KİTAPLAR Akıllı Maymunlar (Ümit Yaşar Oğuzcan taşlama giirleri, Ümit Yayınları P.K. 666, Güzel İstanbul Matbaası, Ankara, 1960, 104 sayfa 500 kuruş) . mit Yaşar Oğuzcan, şiirin altın çağında yetişmiş bir şair. Bir is- tidat. olduğunu isbat ettiği ilk kitabı İnsanoğlu'ndan bu yana 11 şiir kitabı vermiş. Belki bir bu kadar kitabı dol- duracak şiiri de neşredilmemiş duru- yor. Hele bir tanesi var ki, neşrediise şiir dünyasını yerinden oynatabilir. Ümit, Nefiden bu yana yazılmış en güzel hicivleri yazmış. Yazmış ama, devrinin insanı olarak neşredilmesi mümkün değil. Sadece eş dost mef- lislerinde okunuyor, ağızdan ağıza, kulaktan kulağa fısıldanıyor. Bunlar öyle hicivler ki, ne sair Eş- refinkiler gibi zaman zaman Küfre, ne Nefinin veya Meyzin em gibi argoya ve düşü- yor. Ama gelin görün &i bunları dahi neşretmek mümkün değildir.” Yukamdak! satırlar AKİS'in 1 Şu- bat 1960 tarihli sayısından alınmıştır ve şimdi yeni çıkarılınış bir kitabın, “Akıllı Maymunlar''ın arka kapağını süslemektedir. 27 Mayıs 1960 sabahı- na kadar imkânsız görünen şey im- kân dahiline girmiş, Oğuzcanın 1955 yılından beri ağızdan ağıza, kulaktan kulağa yayılan taşiamaları kitap ha- linde . basılmıştır. Devri sabıkın en güzel hievini teşkil eden bu şiirler dikkatle okunursa, şairin daha dün- den bu günü ne kadar iyi gördüğü hayretle müşahede edilir Şimdiye kadar 12 kitap yayınla- mış ve son yıllarda iyiden iyiye ku- raklaşmış bulunan şiir vahasında en- Tr rastlanan ümit kaynaklarından biri olan Ü.Yaşar Oğuzcanın edebi de- gori hakkında bu güne kadar bir hay- li mürekkep harcanmıştır. Onun için burada “Akıllı Maymunlar”ı bir ten- kit ve e neşterinin altına yatır- mak yerine, okuyucuyu müsbet ve N emi doğrudan doğruya “Akılı oMaymunlar"la baş başa bi- rakmak daha yerinde m İşte 27 Mayıstan önce elden cle dolaşan ve şimdi “Akıllı mi yer &lan “Kir” şiiri; “Günlerden bir gün - Hamama gideceği tuttu - Sadrazam hazretle- rinin - Bir yanında birinci veziri - Bir yanında ikinci veziri - Bir yanın- da üçüncü veziri - Sonra efendime söyleyeyim - Peşkircibeşısı « Nalıncı- başısı - Sabuncubaşısı - Ve bir sıra yaveri - Binbaşısı'- Yüzbaşısı - Onba- şısı - Velhasıl tam beşyüz kişilik ka- file - Peştemal takıp girdiler hama- AKİS, 16 HAZİRAN 1960 ma - Geçtiler kurnaların başına - Ü- çer beşer - Sadrazam deseniz - Ku- ruldu göbek taşına - Yan gelip yattı - Memleketin en ünlü tellâkları - Sar- dılar dört yanını - Kimisi elini kaptı, kimi bacağını - Bir keseleme, sürtme faslıdır başladı - Tamam oniki saat - Oniki ünlü tellâk - İncitmeden kese- lediler - Hazretin Mübarek vücudu- nu - Öylesine kir çıktı ki sormayın - Her biri nah parmağım gibi - Aman efendimiz bu ne kiri - Demeğe kal- madı - Keselerin altında e-iyip gitti - Koskoca sadrazam - Bütün maiyet erkânı yerinden fırladı - Nittünüz devletliyi - Dediler tellâklara - Tel- lâklar cevap verdi: - Biz yıkadık, ke- seledik - Devletiinin kirden ibaret ol- duğunu bilemedik - Suç bizde değil - Neyliyelim - Kir bitti - Sadrazam el- den gitti.” İşte Akıllı Maymunlardan bir baş- ka şiir daha, “Hesap Dersi”; “Milyonlar hanesinde - Yüzbinler hanesinde sali Lal yalancılar - Onbinler hs- nesinde yağcılar sabuncular - Binler hanesinde hanclar hamamcılar - Yüzler hanesinde semerciler palancı- lar - Onlar hanesinde köylümüz efen- dimiz - Birler hanesinde biz. biz, biz.” İşte size bir de devri sebik koda- manının portresi, Şair kodamanın 8- dını “NK” diye geçişiirmiş. Çizilen tipe göre portrenin kime ait olduğunu bul- mak okuyucuya kalıyor. Şiirin adı “Hayvanat Bahçesi”: “(X) adında birisi - Adam değil eşeKarısı - Nc zevki var ne görgüsü - Ayının irisi - Köpeğin kirlisi - Man- danın kültümlüsü - Domuzun ta ken- disi - Eşşeklik desen Allah vergisi - Bir daha gelmez dünyaya - Hayvanın bu türlüsü.” Kalkınma e içfh yazılmış bir nazire, *Tüy” “Bu düdük izel biz k madık mı - Bu tezek Erim - Biz getirmedik mi köyünüze şu su- yu - Söyleyin nankör herifler - Biz dikmedik mi ME Bin - Bunca ağacı, bunca tüyü? İşte bir başka portre, adı “Papaz”: “Milletin elinde iki yedili - Sulta- nın elinde dört vale - Bir de papaz vardı - Millet rest çekince - Valeler kaçtı - Bir papaz kaldı ortada - Tek istifçiler TERLEMEYE KARŞI ll YEN Eş Hicivcibaşı başına - Canbaz - Hilebaz - Madre- baz - Bir papaz.” Radyonun Vatan Cephesine katı- lanlar ve Radyo Gazetesi üzerine ya- zılmış bir taşlama, adı “Markoni”; “Önce Markoni icad etti - Şu ge- veze kutuyu - Sonra biz icad ettik - Yeni bastan - Nutuk vermesini öğ- rettik ona - Çalım satmasını - KUf- retmesini - Övünmesini öğrettik - Yalnız insan olduğumuzu - Gğrete- medik gitti - Şu geveze kutuya Kuyruklar üzerine valim bir başka taslama, adı “Kuyruk” “Bir yanda saadet kuyruğu - Bir yanda hürriyet kuyruğu - Yağ kuy- ruğu - Peynir kuyruğu - Et kuyru- gu - Kopsun efendim kopsun - Ya Ad- nanın kuyruğu - Ya dananın kuyru- ğu.” Ümit Yaşar Oğuzcan “Kilit” adlı şiirinde şairce bağırıyor: “Ellerime kelepçe vur, - Ayaklarıma zincir - Ağzıma kilit - Seni öldürmeden.” Ümit Yaşar kitabının son bölüm- lerinden birinde yazdığı kıtaları da “dörtlükler” diye toplamış. İşte bun- lardan bir kaçı: “Kahve gibi, çay gibi inhisar ol- du millet - Baştanbaşa hayali inkisar oldu millet - Demokrasi diyerek gel- diniz iktidara - Sayenizde ademi ikti- dar oldu de e “Şu radyo canımıza kaç senedir tak eder - Dinlerken sabır taşıp ku- lak infilâk eder - Aziz vatan satlan- da bu ne biçim cephedir - Kediler tel- graf çekip kuşlar iltihak eder.” “Kaçylüz senedir bekledi yoklukta bu millet - Yokluk bakımından yine bollukta bu millet - Hırsız yine baş- tacı, mürai yine zengin - Hâlâ bir Ü- mit uğruna kuyrukta bu millet.” .3$