11 Aralık 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

11 Aralık 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tarafından ar bakımdan İkinc yılları ile Birinci, yılları arasında bir zihniyet ve telâk- ki farkı oldu. "Makam Arabaları Meselesi" zihniyet ve telakki- nin ilk ve basit Vi yerine geçti. Bu, henüz bir sistem içine yerleşme- miş olması dolayısıyla yol açtığı de- magoji isnatları bir tarafa, geniş halk kütleleri tarafından çok iyi kar- şılandı. şarttı. Bu Dün ve Bugün B irinci Cumhuriyet, karşısında en önemli mesele (olarak "Otorite Buhranı"nı bulmuştur. o Asırlar bo- yunca otoritenin padişahlık müesse- sesi tarafından temsil edildiği Türki- yede bu müessesenin lâgvediliverme- boşluk" yaratmış- tır. İktidarın — sahipleri, halk ta- rafından bir nevi gasıp, (gidenlerin yerlerini çapları ve prestijleri itiba- riyle asla dolduramayacak bir takım gibi görülme tehlikesini baştan sil- meye çalışmışlardır. Bu yüzdendir ki otoritenin . asırlar boyu sembolü olan sikke ve pul basma işi ön plana Sultanlardan boşalan ve başkası tarafından işgal edilmesi ca- iz görülmeyen saraylar, köşkler, o- tomobiller ve arabalar Gazi tarafın- dan kullanılmış, yeni Devletin eski Devletten farkı olmadığı en gösteriş- li tarzda gösterilmiş. Otorite Buhra- nı tehlikesi bertaraf edilmiştir. Aradan yıllar geçip te bu mese- İlhami Sancar Dolar peşinde AKİS, 11 ARALIK 1961 Kulağa Küpe Ele verir talkını !.. tehlike T ürkiye göklerinden uzaklaştığını bulutlarının görür görmez, geçenlerde, lemini kapıp yeniden o ortaya fırlayanlardan biri oOA.P.li P.li, CK.MP. li senatör ve milletvekillerine di seri ii #müşlenilerinin affi için Meclise bir teklif o dayamazsı- nız? Hani neredeyse inisyatifi CH.P. li millervekillerine kap- tıracaksınız!" İşte, adamın aftan a işte aş aftan beklediği! a, insanın soracağı geli- yor: be, aslanım.. Şunun şurasında birbuçuk ay önce, o bahsettiğin o partilerin o Genel Başkanları o Türk Silahlı Kuv- vetlerinin temsilcileri o Önünde sözü (verir ve taahhütte bulunurken sen neredeydin?" yükseltip o "Olmaz böyle şey! Kayserinin kapıları derhal a- çılacaktır..” o dediğini hatırla- mıyor da.. le tamamile unutulunca günün başka zaruretlere ihtiyaç gösterdiği gerçe- ği ilk D.P. iktidarı tarafından görül- müştür. O yüzdendir ki Bayar - Men- deres rejiminin 1950 yılında giriştiği "Gösterişsiz, şatafatsız, âlâyişsiz, ba- sit ve ucuz hükümet etme sistemi" takdirle karşılanmış, bir ciddi ihtiya- cı karşılamıştır. Ama lider takımının beşeri zaafları, formasyonu, basitliği kurulan sistemi kısa zamanda altüst etmiş, ciple Meclise gelenler iktidar- larının ikinci yarısında Hint mihra- celeriyle aşık atar olmuşlar ve top- lumda ciddi, endişe verici, tehlikeli tepkilerin odogmasına yol açmışlar- dır. Makam Arabaları Meselesi, İnö- nünün bu yeni vaziyet karşısında şahsen ve iktidar olarak takınacağı tavrın ilk alâmeti şeklinde ortaya çıktı. Bunu anlayan elbette ki anladı. Bu yüzdendir ki, modelini daima en büyükten alan toplumumuzda, bil- hassa devlet sektöründe tasarruf, masrafsız iş görme, şatafat ve alâyiş YURTTA OLUP BİTENLER düşmanlığı hisleri üste çıktı. Tabii bu arada, İnönüye hücum etmek is- teyenler bu davranışın bir demagoji ve gösteriş olduğunu, kısa zamanda unutulup gideceğini söylemeden ede- mediler. Ama İsmet aşanın, yeni harfler kabul edildiği gün o harflerle yazmaya başladığını ve o günden bu yana tek eski harf yazmamış bulun- duğunu hatırlayanlar iddia sahiple- rine için için gülmekten kendilerini alamadılar. Ya, imkânları? İnönü Hükümeti duruma bu teşhisi koyup bu programı kendisine çiz- dikten sonra, geçiş anında memle- ketin nasıl ayakta, durabileceği nok- tası üzerine eğildi.. Zira görüldü ki dış ödemeler tecil edilmediği takdir- de ve programa dış finansman kıs- mı için dost eli uzatılmadan bu gay- retler havanda su döğmekten ileri gitmeyecektir. Türkiyenin, İsmet İ- nönünün O Başbakanlığındaki gayesi kemerleri sıkmak, azâmi iş gücünü hareket haline getirmek, hiç bir şeyi ziyan etmeden bütün imkânları kul- lanmak ve bir plân dairesinde kal- kınmaktır. Bu gayretleri bizzat sar- fedecek böyle bir Türkiyeye, Ameri- kanın yardımı ne şekilde tecelli ede- cektir? İnönü, esas ve pek geniş bir hü- lâsa olarak, iki saatlik haşhaşa ko- nuşmasında Amerika ali Elçisi- ne bunu sordu. Elçi, aynı gün, İnö- nünün anlattıklarım, kendi söyledik- lerini de ekleyerek Washington'a u- SelimSarper Çatılı Ada

Bu sayıdan diğer sayfalar: