Cilt: XXITI, Sayı: 389 AKİS HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI Il ARALIK 1961 YURTTA OLUP BİTENLER Millet "Godot'yu beklerken" Şu satırlar yazılırken pek çok kim- se. Türkiyede, bütün işlerin hala neden düzelememiş olduğunun mera- kı içindedir. İşte, Meclis açılmıştır, Hükümet de kurulmuştur. Üstelik bunun başında İsmet İnönü vardır. Meclis yeni hükümete güvenini izhar etmiştir. Halbuki, her şey güllük gülistanlık olmamıştır. Ceplere para dolmamıştır. oo Vergiler o inmemiştir. İsmet İnönü Başbakanlıktan çıkarken İdarenin yaraları, pembe gözlüklü zat sayesinde o sarılmamış, dejenere edilmiştir. Meclis, bundan sadece bir- buçuk ay önce açılmıştır. Hükümet, yalnız üç hafta evvel kurulmuş, iki hafta evvel güven Oyu almıştır. 15 gün bu! 15 günde bir hükümet, işle- re vukuf dahi peydan edemez. Nere- de kaldı düzeltme, nerede kaldı ısla- hat? Devlet değildir ki gaza işlesin.. teşhis mekanizması otomobil basınca tıkır tıkır durumu tetkik, bir çalışma ve tedavi Şimdi koymaya Bulduğu bir dipsiz kile ve boş ambar oldu Sıkıntı bitmemiştir. Af gelmemiştir. Dokuz sıfırlı rakamlarla ifade olunan bir amerikan yardımı görünmemiş- tir. Halk kahkahalar atmamaktadır. Geçim derdi kaybolmamıştır. Ekmek gene pahalıdır, ayakkabı fiyatları ateş pahasınadır, ücretlere zam ya- pılmamıştır Eee? Bu grubun karşısında bir başka grup vardır. Bunlar, insaf talep et- mektedirler. Memleket, hiç de pembe gözlüklü Maliye Bakam Kemal Kur- daşın iddia ettiği gibi sağlam bir ekonomik ve mâli durum içinde dev- ralınmamıştır. Yıllar yık süren kötü 4 çaresini, yolunu usulünü tesbit dev- esidir. Bu fasıl tamamlanmadan, bir iyileşmenin ancak psikolojik fayda- larını toplum hayatında hissetmek kabildir. Evet, 15 gün u! Memleke- tin kaderi, sadece 15 gündür İsmet İnönünün elindedir. Adam, sihirbaz değil ya O hald Karali fikirlerin kuvvetle ileri sürüldüğü hafta biterken, ger- çek şudur ki milletin geniş ve akü başında kütlesi bir bekleyişin içinde- dir. Aşırı bir acelecilik yoktur, şart- lar gerektiği şekilde takdir olunmak- tadır, bırakma milletleri, 15 günün insanların hayatında dahi bir mâna ifade etmediği Oo görülmektedir. An- cak, bekleyişin ilânihaye devam et- memesi ve meselelerin bir sistem i- çinde, dört başı mamur şekilde ele alınması, bir an önce icraatın başla- ması da şarttır. Muhalefetleri yılla- rında halkın içinde bulunduğu sıkın- tıyı iyi terennüm eden ve bunlara karşı basit çarelerin mevcut olduğu- nu söyleyenlerin, şimdi, iktidarday- ken aynı görüşleri muhafaza etmeleri şarttır. Türkiyeyi bir sistemin kurul- ması ve işletilmesi kurtaracaktır. Bunun bir haftanın, beş haftanın, on haftanın işi olmadığı muhakkaktır. Ama, şu söz do İsmet İnönünün bir sözüdür: "Bir işi alam işe başlamaktır Hükümet Gırtlağa kadar Bitirdiğimiz haftanın sonunda, baş- entin siyasi çevrelerinde, herke- sin ağzında bir tek konu vardı: İ- nönü - Hare görüşmesi Başbakanın Amerika Büyük Elçisiyle Başbakan- lık odasının sıkı sıkıya kapatılmış kapıları arkasında iki saatten fazla bir süre başbaşa konuşması -odada bulunan üçüncü şahıs Bülent Ecevit Çalışma Bakanı sıfatıyla değil ter- cüman olarak toplantıya alınmıştı- bütün merakları üzerine çekti. ilk çaresi, o Görüşmenin yapıldığı cuma saba- hı, İsmet İnönü Başbakanlığa geldi- ğinde saat onu biraz geçiyordu. On- bire bir kaç dakika kala, Büyük El- çiliğin siyah renkteki ve küçük çap- ta bir vapuru andıran büyüklükteki otomobili, bayrağı dalgalana dalga- larla Bakanlıklar durağı istikame- tinden gelip Başbakanlık SOKAN saptı ve binanın kapısı önüne yana şarak durdu. Büyük Elçi koyu iğndi giyinmişti. Çevik bir hareketle ara- badan indi ve içeriye girdi Gelişi. Başbakan İnönünün daveti üzerine oluyordu. Daha önceden tanışan iki siyaset adamı samimiyetle el sıkış- tılar. Girizgâh çok kısa sürdü. nü, lâfı fazla döndürüp dolaştırma- dan anlatmak istediği hususları A- merikanın Türkiyeye gönderdiği en anlayışlı Büyük Elçilerden biri olan Hare'e nakletti. AKİS, 11 ARALIK 1961