YURITA OLUP BİTENLER durulmuştu. Maltepenin önünde de- niz, o saatlerde dâima olduğu gibi bir sakin gölü andırıyordu. Evin gençleri, kuvvetli bir motörün arka- sına takılmış su kayağı yapıyorlardı. Uzun iskelenin ucundan kalkıyorlar. bir kaç tur attıktan veya Dragosun ününden döndükten sonra tekrar ge- liyorlardı. İsmet İnönü, yemeği taki- ben çekildiği balkonlu odanın ca- mından işte bu manzarayı uzun uzun ve dudaklarında mesut, huzurlu bir We seyrettikten sonra: — Hanımefendi, ben de denize gireceğim" dedi. Mevhibe İnönünün bir kaç itiraz deniz ya sabahın pek erken saatinde, ya da ancak bu vakit duruluyordu. Hem İnönü, gün kaybetmek de iste- miyordu. Marmara sahillerinde topu kalacak, öteki ayasaya Evet demek üzere başkente dönecekti. Si- yah naylondan, şort biçimindeki ma- yosu bulundu ve C.H.P. Genel Baş- kanı, yeşil bornozuna sarınarak de- niZ kenarına indi. Böylece, mevsimin ilk çivilemesi, mütadın aksine gaze- tecilerin bulunamadığı bir sırada ya- pıldı. O gün denizde üç dakika kadar kalan İnönü -her yıl böyle başlar, mevsim sonunda bunu oniki, onüç da- kikaya çıkarır- ertesi gün, gene fo- toğrafçıları atlatarak ikinci banyo- unu aldı. Ama, belki de foto muha- birlerinin ahı. İstanbuldaki ikameti- nin üçüncü günü yağmur deniz ban- yolarına bir fasıla . O gün İsmet İnönü, pazartesi günü Tak- simde, her halde yüzbinin çok üs- tünde bir İstanbullu kalabalığı önün- de Anayasayla ilgili olarak söyleye- ceği nutkun esaslarını ve örgüsünü kafasında hazırladı. (Niyeti bunları pazar akşamı kâğıt üzerine dökmek ve konuşmasını yazılı yapmaktı. İsmet İnönünün Taksimde konu- şacağı, İstanbula gelişiyle birlikte şehir halkı tarafından, en ücra köşe- lere kadar duyuldu. Doğrusu isteni- İnönü Maltepede basın mensuplarıyla , çevrilmişti. lirse İstanbul, gün geçtikçe normal toplum hayatımızın gerçek teminatı olduğu biraz daha iyi anlaşılan tec- rübeli lideri hasretle bekliyordu. Bir ı memleketi sükünete (kavuşturmaya muktedir tek unsur oluşu dolayısıyla. Nitekim, İstanbullular, bilhassa kalabalık semtlerin ev ka- dını sakinleri pazartesi akşamüzeri Taksime mutlaka gitme, İsmet İnö- nüye bağlılıklarını Ve inanlarını gös- terme kararı aldılar. Eğlenceli bir karşılama jemet İnönü titan bula haftanın or- tasındaki gün geldi. nin hareketinden önce demirye gecikmeye yol açtı. bir müddet peronda, bir müddet va- gonda bekledi, tehirin uzayacağım anlayınca kompartımanına çekilerek yattı. Saat onbir civarında uyumuş- tu. Gece yarısı, katar kalktı. Bu yüz- den de, sabahın dokuzunda Bostan- cıya gelmesi beklenen tren. ancak ikide istasyona girebildi. İstasyon aşırı (o kalabalık değildi. İnönü, her hangi bir gövde gösterisi ailesi mensuplarının dışında partinin İstanbul teşkilâtı idarecileri, Genel erkezden olup İstanbulda bulunan lar ve Anadolu sahilinde oturan par- tililer karşılayıcıları teşkil ediyordu. Bir de koşup gelen Kasım Gülek . Gülek, istiskal edilme bahsin- va akçe sayıldığına kani, ewel, onu bunu dirsekleyerek İ- nönünün yamacına, daha Genel Baş- kan perona ayak , basarken yapıştı ve fotoğrafçılara poz vermeye koyul- du. İnönü ise. sırtı ekseriya ona dö- nük, öteki karşılayıcılarının ellerini sıktı, anil İl Başkam Ali Sohto- riki iki yanağından öptü ve İstasyo- nun dışında kendisini en oğlu- nun otomobiline yürü Kış başında geçirdiği rahatsızlık- tan bu yana İstanbula gelmemiş olan İnönü, sâdece sıhhatli değil, aynı za- uçurulmuş, başarı ihtimallerini nünün sıhhati üzerine bina eden bü- yük politikacılar kn Gi ışlardı. Şim silah ve pür eşe -Basının taktığı isimle- 77 yaşında bir delikanlı inmişti. İnönü, dama- dının kullandığı ve içinde eşi, kızı, gelini ve torunlarıyla iki yeğeninin AKİS, 3 TEMMUZ 1961