Kadın Gözüyle Küçük Meseleler Jale CANDAN pimiz daima çok önemli işlerle meşgul olmayı seviyoruz. Üçümüz bir araya geldiğimiz zaman konuştuğumuz mesele, dâvaların halle- dilmesi, memleketin yükselmesi meselesidir. Bu, güzel birşey. Memleket meseleleriyle ilgilenen uyanık bir topluluk, memleketin en kuvvetli ga- rantisi değil midir? Ancak, büyük meselelerin yanında bizi pek ilgilen- diren küçük meseleler olduğuna da unutmamamız, biraz da bu küçük e ME ARİN gerekir. ük meselelerimiz nelerdir ? Evvelâ toplum olarak huzurlu bir şekilde yaşamasını bilmiyoruz. Huzura, başkasının huzuruna, rahatına riayet ettiğimiz zaman kavuşacağımızı bilmiyoruz. Buna bence çocuk- tan başlamak şart. Sokakta oynıyan çocuklarımıza dikkat ediniz. Başlı- ca meşgaleleri gelip geçene sataşmak, satıcıyla alay etmek, bilhassa hususi arabalara muziplik yapmaktır. Bu bazen arabayı taşlamak veya önüne büyük bir taş bırakıp kaçmak gibi sadist bir şekil de almaktadır. Bu konuda arkadaşın başına gelen korkunç hikayeyi anlatmadan geçe- miyeceğim. Edirneye gidiyorlarmış. Henüz şehre girmeden, yolun bir dönemecinde gizlenen çocuklar görerek durmuş ve onlarla ahbaplık et- miş, onlara yiyecek öteberi ikram etmişler. Fakat biraz sonra onlardan ayrılır ayrılmaz araba tekerlekleri Üzerinde kaymaya başlamış. Bozuk bir yol, ve kenarda uçurum! Zor kurtulmuş, arabayı durdurmuşlar. Bir e ne görsünler, yolda kocaman karpuz kabukları! Meğerse çocuklar onların ayaklarına karpuz kabuğu koyup neticeyi kollarlarmış.. Böyle şuursuz hadiselere Allah şükür her zaman tesadüf etmiyoruz ama ço- cuğun oyunu, büyüğün cemiyet içindeki tutumu, ilhamını hep böyle baş- kasına sarar veren, tahripkar, muzip bir zevkten alıyor.. Bu, çocuğun veya büyüğün kötülüğünden değil, yanlış bir terbiyeden ileri geliyor. Vatandaş olarak ziyan vermekten kaçınmak, memleketin, komşunun malını benimseyip korumak, başkalarının işiyle ancak elzem olduğu zaman meşgul olmak, yardımcı, müspet bir ruh taşımak... İşte çocuk- larımıza küçük yaştan aşılamaya mecbur olduğumuz şeyler bunlardır. Bunlar vatan, millet ve bayrak şiirleri ezberletmekten de çok daha önem- lidir. Küçük meselelerimizden bir tanesi de, meselâ, sokakları temiz tut- mak, umumun kollandığı yerlere, piknik sahalarına, helalara itina et- mektir. Kötü bir adetimiz var: Evlerimizi temizler, kirimizi sokağa, komşunun bahçesine akıtırız. Otomobilde, otobüste, trende seyahat eder- ken elimize geçen süprüntüleri önümüze gelen yere fırlatıveririz. Bu- gün meselâ Ankara-İstanbul arasında işleyen yeni ve tertemiz otobüs- lerde herşey var da, çöp atacak bir kese kâğıdı bulmak imkânsız. İkram- lar yapılıyor, müşteriye çiklet ve nane şekeri, kolonya tutuluyor, fakat müşterinin çöpü elinde kalıyor. Baha doğrusu, o canım yollara gidiyor, onları pisletiyor.. Amerikada kese kâğıdına verilen öneme hayret ettim. Amerikalı herşeyini atar, ama kese kâğıdını sıkısıkı saklar. Hattâ kese kâğıtlarım muhafaza için mutfak dolaplarında özel bölmeler vardır. Çöp, kese ka- ğıdına konmadan hiçbir zaman çöp tenekesine atılmaz. Her taşıt vasıta- sında plâstikten veya kağıttan bir torba bulunur, sokağa'çöp atılmaz. Dağ başı da olsa, bunun, birçok yerlerde büyük para cezası vardır. Amerikalı, komşusunun özel hayatıyla hiçbir surette meşgul değil- din. Ama yolda usulsüz araba kullanan, sokağa çöp atan birisini görür- se üşenmez, derhal şikâyet eder. Umumu ilgilendiren meselelerde, yal- nız bu meselelerde herkes herkesle meşguldür. Memleketimiz dünyanın cenneti. Miktar itibariyle az olmakla beraber, bugün bazı yerlerde güzel piknik sahaları da var. Halkın rahat bir şekilde, açık havada yiyip iç- mesi, eğlenmesi için sabit masalar ve sıralar konmuş, çöp kutuları da mevcut ama, ekseri çöpler gene yerlerde, konserve kutuları yerlerde, gazete kağıtları yerlerde... Bunlar küçücük meseleler... Fakat memleketin yükselmesi dâvası gibi büyük dâvalara hizmet edebilir, unutmıyalım. AKİS, 3 TEMMUZ 1961 cü bölümle ilgilenip, üzerinde çalış- malar yaptılar. Yeni Anayasa, sosyal ve iktisadi haklar konularında haki- katen çok önemli değişiklikler getir- mişti. Grev hakkı ve işsiz kalan ligi- nin devletten iş istiyebilmesi gibi ye- niliklerin işçi sınıfı üzerinde çok te- sirli olacağı muhakkaktı. Avukat Saime Brav, Anayasa ki- tabının her vatandaşın âdeta el kita- bı olduğuna inanıyordu. Her vatan- daş orada kendi meselelerini bulacak, haklarım ve ödevlerini onun sayesin- de öğrenebilecekti. Sauna Brav belki bunun için yanında dâima birkaç ta- e Anayasa kitabı taşıyor, eşe dosta hediye ediyordu, İlhan Akpınara göre en önemli konulardan biri de meselelerin aydın- lığa çıkarılması, iyice anlaşılmasıy- Çoğumuz birçok konular baklan- da gelişigüzel ve kulaktan dolma bil- gilerle konuşuyorduk. Meseleler ba- sen bambaşkaydı. C.H.P. Şişli ilçesi Kadın Kolu bu inançla seminerler dü- zenliyordu. Her ayın ilk salı günü yapılan toplantılarda zamanın önem- li konuları ele alınıyor ve enine bo- yuna didikleniyordu. Kurucu Meclis, Halkoyu ve daha birçok meseleleri- miz hakkında ilgi çekici seminerler yapılmıştı. Yakın zamanda Nisbi Se- çim ele alınıp şartları iyice anlatıla- cak, rivayet edildiği şekilde endişe verici olmadığı dile getirilmeye çalı- şılacaktı. Grev hakkı ise başka bir seminer konusu olacaktı. Başkanın en çok üzerinde durdu- ğu bir konu da tabiatiyle eğitim me- selesiydi. 1119 üyeleri vardı ve bun- arın 600'ü okuma yazma bilmiyordu, Siyasi faaliyetler yasak olduğu müd- detçe Şişli Kadınlar Kolu, eğitim se- ferberliğine katılma müsaadesini a- lamamıştı. Bu iş için hazırlıkları ta- mamdı ve siyasi partiye mensup te- şekküllerin memleket eğitimine her- hangi bir teşekkülden çok daha faz- la hizmet edebileceğine inanıyorlar- dı. Okuma yazma bilmedikleri balda memleket meseleleriyle çok yakından ilgilenen birçok üyeler ise, dört gözle açılacak olan okuma yazma kursları- nı bekliyorlardı. OPERATÖR - DOKTOR MUZAFFER ARGUN Doğum ve Kadın Hastalıkları Mütehassısı Muayenehane: Meşrutiyet caddesi No. 1 AN Tel: 12 7943 AKİS - Reklam — 53 29