YURITA OLUP BİTENLER Fikret Kuytak Gemi kıstı ması idi. Bu tezin savunucuları Şe- fik Soyuyüce ile Şükran Özkaya ol- dular. Bu tez kabul edildi ve 15 Ağus- tos 1960 tarihini taşıyan 23 sayılı ka- nun çıkarıldı. Dimyata pirince giderken 7 bu iyi niyetli teşebbüs ra safhasına intikal edince bazı teknik noksanlıklar ortaya çıktı. Ka- nunun, günün gerçekleri düşünülme- den hazırlanmış olması, M. B. K. üyelerinin yanıldıklarını gözler önü- ne serdi. Zira Genel Müdürler he- men paçaları sıvadılar ve eski devrin baskısına mâruz Kalarak ezilmiş me- mur sınıfının bu ruh haletinden fayda- lanarak "Müdürler Kurulu'nu kendi arzularına göre tanzim ettirdiler. İş o kadar rahatlıkla halledildi ki, bazı dişli Umum Müdürler kendilerini mu- rakabe edecek olan Müdürler Kuru- lundan "Benim Müdürler Kurulum" şeklinde bahsetmeye başladılar. 23 sayılı kanunun tatbikinde husu- le gelen bu tip aksamalar 15 Ekim harekete geçirdi. İki birdenbire karşılarında ha- zır iyi vasat da buldular. 1962 yılının İlk pylarında 23 sayılı kanunun dı- şında kalan bazı banka ve iş yerle- rindeki İdare Meclisi üyelikleri, Koa- lisyonun iki kanadını temsil eden A. .ve Cc. P. arasında bir savaş ga- nimeti misali kapışılmağa, çekişme- lere sebep teşkil etmeğe başladı. Bu çekişme iki A. P. li Meclis üyesini kı- sa zamanda harekete geçirdi ve 23 sa- yılı kanunun kaldırılamsıyla ilgili bir teklifi, kaleme aldırıp 2 Nisan 1962 tarihinde Meclis Başkanlığına sundur- du. İki "A. P. li Meclis üyesinin verdi- gi kanun teklifinde beş sayfaya yakın bir gerekçe mevcuttur. Gerekçe sü- ratle okunduğunda zihinlerde iyi bir intiba bırakmakta, Ünaldı ile Şeni â- deta haklı kılmaktadır. İki A. P. politikacının gerekçede dayandıkları en önemli nokta, "Müdürler Kurulu" nun teşkiliyle işleyişindeki (o hatadır. Bu husus gerekçede 5 madde halinde tadat edilmiştir. Mesele, kadı ile da- vacının aynı şahıs olmasında birleş- tirilmiştir. Müdürler Kuruluna Baş- kanlık eden Genel Müdürün bu kurul üzerindeki sonsuz yetkisi Genel Müdü- rü denetleyecek Kurulun bir formali- teden ileri gitmemesini intaç etmiştir. 23 sayılı kanunun getirdiği yenilik- lerden biri de memur ve işçilerin Mü- dürler Kurulunu seçme hakkının iyi kullanılmadığı ve türlü oyunlarla ba- zı kişilerin amaline hizmet edildiği hususunun gerekçede yer almış olma- sıdır. —. İki parlâmento üyesi bütün bu mahzurlarından dolayı 3 maddelik bir kanun teklifiyle 23 sayılı okanunun yürürlükten kalkmasını talep etmek- tedirler. Ancak. İdare Meclisi üyelikleriyle ilgili 3460 sayılı kanunun aynen ihya- sının bugünkü zihniyetin tamamen karşısında bulunması yeni bir teşeb- büse yol açtı. Ünaldı, 23 sayılı kanu- nun' bazı maddelerinin 3460 sayılı ka- nunun metnine ithalini faydalı buldu. Haftanın sonundaki cuma akşamı A- dana Senatörü vaktini bu konuya has- retti ve geç vakit bu maddeleri üç a- na kısımda topladı. Bunlardan birincisi iktisadi Dev- let Teşekküllerinin murakabesinin A- nayasaya uygun olarak Meclise veril- mesiydi. Bu husus 23 sayılı kanunda şöyle ifade edilmektedir: "Birinci madde şümulüne giren te- şekküllerin yıllık yatırım (o bütçeleri kendi müdürler kurulunca hazırlanır, bağlı bulundukları Bakanın ve Mali- ye Bakanının tasdikiyle tekemmül e- der. Bu bütçeler ilgili bakanlığın büt- çesine ekli olarak teşrii organın ittı- laına arzolunur". İşte Ünaldı bu mad- denin ufak bir değişiklikle aynen 3460 sayılı kanunun metnine ithalini isti- yordu. Değişiklik, "Müdürler Kurulu" yerin» "İdare Meclisleri"nin konulma- sı suretiyle oluyordu. İkinci ilâve, 3460 sayılı kanunda İdare Meclisi üyesi olacakların evsa- fının tadat edildiği kısma yapılacak küçük bir ilâveydi. Ünaldı burada bir yaş haddi koyuyor -40 yaş- ve üye o- lacak kimsenin o müessesede bir süre çalışmış 'olmasını şart koşuyordu. Bu süre 10 yıl civarında olacaktı. Üçüncü olarak Ünaldı, 23 sayılı kanunun şü- mulüne giren 3460 sayılı kanunun ise dışında bıraktığı bazı müesseselerin denetlenmesini temin amacıyla eski kanuna ilâve edilmesini istiyordu. Teklif, siyasi partilere bu haliyle müspet intiba ile intikal etti. Ama ta- bii her şey, tatbikata bağlı kalmakta- dır. Tatbikat yapacakların ise, bir zih- niyet değişikliği geçirmiş (olduğunu belli eden fazla emare yoktur. AKİS, 9 NİSAN 1962