YURTTA OLUP BİTENLER bir buhran içinde olduğunu dehşetle farketti. Bir Bakanlar Kurulu top- lantısında "Kendimi, Türkiyenin ha- lini bilir sanırdım. Meğer, bildiğim- den çok daha fena vaziyetteymiş" demesinin sebebi bu oldu. Yeni Hü- kümet nereye el atsa bir dert, sıkın- tı, gözboyacılığın astığı politika gayretiyle . sebebiyet veril- ziyan, hattâ rezalet yarabbi neler yapıl- mamıştı ki.. Günü gün etmenin en- dişesi, koca memlekette sıhhatli pek az müessese bırakmıştı. Allahtan ki İnönünün başma bu durum ilk defa gelmiyordu. Bundan yıllarca önce, ilk defa Başbakan olduğunda karşı- tına gene böyle bir manzara çıkmış- tı. akan işe ümitle değil ama, öezieztle sarıldı. Önce, şu Bütçeyi bağlamak meselesi vardı. O i zamanı gelecekti, imkânların gös- Bir memlekette ne zaman bizim yısımız farzında bir rejim değişikliği olsa, bir memlekette ne zaman bizim Koalisyon Hükümeti- miz gibi bir hükümet işbaşına geç- se derhal zihinlere bir sual takılır: "Acaba, dış politikada bir değişik- lik olacak mı?" Bu izdendir Türk Silâhlı Kuvvetleri, daha ihti- lâl sabahı radyodan millete seslen- diğinde NATO ve CENTO andlaş- malarına sadık kalınacağım bildir- miştir. Bu yüzdendir ki İnönü Hü- kümeti, programında, o prensibinin "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" slo- ganı olduğunu belirtmiş, Türkiye- nin bir batı bloku üyesi bulunduğu- na -ve kalacağını- bildirmiş, NATO CENTO andlaşmalarının dış po- litikamızın esasını teşkil edeceğini tekrarlamıştır. Buna rağmen ne Ihtilâlden sonra, ne bugün dış po- litikamız üzerinde spekülasyon ek- sik olmuştur. e a. İnönü, Atatürkün dış politika- sını yürüten adamdır. İnönü, İkin- ci Dünya Savaşında ve ondan son- raki devirde Türkiyenin dış politi- kasını çizen adamdır. İnönü, D.P. devrinde dahi dış politika üzerinde tesir etmiş olan adamdır. Bu, dış politikamızın bir odevamlılığıdır. Dış politikamızın bir ikinci devam- lılığı, İkinci Dünya Harbinden bu yana, 1945'in bilinen hadiselerin- den sonra, daha Batı bloku yokken ürkiyenin o cephede yerini almış bulunmasıdır. terdiği, 10 milyar civarında bir büt- çeydi. Halbuki, Bakanlıkların talep- leri 14 milyarı gerektiriyordu. Mil- li Birlik idaresi bunu 12 milyar civa- rına indirmişti. Fakat üst tavafının nasıl halledileceği meçhuldü. İ Devlet Plânlama Teşkilâtının da yardımıyla bir hedefin mutlaka elde edilmesi lüzumunu öne aldı: Bütçe- den, 3 milyarlık yatırım yapılacaktı Bunun da yolu, cari masraflardan mümkün nisbetinde kısmaktı. Ba- kanlar, bakanlıklarıyla alakalı büt- çeleri bu açıdan budadılar. Savunma masrafları konusunda İnönü şahsen ve kumandanlara memleketin ger- çek mali durumunu göstererek bir- kaç yüz milyonluk kısıntı Bağlaya- bildi. Ama gene de Bütçe, istenilen, daha doğrusu gönülün istediği hac- me sokulamadı. O zaman, bazı zaru- ri Otırpanlamalara başvuruldu. Bu fasılda yeni Başbakanın tek hatası, bazı zaruretlere gereği kadar önem vermemesi oldu. (Bk. İKTİSADİ ve MALİ SAHADA - "Bütçe" Vadeli ıslahat İnönü Hükümeti, önündeki işi iki kısma ayırdı. ilk senenin işi, b görüşe göre, ekonomik bayata gerek- li hareketi vermektir. Zira her şey, şu anda durmuştur ve bekleyiş ha- lindedir. Evvelâ, çarkları, yavaş da olsa kıpırdatmak lazımdır. Bütçe o gayeyle hazırlandı. Hayat bir defa hareket haline geldikten sonradır ki. İsmet İnönünün niyeti bir sistem içinde memleketin meselelerini top- yekün ele almaktır. Hükümetin tali- hi. İnkılâptan sonra kurulmuş Dev- let Plânlama Teşkilâtının bir kısım çalışmalarını saten hazır halde bul- ması oldu. 1963'ten itibaren Beş Yıl- lık Plân hazırlanıyordu. Bu plân ge- reğince, bir sistem kurulacaktı. El- bette ki sistem, vatandaştan çok fe- dâkârlık, gayret ve iyiniyet isteye- cekti. Bunun ise, o sisteme daha geç- meden, memleketin idareci zümresi Komplekssiz bir Dış Politika Şu anda, dünyanın iki büyük gruba ayrılmış olduğu herkesin malumudur. Bir de, bu iki grup a- a yer almış Üçüncü Kuvvet dır. yen iki blok ara- sdân oğu blokuna katılması, yani 180 derecelik bir dönüşle saf değiştirmesi «a fantezisi muhay- yelelerin bile alabileceği bir ihti- mal değildir. Bunu, aklı başında her hangi bir kimse düşünmemek- tedir bile.. Üzerinde en ziyade spe- külasyon yapılan husus, Türkiye- nin Tarafsızlar blokuna katılması- . Türkiye için, herkes emin ol- malıdır ki, bu alternatif te yoktur. Dünyanın bugünkü durumu içinde Türkiyenin ne milli hisleri, ne jeo- politik durumu, ne de, doğrusu is- tenilirse menfaati böyle bir ihti- mali haklı göstermektedir. Türki- ye, Batı sisteminin bir parçası ol- makta devam edecektir. Ancak, bilinmesi lazımdır ki bunun parayla, pulla, yardımla bir alâkası yoktur. Demokratik rejim bu topraklar üzerinde itibarım mu- hafaza ettikçe ve yaşadıkça hangi blok, hayat şartları ve usülleri ba- kımından bizinde Ohususiyet arze- diyorsa Türkiye onun içinde ola- caktır. 1945'in ve ondan hemen sonra gelen bir iki yılın buhranlı Truman Dektrininin atılırken bir Amerikalı il mükemmel tarzda hülâsa etmiştir: ürkiye, yardım eder sek Rus taleplerine karşı daha sıkı dayanacaktır. Türkiye, biz yardım etmesek Pİ Rus taleplerine karşı dayanacaktır. Bizim para budur. Sade, biz aynı zamanda Rus- yayla da komşuyuz. Onunla dost- luk, en halis temennimizdir. Rus- yayla iyi münasebetler kurma bah- sinde, hiç bir komplekssimiz yok- tur. Amerika Rusyayla çeşitli sa- hada temastan çekinmeyecek, biz çekineceğiz! Kendine güvenen, sağ- lam bir Türk hükümeti için böyle bir düşünceye, tutumunda yer yok- tur. Biz Batı blokunun mesele çı- karan, hırçın, belâlı üyesi değiliz. Yalnız dostluk duygusuyla dolu, yalnız nefis emniyeti bahsinde ti- tiz, yalnız kendini her hal-ü kârda savunabilecek imkânları sağlamış, hiç bir mütecaviz emel taşımayan kesle iyi geçinmekten, herkesle arka fikir taşımaksızın samimi münasebet kurmaktan, hiç kim- seyle aramızda buz bırakmama ni- yetinden başka gayemiz, hedefimiz, plânımız yoktur ve olmayacaktır. Amerika ile, NATO İle, CENTO i- le ittifakımıza hep sadık kalacağız. Bu gerçeği müttefiklerimize de, komşularımıza da, aynı dünyada beraber yaşadığımız başka mem- leketlere de tam bir açıklıkla du- yurmak için İnönü Hükümeti elin den gelen tek gayreti esirgemeye- cektir. AKİS, 11 ARALIK 1961