MN A -— SİNEMA Türkive Sinemaya da hürriyet Jp:mokratik bir düzenin kurulması yolunda 27 Mayıs inkılâbıyla bir- likte emin adımlarla yürümeğe başlı- yan kutsal hareket, geçen haftanın başlarında Türk sinema adamlarını da bir araya getirdi. Bugün sinemay- la uzaktan yakından ilgili herkesin gayet iyi bildiği şekilde, Türk sine- ması yirmi iki yıldan beri kahredici bir sansür baskısı altında bulunmak- taydı. Tipik bir polis zihniyetini tem- sll eden İtalyan mevzuatından #ynen teretime edilerek 1939 yılında yürür- ilğe konulan “filmlerin ve senaryola- rın sansürü hakkındaki nizamnâme”, belki de dünyanın en ağır sansür sis- teminin Türkiyede yerleşmesine s€- bep olmuştu. Bir araya gelen Türk rejliör, prodüktör, senarist ve sinema yazarları Bayramın üçüncü günü yap- tıkları bir toplantıda durumu gözüer geçirerek, sansür konusunda yazılma sı sayfalar alacak şikâyetlerde bulu nuyor Ve nihayet topluca bir beyan. name yayınlamağa karar veriyorlar- Kendisinden “yirminci yüzyılın sanatı” diye bahsedilen sinema, hal- ve televizyonla birlikte bütün dünya- da önemli bir mevkie sahipti. İki sa- 1 meseleleri bile en anlaşılır her cins seyirci karşısına getirebilen sinema, en azından mi tanınan hürriyetler kadar serbestl!iğe lâyıktı. Fransa, İngiltere, İtalya gibi devlet- ler bugün sinemaya, çeşitli gekiller- de devlet yardımında bulunmaktadır- lar. Anayasa ve hukuk dışı Haa bütün şiddetiyle İs edil- mekte olan faşist İtal menşe sl Banslir ai. a) mızda teminat altına alınmış Man fikir ve düşünme hürriyeti ile taban tabana zıt bir şekilde filmlerin muh- tevasını sınırlandırmaktadır. Nizam- namede on fıkra içinde toplanan ya- saklar “hukukla bağlı devlet” anla- yışına tamamen sırt çevirmiş bir zihniyetin eseridir. Belki yürürlüğe konulduğu çağın ihtiyaçları göz önü- ne alınarak o sırada mazur görülebi- lecek olan yasaklar, 1950 sonrasında- ki tatbikatı ile 'Türk sinemasını kor- kunç bir cendere içine almıştır. Son derece geniş bir alanda istenildiği gi- bi tefsir edilebilen “on yasak” DP. iktidannın Sansür Kurulları tarafın- dan şinemamızın gerçek Türkiyeyi anlatmasını önlemek için akıl ve ha- yâle gelmiyecek şekilde sulistimal e- dilmiştir. Daha senaryo safhasında başlıyan sansür kademe kademe te- sirini büyütçrek filmcilerin karşısına dikilmiş ve her devrin günlük tema- yüllerine göre sinemamız üzerinde bir baskı vasıtası haline getirilmiştir. Bugün yaşadığımız Türkiye'nin ger- çeklerinden başka herşeyi anlatmak- ta olan soysuz. zavallı sinema D.P. iktidannın sansür anlayışının eseri- dır. Memleketi saran iktisadi sarsın- tı ve rejim buhranıy'la birlikte durma- dan şiddetini de arttıran sansür, biz- zat sanslir heyetini bile rahatsız €- der hale gelmiştir. Dünyanın her ye- rinde estetik ounsurlamyla filmlerin gözden geçirildiği bir kuruluş olan sansür müessesesi Türkiyede ta:aa- men siyasi maksatlarla kullanılmış- tır. Böylece Türk filmleri göbekli, mezarlı, mevlütlu pespaye melodram- iar olınakten bir türlü kurtulama- mıştır. Çizginin biraz üstüne çıkma- ga çalışan hir senaryo, gerçek Türk hayatına bir katre olsun yaklaşmağa çabalıyan film, sansürün demir pen- çesi karşısında eriyip gitmiştir. Tür- kiye daha doğmadan öldürülmüş film senaryolarıyla dolu bir memlek&ettir. “Sinenıacısız” sansür D P. iktidarının sansür zihniyeti film leri gözden geçiren Sansür Kurul- larına" bir tek siremadan anlıyan in- san sokmamağa kadar gitmiştir. Ni- tekim gimdiki Sansür Kurulunda Emniyet Genel Müdürlüğünden, İçiş- leri Bakanlığından ve sinemayla en ufak bir ilgisi bulunmayan çeşitli makamlardan gelen üycelerden-mtte- şekkil olduğu halde içlerinde sinema endüstrisi veya sanatıyla alâkalı bir kişi olsun yoktur. En azılı diktatör- lükler bile işi bu kadar ileri götürme- ge cesaret edemezken, Demokrat Par- ti iktidarı yeryüzünde ilk “sinemacı- 8ız” sinenıa sansürünü kurmaktan kaçınmamıştır. Kısacası, Türk sinemasının huku- ki durumu en kaba hatlarıyla da- hi «özden geçirildiği zaman ortaya çıkan gerçekler, demokrasi dışı bir zihniyetin varlığını derhal ortaya ko- yacıktır. 'Türkiyede sinemayla uğraşanla- rın dertleri hakikaten çok fazladır. Geçen salı günü yaptıkları toplantıda sinema adamlarımız şimdilik sadece sanslir konusu Üstünde ilgililerin dik- katini çekmenin bile, Türk sinema- sına büyük faydası dokunacağı nok- tasında birleşmişlerdir. Bu düşüncelerle kaleme alınan müşterek beyannâme, sinemamızın hürriyet ihtiyacını belirterek bugün- kü sansür anlayışına en kısa zaman- da son verilmesini istemektedir. Mu- hakkak ki Türk sinemasına da ar- tık hürriyetini vermenin vakti gel- miştir. Sermayesi BAŞAK TÜRKİYE CUMHURİYETİ ZIRAAT BANKASI Kuruluş tariki : : TL. 750.000.900 Yurdun her tarafında Sayın Müşterilerinin emrindedir. T. C. Ziraat Bankası Şube ve Ajansları aynı zamanda nm de a2ceonteloridir. Tasarruf hesapları için en dolgun ve zengin Fara ikramiyeleri , 1853 SİGORTA (- Vadelilerde her 50, vadesizlerde her 100 lira için ayrı bir kur'a numarası verilir ve bu numaralar keşidelerden 5 gün evvel öğrenilebilir. i 4EİS, 16 HAZİRAN 1960