Kadın Gözüyle Zam Meselesi Jale CANDAN A nkara, bilindiği gibi, bir memur şehridir. Bu bakımdan memurlara daha evvelce yapılması kararlaştırılan zammın 1963 mali yılı başına bırakılması başkentte tesirini göstermiş, hemen her ailede bu, baş konu halini almıştır. Bugün memleketin siyasi havası halktan olgunluk ve sabır bekle- meye, bir dereceye kadar, müsaittir. Hükümet üyelerinin tahsisatlarını 1 liraya indirerek, tasarrufa herkesten evvel riayet etmeleri yoluna git- meleri bahis konusu iken ve hatta makam arabalarının küçültüleceği, belki de büsbütün kaldırılacağı söylentileri ortada dolaşırken daha iyi, daha emin bir yarın için hepimizin bugünden fedakârlık etmemiz tabi- idir. Hep beraber olduktan sonra ve fedakârlığa hep beraber a şartı ile, bu konuda hükümete manen yardımcı olmak hepimiz için vatandaşlık vazifesidir ve muhakkak ki istikbalimizin de m Birçok devletlerin tarihlerinde böyle sıkıntılı devirler olmuştur. Bu sıkıntıyı bir programa bağlıyarak, el birliğiyle geçirmesini bilen millet- ler sonunda muhakkak rahata kavuşmuşlardır. İkinci Dü arbinin sonunda birçok Avrupa devletlerinin katlandıkları asil sıkıntı ve birkaç sene içinde aldıkları parlak sonuç bunun bir canlı misalidir. Ne var ki, sırtına fedakârlık yüklenen zümre bunun elzem olduğu- na can-u gönülden inanmalıdır. Maliye bakanlığının, zam tehiri için öne sürdüğü gerekçe, zammın piyasadaki fiyat istikrarını bozacak mahiyet- te oluşudur. Hattâ bunun memleketi yeni bir enflâsyona götürmesi bile bahis konusu edilmiştir. Bu gerekçeye inanan ve baştakilerin de aynı şekilde sıkıntıya katlandıklarını gören memur, bugünkü hava içinde, zannedersem, raLEmrLi istiyerek kabul edebilir, fakat bu gerekçenin yanında, ileri sürülen bazı fikirler bunun tam aksinedir. Gazetelerden öğrendiğimize in bazı yetkililer, zammın fiyat istikrarını bozacak mahiyette olmadığını ileri sürmüşlerdir. Bu, bilâkis piyasayı canlan racak, ona bir satın alma gücü enjeksiyonu şeklinde tesir edecektir. Sim günlerde politikacıların da daha ziyade bu görüşe taraftar olduklarını müşahede eden memurun zihnine bir sual takılmıştır: Acaba hangi gö- rüş samimidir? Memurun zam konusundaki psikolojik tutumu işte bi- raz da bu sualin cevabına bağlıdır. Eğer o, zam tehirinin bir bütçe açığı kapama gayretinden daha fazla birşey olduğuna inanır ve bu fedakârlı- ğı istiyerek yaptığı takdirde memleketin istikbalini garantilemek husu- sunda hissesine an kabullendiğine kanaat getirince, mesele yoktur. Fok eğer, bu başarılamazsa, hükümet daha icraatına başlarken kendi- sine karşı men “olmasa hazır bir zümre yaratmış olacaktır. mur öylesine dar bir bütçe içinde seni ki, kendisine m ml hak olarak tanıdığı bu an bütçesine sokmuş, o Km bütçesinde .gedikler açmıştır. vE emekli, dul ve yetimlerin ürücüdür. Senelerden beri çektiğimiz ıstırap- enkei biri de, yarın için plân yapamamak, yarın ne olacağımızı bilme- mek olmuştur. Kendisine vâdedilen zammı alamaması, bu bakımdan, dar gelirliyi yeni bir umutsuzluğa götürebilir. Yeni hükümete kuvvet kazandıracak, şey muhakkak ki yalnızca bütçe açığı kapamak değil, aynı zamanda halkın pisikolojik desteğini elde etmektir. Zam tehirin- deki samimi görüş memura telkin yolu ile benimsetilemiyecekse ve me- busların birçoğu bunu kendilerine bir politika konusu yapacak veya kendi çıkarlarına konuşacaklarsa ve şayet bu zam tehiri hakikaten za- ruri değilse, bu tasavvurdan vazgeçmek herhalde yerinde olacaktır. Hü- kümetler değişse de vâdedilen bazı şeyler yerine getirilmelidir. Kadınlar Birliği tüzüğüne göre ken- di içinden bir başkan seçmiş, Fe- riha Öztürk böylece Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı olmuştu. Bu durum Kasım ayına kadar devam etti. Birgün idare heyeti toplandı ve AKİS, 11 ARALIK 1961 Feriha Öztürkü başkanlıktan düşü- rerek yerine Günseli Özkayayı getir- di. Bu, Türk Kadınlar Birliği tüzü- günün idare heyetine verdiği bir hak tı. Fakat heyet, Feriha Öztürkün ça- lışma sistemini beğenmediği için, 14 üyeden hazır bulunan 10'unun ittifa- kile Günseli Özkaya başkanlığa ge- tirildi.. seli Özkaya avukattır. Üste- lik, senelerce kadın dâvaları ile uğ- raşmış, son olarak ta İstanbul T.K, B. Başkanlığını yapmıştır. İdare he- yeti üyelerinin anaatince, işlerini düzeltmek için tam böyle bir insana ihtiyaçları vardı. Tüzüğe dayanıla- rak seçim yapıldı. Feriha Öztürk başkanlıktan Uzaklaştırılarak, yeri- ne Özkaya getirildi. İdare heyetince, bunda bir fevkalâdelik yoktur. Seçim, Vilâyetçe de tasdik edil- dikten sonradır ki, Istanbulda bulu- nan eski Başkan geldi ve gıyabında verilen bu karara nezdinde itiraz etti. İşte Vali bu small araya girdi ve arabuluculuk yapacağını söyliyerek, üyeleri 6 Aralık sabahı, yeni bir seçim yapmak üzere Vilâye- te davet etti. Üyeler on itirazname ile bu daveti reddettiler Günseli Özkaya Dikenli gül ve Ankara Valisine, yeni Anayasanın ilk girdiğini, Cemiyetler Ka- un bu hususta sarih olduğunu hatırlattılar, Vilâyetten yeni bir se- çim için emir almıyacaklarını, Vali- nin ancak usulsüzlük olup olmadığı- nı tetkik için birliğe bir müfettiş gönderebileceğini ve aralarındaki bir seçim için de hiçbir müdahalede bulunamıyacağını, kanuni maddele- re dayanarak izah ettiler. Üyeler ayrıca, on kişinin imzası- nı taşıyan bu itiraznamenin, yeni bir seçim yapıldığı takdirde kimin kaza- nacağım sarih bir şekilde gösterdiği- ni ve seçime yeniden gitmeme yolun- daki ısrarlarının da T.K.B. tüzüğüne riayet etme ve ettirme kaygusundan ileri geldiğini söylemektedirler. İddi- aya göre, eski Başkan Feriha Öz- kendi başına kararlar almış ve ken- di basma tasarruflarda bulunmuştur. 29