buçukluktan başka bir geyin kalma- ması pek az kimseyi ornağşırtacaktı. Doğrusu istenilirse oan'arını kurta- racak olanlar bunun yongasını pek kurtaramayacuklardı. Sam'miyetin fazileti Geçici İdarenin bütün kararlarını ilmin ve hukukun ışığı altında al- masıdır ki bu haftanın başında Anka- rada ve İstanbulda halkın yeniden sevgi gösterilerine yol açtı. İstanbul- daki tezahtirata Üniversitenin yeni- den açılması vesile verdi. (Bk. GENÇ- TİK - S: 27). Ankarada ise Muhafız Alayı başkent caddelerinde bir gös- teri yaptı. Pazartesi akşamı Kızılayın meşhur saati 17 de bir ay evvel cop- larla kovalanan gençlerin Orduya sit tankların, GMC'lerin üzerinde Gazi Osman Paşa marprı söylemeleri, bayraklar sallamalam ve binaların pencerelerinden inen, cacdelerin kal- dırımlarından yükselen alkışlara mu- kabele etmeleri pek çok kimseye 86- vinç göz yaşları döktürdü, “Hamdol- sun Allaha” dedirtti. Hele aynı akşam radyoların okuduğu bir mektup memleket idaresinin ne derece temiz, idealist ve cesur ellerde bulunduğunu ortaya koydu. Kunan mektup 3 Mayıs 1960 ta- rihinde Kara Kuvvetleri Kumandanı olan Cemal Gürsel tarafından devrin Savunma Bakanı Ethem Menderese yazılmıştı, Mektubun metnini dinle- yenler -Ordudaki adıyla- Aganın me- deni cesaretine kayran kaldılar. O tarihte Gürsel Savunma Bakanına aynen söyle yazmıştı: “Cumhurbaş- kanı istifa etmelidir. Çünkü, bütün fenalıkların bu zattan geldiği hak- kında memlekette umumi bir kanaat vardır”. Aga, ilâve etmişti: “Kabine- de iyi kabul odilmeyen ve suihalleri bütün memlekete yayılmış bulunan zevat çıkartılmalı ve yeni kabine mutlak dürüst, makul, zorcu değil, adalet ve şefkat hissi taşıyan Zevat- tan kurulmalıdır”, Cemal Gürsel o mektubunda vaziyeti olduğu gibi teşrih etmiş, tedbirleri, kurtuluş ça- resini söylemiştir. Aga o tarihte şöy- le demiştir: “Sayın Vekliim, bu ahval küçümsenecek, cebir ve şiddetle ge- çiştirilecek şeylerden değildir”. Gö- rülüyor ki İktidar, hiç kimse tarafın- dan ikaz edilmeksizin bugünkü âkibe- tine sürüklenmiş sayılamaz. Muhale- fet derinin aleni ihtarlarından başka mert bir Cemal Gürsel hususi mek- tupla-İktidarı uyarmaya çalışmış, fa- kat mektubunun neticesi bir “mecbu- risizin” olmuştur. Mektup D.P. bü- yüklerini çileden çıkarmıştır. Ancak Aganın Ordu içindeki mevkii üstad- lam intikam alma zamanını daha mü- nasip günlere bırakınaya sevketmiş, Kara Kuvvetleri Komutanına doku- namamışlardır. Mektup bizim askeri ihtilâlimize *dişinmek lAzımdır. Bu bakımdan haksızlığa maruz Kurunun yanındaki yaş wen bir küçük misâl: Türk Hava Kurumunun Teftiş WHoyeti Baz- kanı günlerden bir gün; Kurumun işlerini tedviro memur odin ye- ni Genel Baykan veldilinden bir yazı aliyor. Yazıda kendisinin 1946 dan beri D.P. saflarında bulunduğu D.P de çeyitli faal vazifeler a'dğı, şimdiye kadar istifasının beklendiği fakat gelmediği belirilliyor ve du- rumu İnlulâp bureketinep uymadığından vazifesine nihayet verildiği bildiriliyor. Mektubu alan 1946 Demokratı dorin bir üzüntüye kapılıyor. Par- tisine en temiz hislerle, daha çok partik hayatın başında girmiştir. 1550 ye kadar idealist görünen liderlerinin yanında gayret saifetniş- tir. İktidar alındığında çeşitli kurumlardan €.H.P. iller tasfiye edilip yorlerine D.P. liler getirilikon Türk Hava Kurumunda kendisine vazi- fe verilmiştir. Daha sonruları teşidiztta fuol vezife de almış, Belediye Meclisine söşilmiş, Daimi Enciimende çalşmıs, Ankara il Sönci baş- kanlığı yapmıştır. Vakat D.P. yi buzünkü hale getiren zihniyetle ve guh:slarla elinden geldiği kadar savaşmış, onlarnı hiddetlerini çekmiş, bazen başıra yıldırımlar yağmış, ancak “ben bu partiden atılmadan çıkmam, içinde kalır mücadelemi yaparım” prensibine samimi surette bağlı bulunduğundan D.P, den ayrılmamıştır. Gerçi prensip bir çok korkağa paratonerlik etiniştir, amn bahis mevzuu Demokrat hakiku- ten d'dinmiş, Ankara teşkilâtındaki menfaut şebekesiyle uğraşınış, ancık onlar “yüksek yer” den himaye gördüklerinden yeailimiştir. Şimdi, bir temizlik devresinde bulunduğumuz hakikattir. D.P. nin bütün resm! hava taşıyan kurum ve milesseseleri kendi taraftarlarıyla doldurduğu daha da açık hakikattir. Türk Hava Kurumu Teftiş Heyeti Başkan eğer D.P. li olmasaydı ne oraya gelebilirdi, ne orada kalabilir- di. Aynı şekilde bütün Kızılay, bütün Çocuk Esirgeme Kurumu, bütün İdare Meclisleri Demokratlarla doludur ve bunların yerlerini ehilleri- ne bırakmaları şarttır. Ancak bu temizlik yapılırken kurunun yanında yaşın da yanmamasına mümkün nisbetinde dikkat etmek sadece İn- kılâp hareketinin şerefini arttıracak, prensiplerine bağlılığını göstere- cektir, Bunun da yolu daha emin kaynaklardan tahkikat yapmak, kulağa fısıldanan ilk ihbarla harekete geçmemek ve bahis mevzuu kKim- selerin partilerini değil ehliyetlerini ve namuslarını göz önünde tut- aktır İnkılâp hareketiyle birlikte bir âdi “İhbar Kampanyası"nın açıl- dığını saklamanın imkânı yoktur. Amirine kızan memur, hocasına kı- zan talebe, patronuna Kızan işçi soluğu Tahkikat Komisyonlarında ve- ya askeri mercilerde almakta. hiddelini celbeden zatın Demokratlığım bildirmektedir. Nitekim bizar olun Geçici İdare de yalan ihbarların şid- detle cezalandırılacağını ilân ck&uek zorunda kalmıştır. İstunhulda evi- ne telefon edilerek korkutulanlar, hattâ şantaja maruz bırakılanlar vardır. Bütün bunlar, aslında, ilk günler için tabii sayılacak davranış- lar, hâdiselerdir. Ancak bilmeyerek yapılan buksızlıkların telâfisi yo- lanun açılması ve Demokrat olmanın bir suç teşkil otmediği bilinme- idir, v Kurumlar ve müesseseler partizanlar için geçim yuvası olnaktan «'irntle çıkarılmalıdır. Bu, bir zarurottir vo aslında yaş Demokratların çektikleri yeni İdareden değil kendi partilerindeki kurulardandır. İki baş': Bayar - Menderes rejimi cemiyeti o hale getirmiştir ki suçlu ile guçsuzu ayırmak âdeta imkânsızlaşınıştır. D.P. biz menfaat ağı balin- de gis vi3, her tarafa kol atmış, nerede çimlenceek bir gey varsa ora- yı idaresi altina alnuştır. Bu temizlik sırasında karınca incitmemek elbette ki mümkün değildir. Nezuret altına alınen bazı kimselerin suç- ları öyle sudandır ki -sesini veya kalemini kiralamış olınak gibi- bun- ların. yahsi cınniyetleri dışında, rejlınin hakiki mesulleriyle eş nuame- leye tâbi tutulmaları lüzumsuzdur. Bunlar, içide yaşamaya mccbur o'dukları cemiyetin kendilerine karşı göstereceği istimfafı hayutları boyunca hissetmek suretiyle cezaların en ağırını zaten çekeceklerdir. P“-le bir temizlik devrinde mümkünle mihukün olmayanı Insafla kaldıklarını anan va Demokra'lar birer buruk insan halino gelmemeye çalışırlarsa iyi olur. Yemizlik vazifesini üzerlerine alanlara gelince onlara söylenecek söz şıwinr; itidal, gimdiye kadar hiç Kimseye zarar vermemiştir! AKİS, 16 HAZİRAN 1560