Cilt: XXIHI, Sayı: 404 AKİS HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI 26 MART 1962 YURTTA OLUP BİTENLER Millet "Şem'a yaktım... yz hafta içinde, bu mille- suplarının bile dili oyununun meşhur tekerlemesi gelme- di dense yalandır: "Başlar mısın, baş- kat bir türlü başlatılması meyen meşhur yatırımlar geciktikçe geçikme hiç sebepsizdi ve (sâdece beceriksizliğin neticesidir- sabırsızlık - la beraber sinirlilik de yeniden arttı. İçinde bulunduğumuz şartlar altın- da, bunun zararı büyüktür. Zira ya- tırımların hemen başlayacağı, doğru- dan doğruya Hükümet Başkanının a- çık, sarih beyanıdır. Bugünkü reji- min, bir büyük nisbette, İsmet Paşa- ya inancın üzerinde durduğunu kabul etmeyecek aklı başında kimse ise, bu Vatan dahilinde yoktur. İnönü, Bütçenin Mecliste kabul edildiği gün bütün kısır politika tar- tışmalarının geride kaldığını, önü- nı söyledi, yeni Bütçeyle birlikte ya- tırımların hemen başlayacağını bildir- di. On gün geçti. Araya Bayram gir- diğinden herkes sabırla bekledi. o Sa- nıldı ki, işlere başlama şekil bu on gün içinde düzenlenmektedir ve Bay- ram ertesi faaliyete (o girişilecektir. Nitekim Başbakan, Bütçe Konuşma- sındaki sözlerinin daha kati ve sari- hini Bayram Demecinde tekrarladı. Bayram bitti. Neredeyse Mart biti yor. Fakat, ortada, o güzel sözlerin tesirlerini kaybetmeye başlayan a- kislerinden başka henüz gözle görü- lür, elle tutulur, bir yatırım yoktur. Türk milleti eliyle tutup gözüyle gördüğünde bir takım hususların var. lığını kabul eden, onlara içinden ina- nan bir millettir. Mesai arkadaşları bir yana, tecrübeli İnönünün bunu bilmemesine imkân yoktur. Eğer vaad edilen o iş ve çalışma devresi açıldı da, Karma Hükümetin tevazu- undan duyurulmadıysa ve bu yüzden kimsenin haberi yoksa başkadır. A- ma, bir iş ve çalışma devresinin mil- letin dahi haberi olmaksızın nasıl a- 4 Turhan Feyzioğlu Kaptana İş çılabileceği biz fânilerin mu anlayabileceğimi» bir şey değild Her şey gösteriyor ki, Hükümetin teşekkül şekli ve terkibi konusunda memnuniyetsizlik izharının arttığı şu sırada Hükümet gerçekten bir dert- le malüldür. Ama bu dert, bir teşek- kül şekil ve terkibi derdi değildir. Bu, bir zihniyet sakatlığıdır. Kabine içinde, elle tutulup gözle görülür ic- raatı plânlayacak, tatbike koyacak ve bunu duyuracak, ama her şeyi son süratle yapacak, bu arada İsmet Paşanın bir yandan çok formalist, di- ger taraftan fazla sessiz çalışma usu- lünün mızmız tarafını modern demok- ratik devlet anlayışıyla örtecek bir organizatör ekip meydana çıkma- dıkça asıl ihtiyaç okarşılanmayacak- tır. Bugün Türkiyenin asıl ihtiyacı ise, gösterişli ve inandırıcı bir hamle- dir. Böyle bir ekipte Emin Paksüt ile Bülent Ecevit ve Ahmet Topaloğlu ile Kâmuran Evliyaoğlu yer alabilir. Ekibi, Turhan Feyzioğlu mükemmelen idare edebilir. Ama, herkesin parti- sinin veya şahsının bezirgan işlerini bir kenara bırakması, palavra edebi- yatıyla safdil oyalama usulünü ter- ketmesi, evvelâ kafasını çalıştırıp sonra geceyi gündüze katarak bütün başkalarını gayrete getirmesi, tam bir "basın irtibat memuru", bir "bü- yük reklamcı", bir "müthiş propa- gandacı" gibi faal olması lâzımdır. Bu aslında Demokrasinin rekla- mı, Demokrasinin propagandası ola- caktır. Demokratik rejimi kütlelere ruh canlılığı oaşılamaksızın oyaşata- bileceklerini * sananlar, o kendilerine dünyanın en büyük hayal sukutunu hazırlıyorlar demektir. İnanmaya su- samış halde bir milleti Demokrasiye inandırmak için şu anda düşünüle- bilecek her şey vardır. Ama bu yapı- lamazsa millet kendisine, inanacak mutlaka başka şey bulacaktır. Hükümet Lâf ve güzaf İ çinde bulunduğumuz ayın başında, k çok Bakanlığın maaş işiyle meşgul pek çok memuru başını te- vekkülle salladı ve dudaklarının ara- sından şuna yakın bir cümle mırıldan- dı: "— Bu, Bakan dediğin kimselerin hepsi, aynı kumaştan yapılıyor her halde.." Bir serzeniş ifade eden bu sözler sebepsiz ve yersiz değildir. Bakanlık koltuğuna oturdukları ilk günler ma- kam ödeneğini almayacaklarım ilân eden ve bunu milletçe kemerlerimizi sıkma zaruretinin bir tabii neticesi gibi gösteren Hükümet mensupların- dan -Başbakan dahil, halen sayıları 21'dir. tam 13 tanesi Mart ayı başın- da bin liralık ek ödeneği mükemme- len cebe indirmiştir. Bir Bakanın ö- deneği Bütçeye konmamıştır. Karar- larında sebat eden Hükümet, üyeleri- nin sayısı ise sadece 7 dir. Halbuki Mart ayı başında, milletçe kemerleri- mizi sıkmamız zaruretinin ortadan kalktığını, sayın Bakanlarımızın bu davranışından başka gösteren bir şey yoktur. AKİS, 29 MART 1962