- bet etmektedir- 1950 ile 1952 devre- 6