sn - 8m on Hayliye namusu me adan Mahmut Seyda getiri- migti, Bu !Ayim kirçek bakımlarda Ug gekti Beyda memurluğun sadeve verilen emirlerin Igörü körüne tatbik edilmesi demek olmadığısu, maaşını hak etmek isteyen memurun kanun- emri ta'nik gimemek için kanu- Des kenaine gösterlice MA başvrurmuakin mükellef ulduğunu, ©- ğer kanunlura uygun olarak alınmak istenen bir karar işin loaplarına uy- gun değilse memura düşen vazifenin karar emir hâline gelmeden &âmirini ve mı ikaz olduğunu bi- lenlerdendi. Seydanın bilhassa Eko- nomi Kurumunun seminerinde. Tür- kiyenin Müşterek Pazara Utihakı ko- nusunda söylediği -ve o zamanki Hü- met hissi duydular. Bakanlar Kuru- lu ayrıca, Merkez Bankası Umum Müdürlüğüne Memduh Aytürü tâyin ediyordu. Maliye Bakanlığı Hazine Umum Müdürüyken gösterülği duğ- ru şsözlülük yüzünden Amerikaya sü- rülmüş olan Ayttürü tanıyanlar onun, bu vazifeye tâyin er gahü, Merkez Bankası fonlarını geli- #iyüzal kullanmak isteyecek herkesin karşısına dikileceğinden ve bu işi ancak gümbürtülü bir istifanın haj- ledeblieceğinden emindiler, Geçen hafta içinda cereyan eden bu olaylar, Geçici Hükümetin ekono mimizin her sahasında mevcut pü- rüzleri kaldırmak için programlı bir şekilde hızla çalıştığını gösterdi. Devlet Bakanı Şefik İnan İstatistik Umum Müdürlüğünü ilerde normal idarenin hazırlayacağı kalkınma plâ- lecek hâle getirm Için gecesini gündüzüne katmış çalışırken -bir kaikınma plânı asgari iki yılda ha- zrlanablir. ve kir Türkiyede oni teşklJAt yoktur- ağ yandan Iktisa- di işler yine de derli toplu Kaidelere raptedilmek . istenmektedir. Bunun bAriz işaretlerinden biri de yine Ti- caret Bskanı Cihat İrenin üzerine Gecici Hükümetin Mil Ko- runma Kanununun fiyat tahditlerine dair olan hi MAMEI tamamen kai- dırmak kararını vermesi . olmuştür. Bu suretle eşki rejimin istikrar prog- ramı çerçevesi içinde aldığı karar- lardan biri ancak şimdi yerine geti- rilmiş olmaktadır. Bu karar netice- sinde, toptancı, perakendeci ve it- halâtçı vasıflarının avni şahısta bir- leşemeyeceğine dalr olan pek yersiz hüküm de kaldırılmış olmaktadır. Bundan sonra, Geçici Hükümetin fa- Iz hadlerindek! anormalliğe el a «mı bekleniy B A Peyami Safa Du$ yemiş bülbül Sols çark, marş! Gecen haftanın ” günler- de, bir bul relrini elleri- na slanların yürekleri paralandı. Ah, pi ne Ge Gazete, artık si- a çısıyordu. Hürriyet ge- ıbleri kir yolcu edilmişti, Hürriyet gehitleri Ankaraya varmış- tı, Hürriyet şehitleri ebedi iztirahat- gâhlarına tevdi olunmuşlardı. Siyah başlıklı gazete sekiz sütun! haş- metli resimler basıyor, şiirler ngre- diyor, kasideler söylüyor, mersiyeler okuyordu. İstanbulun diğer gazetele- ri başlıklamrın kırmızı rengini de- giştirmeyse olüzum görmemişlerdi. Am ' Aman yarabbi, her salım göz yaşı akıtan bir çeşme, her cümlesi bir ihtilat beyannamesi, bütün say- falarının mizunpajı -veya mizanseni- bir trajedinin muhtelif perdeleriydit. sonunda okuyuculardan bi- ri, dudağını buruşturarak "Hürriyet glnah çıkartıyor” deydi. Bu, maru günah çıkartıyor” dedi. Bu, maruf Hürriyet gazetesinin dünkü ve bu- günkü manzarası karşısında konmuş en doğru teşhis oldu. Hakikaten, büylk vmanperver ve idanllat Sadet Simavinin ölümünden için olan 4 memleketin hürriyeti degildi. Memlekette hak ve hukuk nizamuun devam: da değildi. Öneroli olam “kâr hürriyeti” ydi. Tirajın ibree'ni du. görmemek, kazauçtarı olmamak d9 bu yana yolun bu öyle yapıldı. Daha Mükerrem Sare- un Devlet Bakanlığı zamanında. biz- zat Sarol tarafından “sayın başveti- şı. Yalnız anlatümakla kalmamış, “biz, bu davada en yakın dostlarımızı bile öldürür, arkasından oturur ağlarız” denmişti. Bu konuş- ma yapıldığı gün kAğıtsızlık yüzün- den tiraj ibresi yüzbinlik bir diişüş de kaydedince, takkeyi öne koyup İ gereken tedbiri simamn (çarelerini di ten ba amıştı. gıdasını fena mamüllerden Ma . uygun et etmekten, Ankaraya bir iş için gelin- diğinde sadece ricâl-i devletle temas etmekten, Muhalefetle ogörüşmeler- den agkınmaktan, Muhalefet sözcü- lerinin beyanlarına yer vern:emekten bagka çare yoktu. Hürriyet gazetesinin rotam, işte bu ilk ihtardan sonra tayin edildi, sonrâları ise sabık devrin müt- cekti. O ne derse o olacak, bütün is- tekleri aynen ve harfiyyen yerine ge lecekti O kadar ki, bundan Üç ay kadar önce Muhalefet Hderi İsmet İnöntinün İstanbula gidişi dahi tek satırla gazetede yer almıyacaktı. Bu hâl ve tutum öylesine dikkat ie, itinayla devam ettirildi ki gaze tenin Ük kuruluşundan beri Ankars Mümessiliiğini yapmakta olan yıl lanmış gazeteci Emin Karakuş, pat ron'arının “kâr hürriyeti” ne uygun hareket etmediği, muhalif (görüşlü olduğu için mümessillikten alındı Yirmi yılık gazeteci Karakuş, Du kadar hizmetten sonra bir “mvuha- bir stajyeri” gibi çalışmak zorunda bırakıldı. Gazetenin yıllardır yazan olan İlhan Epginin durumu da başka türlü değildi. O da Muhalefet tara- ından zehirlenmiş bir yazardı! Üs- ri onun büyük bir sabıkası da var- Yhan Engin 1957 a ar v re np WMünisa adayı idi. memlekette “İhtilal iy çe — ur ww vd vaa gp