kadar bitiverdi. Orta tahsili de ayni istikamette devam ederken, mesleki yolunda birdin bir değişme oldu. Ka- dıköy lisesindeyken, gıpta ile izlediği ağabeysinin de tesiriyle, yolunu de- ğiştirdi ve mühendislik sevdasından vazgeçerek askerliğe heves etti. He- men, o yaz kolları sıvadı ve imtihan vererek Kuleli Askeri lisesinin son sınıfına nakletti. Kuleli Askeri lise- si son derece başarılı bir şekilde bi- tince Madanoğlu bu defa, o zaman İstanbulda, Harbiyede bulunan Harp Okuluna girdi. Harp Okulunu da ba- şarıyla bitiren Madanoğlu, genç bir teğmen olarak vazifeye başladı. Sıra ile Niğde, Muğla, Siirt, Elâzığ ve Kil- yosta vazife gördü. Bu arada yüzbaşı üniformasıyla Yıldızda Harp Akade- misine devam etti ve oranın da hak- kından geldi. Böylece Madanoğlu as- kerliğin bir ihtisas sınıfı olan kur- maylar kısmına geçiyordu. Bundan sonra Madanoğlu için başarılı bir dev re başladı. Tuttuğunu koparan bir asker in için her vesile a te- mayüz etti. Mert ve s duğu için de orduda geniş bir LL le karşılandı. Her rütbeden asker, Madanoğlunu sevdi ve "saydı. Ama akıncı ruhu keşfe- demedi. Madanoğlunun en bariz vas- fı, tezcanlı bir insan olusudur. Bir va- zifede usun müddet durmak canım sıkar. İhtilalden önceki son vazifesi Lojistik Dairesi Başkanlığıydı. an İhtilale bilfül katıldı ve Ankara Örfi Idare Kumandanlığı- na tâyin edildi. İstifasına inizi da bu vazifede kaldı. Ordu içinde adı “Küçük Cemal Year Samimi tavrı, asker havasıyla tek bir fert ondan şikâyetçi olmamıştır. mağ na son derece itina eden danoğ nun en büyük zevki yürümektir. re yemek yer. Yazın en iyi yemeği be- yaz peynir, domates ve süttür. İçki- ye müptelâ değildir. Ama rakı İçme- yi sever Sona atılan adım girdiğimiz haftanın başından so- nuna kadar İstanbul a, ni peşinde dolaştıran bu sevimli neral, haftanın sonunda gene eski ha vasna» biraz daha az ari m gayret ederek, bir an i büründü. Basın mensupları bir defa daha et- rafım aldılar ve kendisini sual yağ- muruna tutmağa lu. O gün Madanoğlun i bir günü L malı ki, bir parça a za- rar ,gelmiyeceğini ifade ederek: - Sorun bakalım (o suallerinizi' dedi. Bunun üzerine malüm sualler ge- ne yağmağa başladı. ilk sual, üç yıl- danoğlu artık bu pek âşinâ olduğu AKİS, 3 TEMMUZ 1961 suali gülerek dinledi ve sonra başı- nı İki tarafa sallayarak: enim İstanbulda kalmam daha hayırlıdır. İstifa ettim, bu iş bitti. Kararım kafidir. Artık unu- tun" dedi Gazeteciler mert askerin vazife- ye er geç döneceğine inanmış olmalı- lar ki, suali başka bir şekilde bir ke- re daha sordular. Fakat verilen ce- vap gene ayni oldu. Madanoğlunun kararı katiydi Basın mensuplarının elinden kurtulan Madanoğlu eşinin yanma koştu ve: “— hanım, kaçalım. Bu ço- cukların elinden kurtulmak zordur" dedi. Ancak, her yerde hâzır ve nazır gazetecilerden bir türlü kurtulamadı. Her sohbette karşısında bir gazeteci buldu. Muhtelif vesilelerle fikrini aç- YURTTA OLUP BİTENLER masına rağmen, gene de muhabirle- rin karanlık buldukları noktalar mevcuttu, Bunun için Madanoğlu i- zah etmek lüzumunu duydu. Bazı çevreler onun bazı indi mülâhazalar- la istifa ettiğini etrafa yayıyorlardı. Madanoğlu ii cevabım vermekte O çekme — Yok plikaslık, devlet adamlığı, bilemedin ena nn ke Bunlar bizim EŞİNİZE e?. rum ve Siirtte mahfellerden ie ne gördük ki? Tabii bu manidar ifade pek ilgiyle dinlendi. Madanoğlu, ki hâdiseleri bir aile geçimsizliği ola - rak tavsif ediyordu. Nitekim geçen haftanın içinde bir başka M.B.K ü- yesi, Muzaffer (o Yurdakuler de ayni noktaya temas ederek: —bBir aile içinde dâima böyle Madanoğlu Floryada yazın tadını çıkarıyor Gel Keyfim, gel!. 11