SİNEMA Festivaller XI. Berlin Festivali D“ yapılı Pan American jet uçağı son derece modern ve göz alıcı alanına süzülerek indi. likte polis kordonuyla çekişe ortalık yere kadar sızmış kalabalığı dalgalandı ve elele tutuş- muş polisler kendilerini bütün güç- leriyle tutmaya çalıştılar. Uçak gel- di, döndü ve kulakları sağır edercesi- ne çalışan motorun gürültüsü bir an- da duruverdi. Gençler kalabalığı ar- tık tutulur olmaktan çıkmıştı. dondan bir koşu fırlayıp kurtulan beş altı delikanlı, yaşlı iki Alman işçisi- nin zorlukla ite ite götürdükleri mer- divene yapıştı ve göz açıp kapayın- caya kadar merdiven dev uçağın ka- pısına dayandı. Aynı anda gerideki- lerden bağrışmalar, şarkılar ve bir orkestra sesi yükseldi. Gençler çal- gılarını getirmişler ve oracıkta Or- kestralarını da yoktan var edivermiş- lerdi. Uçağın kapısı açıldı ve merdi- venin ağzında kıpkırmızı ve kosko- lu, iri yapılı ve geniş kalçalı kadın, iki kolunu birden De Gaulle'vâri ha- vaya kaldırarak hayranlarının teşkil ettiği büyük kalabalığı selamladı. Kalabalık, merdivenleri getirenlerin liderliğinde üç defa "Yaşasın. Jayne!" diye bağırdı. Yaşasın Jane, bu davra- nışlar karşısında öylesine duygulandı ki ne yapacağım şaşırdı, yüzü kıpkır- mızı "Canlarım benim, gibisinden bir kaç söz etmeye çalıştı. Sonra geniş kalçalarım kıvıra kıvıra merdivenleri inmeye başladı. Polis kordonu aynı anda darmadağın oldu ve gençler Yaşasın Jane'in üzerine âdeta saldırdılar. Zatenne olduysa o anda oldu ve gençler, sevdikleri yıldızı -Yaşasın Jane, Holi Jane Mansfield'den başkası yakından görebilmek ve sesini duya- bilmek amacıyla kadına çullandıkla- rında polis işe vaziyet etmenin gerek- li olduğunu hemen kestiremedi. Ama, daha bir kaç saniye geçmeden Jane Mansfield'den canhıraş bir feryat kopunca düdükler ötmeye, ayrıca yolcu salonu kısmından da polisler gelmeye başladılar. İki dakika içinde mesele hallediliverdi. Kalabalık hay- ranlar sürüsü, yıldızın o çevresinden uzaklaştırıldı ve, yıldız, üstü başı hallaç pamuğuna çevrilmiş, ayağın- daki dekolte ayakkabının tekinin to- puğu kırılmış, seke seke alandan' sa- lona doğru yürüdü. Kalabalık arka- sından hala "Yaşasın Jane!" diye ba- gırıp çağırıyordu. AKİS, 3 TEMMUZ 1961 Kor- . Bir yandan da eskiler âdise, geride bıraktığımız Lafta, içinde bir gün, Berlinin batı ke- simindeki hava alanında geçiyordu ve Hollywood'lu yıldız Jane Mansfield, XI. Film Festivalinin şeref misafiri olarak o gün davete icabet etmek- teydi.. Her yıl Haziranın son haftası ile Temmuzun ilk haftası arasında baş- layıp biten Berlin festivali, 1950 yılın- dan sonra ise birinci sınıf festivaller arasına katılmıştır. Başlangıç yılla- rında yalnızca turist celbiyle şehrin varlığım duyurma bakımından önem- senen Berlin festivali, daha sonra ya- rı politik bir yön almış ve yılda on günlüğüne de olsa -yıllar yılı Doğu ile Batı arasında bir çekişme konusu kıyaslamayı yapabilmeleri"için de ö- zel otobüslerle kapitalist bölgesi say- dıkları Batı kesimine götürmektedir. Böylece ortada, yarı diş göstermeli, yarı hain hain gülümsemen garip bir komedi oynanmaktadır. Batılıların bu yıl onbir yaşına ba- san film festivallerinin yeni jürisinde Uluslararası Sinema Yazarları Birliği Başkanı Marc Turfkruyer, yazar Frence Roche, İngiliz Film Enstitü- sünden James Ouinin, "Pather Panc- hali" ve "Aparajito" filmleriyle tanı- dığımla Satyajit Ray. Amerikalı re- jisör Nicholas Ray, ll mpo'dan Pier Luigi Rondi, Tiyatro ve Film tenkitçisi Hirotsugu oOzaki, rejisör Falk Harnack ve tenkitçi Hans Schaarwachter bulunmaktadır. Kırkbeş ulusun -uzun metrajlı ve konulu bir flimle ilk defa olarak Tür- kiye de uluslararası bir festivale ka- tılmaktadır- yüzü aşkın uzunlu kısa- A. Karina ve Jean - Paul Belmondo "Kadın Kadındır" da Fransayı yine "Yeni olan- Berlin şehrinin adını andırmak ve kendini kabul ettirmek o çabası- nı gütmeye başlamıştır. Bugün Ber- lin şehri için.festival pek o kadar ö- nemli değildir. Dünyanın dört buca- ğından getirtilen gazeteciler oyediri- lip içirilmekte ve gerekli olan kıyas- lamayı yapabilmeleri için de ayrıca özel otobüslerle komünist bölgesi o- lan Doğu kesimine de götürülmekte- dirler. Şehrin iç ve dış demiryolu ve metro işletmesini ellerinde tutan Do- gulular, Batılıların bu odavranışları- na mukabil bir davranışta bulun- maktan da geri durmamaktadırlar. Doğu da kendine göre bir festival dü- zenlemekte ve o da demirperde gerisi ülkelerinin gazetecilerini çağırmak- ta, yedirip, icirmekte ve gerekli olan Dalga” temsil ediyor festivali şehirdeki üç büyük sinema- lı filmleriyle katıldıkları XI. Berlin da birden yapılmaktadır. Yarışma filmleri "Zoo Palast" ve "Film-Büh- ne Wien" sinemalarında gösterilirken, öte yarından "Atelier Am Zoo" da, hor yıl olduğu gibi bu yıl da eski us taların klasikleşmiş filmlerini prog- ramına koymaktadır. "Atelier Am Zoo" sinemasının bu yıla ait ustaları, Richard Oswald, Billy Wilder ve Aki- ra Kurusawa'dır. Richard Oswald'ın filmleri arasında "Unneimliche Gesc- hichten" (1921, oyuncuları: Conrad Veidt, Reinhold Schünzel), "Carlos und Elizabeth" (1923. oyuncuları: E- gede-Nissen, Conrad Veidt ve William Dieterle). "Alraune" (1930, oyuncu- ları:Brigitte Helm Albert Oo Basser- 31