KALKINMA. dare etti-. Fakat bir başkasının kurdu- gu partide, Başbakanlık hırkası dahi Karamanlise münakaşa edilmez lider- lik payesini sağlamaya yetmedi. Ya- pacak bir tek şey vardı: Yeni bir par- ti teşkil etmek ve onun başına geç- mek. Karamanlis de bunu yaptı. 4 O- cak 1956'da ERE adıyla anılan Mil- li Radikal Birliğini kurarak onun li- derliğini aldı ve hemen seçimlere git- ti. Şubat 1956 seçimleri, Karamanlise yeniden ekseriyeti verdi. Başbakan i- kinci hükümetini kurdu ve kolları sı- vadı, iki yıl, başını kaldırmamacası- na çalıştı. Bir çok işle bizzat meşgul oluyordu. Bu sırada Kıbrıs meselesi buhranlı devrini geçirdi ve 1958'e doğ- ru bir anlaşmaya varılması ihtimalleri belirdi. O zaman Karamanlis I Mayıs gittiğinde büyük İtibar ve misafirper- verlik gördü. Cazip eşiyle birlikte Ka- ramanlisler çok sükse yaptılar. O ka- dar ki Bayan Kennedy, Karamanlisle- rin davetini kabul ederek Yunanistana geldi, bir hafta geçirdi. Böylece bütün dünya Yunanistandan bir defa daha bahsetmek fırsatını buldu. Karaman- lis, demokratik bir rejim içinde ve ka- pitalist sistemle bir geri kalmış mem- leketi çağdaş uygarlık seviyesine çı- karan adam olarak bilhassa anglo- sakson âleminde geniş sevgi topladı. Bir iktisat politikası Karamanlislerin 1955 ile 1961 arasın- daki politikasının temelini, hususi teşebbüse rahat çalışma imkânı ver- mek ve onun gayretlerini, yatırımları- nı kalkınma planında gösterilen isti- Başbakan Karamanlis ve eşi Milletlerarası 1958'de istifa etti ve seçimleri yeni- ledi. 11 Mayıs seçimleri, ERE'ye mut- lak ekseriyet sağladı. Başbakan, halk oyundan aldığı o kuvvetle daha ces- eur şekilde Yunanistanın iç ve dış me- selelerinin üzerine yürüdü. o Mesela Muhalefetin itirazlarına rağmen, Kıb- rıs işini hal yoluna soktu. Geniş kal- kınma hamlesine girişti.-Atinada yep- yeni mahalleler meydana getirdi, ge- niş istimlâkler ve yollar yaptı. Sabah- leyin altıda kalkıyor, çalışmalara ne- zaret ediyor, gece yarısından önce ya- tağına girmiyordu. Ama dünyanın takdir dolu gözleri önünde yepyeni bir Yunanistan yavaş yavaş meydana çı- kıyordu. Kennedy'nin daveti üzerine Ame- rikaya, oradan da Başbakan Diefen- baker'm misafiri olarak Kanadaya bir gile kametlere yöneltmek teşkil etti. Baş- bakan, bir profesyonel iktisatçı olma- dığı halde iktisat meselelerini kavra- maktaki meharetiyle, pek çok sahada olduğu gibi iktisatçılıkta da amatör- lüğün profesyonellikten üstün oldu- gunu ispat etti. Ama etrafına, mü- kemmel iktisatçılardan Oo müteşekkil bir ekip almayı da ihmal etmedi. Şim- diki müşaviri Gustis, patronu için "ekonomi sezisi görülmemiş derecede tekâmül etmiş bir mahlük" demekte- dir. Bu sözde, fazla bir mübalâğa yok- tur. Karamanlis, yürütmek istediği politikanın her şeyden evvel fiyat is- tikrarına dayanması gerektiğini he- men hissetti. Nitekim 1950 ile 1951 arasında toptan eşya fiyatları endek-, si senede vasati & 0,7, geçim endeksi 96 19 arttı. Bunun neticesi olarak Drahmi milletlerarası piyasada iti- mat edilen sağlam bir para haline gel- di. Geçen hafta içinde bir yunanlı şöy- le e di: — Cebinizde kendi memleketini- zin parası, drahmi olduğu halde ya- bancı diyarlara gidip onun oralarda dolar muamelesi gördüğüne şahit ol- mak milli grurunuzu öylesine okşu- yor ki..." Paranın sağlamlığı neticesi, ban- kalardaki mevduat 1955'te 3 milyar 100 milyon drahmiden 1961'de 19 mil- yar 720 milyon drahmiye çıktı. Bu, sabit ve işletme sermayesi için fi- nansman imkânlarını genişletti. Husu si sektöre verilen kredi yekünu 1955 te Il milyar 158 milyon drahmiydi. Karamanlis onu, 1961'de 29 milyar 502 milyon drahmiye çıkarttı. Karam anlis, kaz gelecek yerden lerine eş bir yenisini yaptı. na kadar sayısız yunanlının bir takım vergi kolaylıkları dolayısıy- dırası çekti. Bu, hem Yunanistana de- niz nakliyatından daha çok gelir sağ- ladı, hem de yunan ticaret filosu A- merika, İngiltere ve Norveçten sonra dünyanın dördüncü büyük filosu ol- du. Karamanlis, devletin geniş serma- ye iştirakiyle bir Sanayi Gelişme Şir- keti kurdu.Bu anonim şirketin idare meclisinde devleti iş adamlarıyla tem- sil ettirtti. Bu şirket, başka iş adam- larıyla yeni şirketler kurmakta ve bazı sanayi dallarına el atmaktadır Yeni şirketler gelişip kâra (geçince devlet, kendi elindeki hisse senetleri- ni özel sektöre kazançla satmakta- dır. Böylece, bir teşvik görevi, kâr da sağlanarak yerine getirilmektedir. Bugün bu usulle, aluminium sanayii kurulması tecrübesine girişilmiştir. Karamanlisin ekonomi politikası hakkında Gustisin söylediği şudur : “— Bir atı su içmekten alakoyabi- lirsiniz. Ama bir atı su içmeye zorla- yamazsınız. Özel teşebbüs te böyle- dir. Onu, zorlamalarla iş yapmaya sev- kedemezsiniz. Mesele, uygun ortamı komplekse kapılmadan yaratabilmek- tir. Aşırılığa gidildi mi, o zaman ge- mi çekebilirsiniz." Aslında yunan iktisadi, sadece ö- zel sektör üzerine de bina edilmiş de- ğildir Karamanlisin genç ve cerbezeli Koordinasyon Bakanı Papaliguras Yu- nan Kalkınmasının felsefesini (o şöyle anlattı: "— Temel işleri, ancak devlet ya- pabilir. Bu, iktisadımızın enfrastrük- türüdür. Yollar, limanlar, posta, tele- AKİS, 9 NİSAN 1968