YURTTA OLUP BİTENLER İnönü torunaları Hayri ve Eren İnönü ile Maltepede le vazifeli muhabirler oldu. Böylece Genel Başkan, söz konusunda bir at- lama ihtimalini ortadan kaldırıyordu. Ama fotoğraf (okonusunda, haftanın sonunda ilk çivilemeyi oOkimin tesbit edebileceği henüz belli olmamıştı. Kitaplar, kitaplar.. s9 : yen İstanbula, on günlük bir isti- rahat için fazla görünen miktarda bavullarlagelmişti. Bavullaraçıldıgın- dabavulların çoğunun içinden kitap- siyayasi dergiler, lügatlar çıktı. Başkan, adeta günlük kütüp- siniberaberinde taşımıştı. Nlte- kim sâkin deniz kenarında bol bol okumaktan geri kalmadı. Bir gün sonra kendisini ziyaret eden bir ah- babına bu hali, gülümseyerek an- lattı: — Ben sıhhatimi, okuma kabili- yetimle ölçerim. Eğer uzun müddet okuyabil i yorsam ve bundan zevk alı- yorsam iyiyim, taltatim yerinde de- 8 aile saadeti mektir. Şimdi, çok kolay okuyorum. Dünyanın bütün hadiseleriyle ilgilen- mek âdetim, benim elli senelik bir â- detimdir. Bundan vazgeçmek niye- tinde değilim.." nönü, her sabah mutlaka okudu- gu Associated Press'in özel haber bülteninin de artık Ankaraya değil, on gün için Maltepeye gönderilmesi- ni sağladıktan sonra büsbütün rahat etti ve kendisini kitapları, denizi ve ailesi içine, mesut, bıraktı. Bir miting ve ötesi İnönü, hak ettiği istirahatine kavuş- muş, bedenen dinlenirken, bitirdi- ğimiz hafta İstanbulun P. teş- kilatı hummalı bir o faaliyete girişti, İnönünün Taksim mitinginde konuş- masını Ali Sohtorik Genel Başkana teklif etti. Genel Başkan kabul edin- ce Sohtorik müjdeyi hemen oradan, telefonla teşkilâta verdi. Simdi teşki- lâta düşen, kuvvetini, dirayetini gös- termek, toplantıyı başarılı bir toplan- tı olarak tertipleyerek o seçimlerdeki çalışma tarzı etrafında bir fikir ve- rebilmekti. O akşam, ilçe başkanları ilde top- landılar ve meseleyi etraflı şekilde görüştüler. Bu arada gerekli resmi mercilere başvurularak müsaade a- lındı. İnönünün konuşacağının duyul- ması, yabancı basını da harekete ge- çirdi. Aslına bakılırsa yabancıların, seçimler konusunda hâlâ tereddütle- ri, endişeleri vardı. Bir doğu memle- ketinde, kendileri kadar gelişmemiş bir toplum içinde eline kudret geçi- renlerin nasıl olup ta bu kudreti gö- nül rızasıyla devredebilecekleri husu- . suna akılları eriniyordu. Halbuki gözlerini açsalar, daha doğrusu hafı- zalarım tazeleseler bunun bir başka misalini daha yakın talihimizde gö- rebileceklerdi. o İsmet İnönü de, en kudretli devrinde demokratik hayatı ve çok partili sistemi milletine aç- mamış, ilk seçimde ekseriyeti alama- yınca t Yabancı habirleri, mek için hazırlıklara . il teşkilâtıyla giriştiler ve temasa geçti- Mitingte İnönünün sözleri, Ana- yasanın çerçevesi (oiçinde kalacaktır. C.H enel Başkam, umumi politi- ka meseleleri ve günün konuları, bu arada partisinin durumu, tutumu ile fikirlerini toplantısına saklamaktadır. İnönü, partisi Ana- rasa konusundaki görüşünü o zaten belirtmiş (Oobulunduğundan vatandaşı Evet demeye davet edecektir. Bu a- rada, Anayasayı nasıl gördüğünü ve eski Anayasanın hangi ellerde, niçin dejenere edildiğini anlatacaktır. Ko- nuşmanın uzun sürmeyeceği anlaşıl- maktadır. Ama bir yandan işin tören tarafı, diğer taraftan İstanbul halkı- nın İnönüyü şahsen o görme iştiyakı içinde bulunması, nihayet toplum ha- yatımızın nazım kanunu olacak Ana- yasa etrafında memleketin | ralı devlet adamının ne söyleyeceği- nin öğrenilmesi opazartesiyi İstanbul için heyecan dolu bir bayram günü haline getirmektedir. numa- İnönü, muhtemelen vatandaşlara, olsun, Referan- demeyi tavsiye edecektir. C.H.P. Ge- nel Başkanı, haftanın o sonlarında kendisiyle görüşenlere, en büyük ar- zusunun yurtta huzur olduğunu, bu- nun dışında' hiç bir şeyin önemli sa- yılmaması gerektiğini tekrarladı. AKİS, 3 TEMMUZZ 1961