a N Cilt: XVI, Sayı: S0 Al poe MÜFTÜ TAKTU ALİZE KİS 16 HAZİRAN 1060 , , , YURTTA OLUP BİTENLER Millet Çalışma zamanı u hafta, uzun yıllardan, hattâ 1950 den de evvele giden pek uzun yıNardan sonra ilk defa olarak Türk nilleti kendisini idare eden mesul şa- hisların ağzından memleketin hakiki durumunu öğrendi. Sadece öğren- mekle kalmadı, çok çalışması ve ke- merletini sıkması tavsiycsini de aldı. Gerçi bu tavsiyeler vaktiyle de yapı- tırdı, fakat bunlar meşhur Kalkınma Edebiyatının parçalarıydı ve e Cadillac'lardan inmeyen, şarklı baplarına binbir gece âlemleri e tan kimselerin ağzından çıkardı, Ge- çen haftadan bu haftaya Ticaret Ba- kanı Cihat İren, Devlet Bakanı Şe- fik İnan, Sanayi Bakanı Muhtar U- luer ancak politikacı olmayan devlet adamlarına has açıkkalplilikle her yi radyodan millete olduğu gibi an- lattılar. Gerçi bu suretle meşhur İ- marcının ve Kalkınmamızın baş mi- marının marifetleri daha açık şekilde ortaya çıktı, Menderesin Türkiyeye bir takım hizmetler yaptığı mâsalı “ bütün cazibesini kaybetti. -Buna hâ- lâ inanmakta devam cden, galiba 80- 4 e. Milli Birlik Komit: Meşruiyet mutlaka seçime bağlı değildir dece bizim iyiniyet dolu Amerikalı dostlarımızdan ibarettir-. sit vatandaşa herkesin omuzlarına mühim vazifeler yükledi. Hâdiseler gösterdi ki milletçe selâmetimiz D.P. li politikacıların açtığı “az İş - çok kazanç” yolunu ebediyen kapeyıp “Çok iş - az verim” istikametinde si- 5 ilerlemektedir. Geçici İdarenin ulleri, sclefleri gibi gökteki ayı Dai etmekten de dikkatle sakındı- lar. Yük ağır, yol uzun, zahmet çok olacaktı. Nitekim aldıkları cesaretli kararlarla eşiğine geldiğimiz felâkc- ti durdurmaya muvaffak oldular. Bu haftanın başında herkes yeni idarecilerin (giriştikleri. hareketin kurtarmak” tan ileri bir va- sıf taşıdığını farketmekten geri kal- madı. İrenler, İnanlar, Uluerler ve bugünlerde konuşacak olan Alican- lar yarın iktidardaki yerlerini alma- ları mukadder -ve elzem- profesyo- nel politikacılara başarı yolunu da göstermiş oldular. Zira 27 Mayıs ha- reketi ispat etmiştir ki milleti kan- dırarak iktidara gelmek kabildir, milleti kandırarak iktidarın ömrünü uzatmak da kabildir ama milleti nl KU Sİ toptantı kalinde kandırmanın insanı sürüklediği âAki- bet bir nefret ve iğrenme denizinin ortasındaki Yassıadada ikamçje mec- bur edilmektir. İnkılap Saat 12 yi vurdu (Kapaktnkt Bakan) (Gesen haftanın sonlarında bir üni akşamın Anaraya çökmek üzere olduğu saatlerde Adalet Bakanlığı- nın Kütüphanesindeki otu kişilik upuzun masada oturanlardan iri, ya- kışıklı yüzlü, beyaz — b adam etrafına em s0 “— Ne mutlu! ödğiler babalar ve torunlar m hukuki meseleyi gö- şmek üzere hir araya geliyorlar, rahatça, serbsstcc konuşuycrlar, ka- rarlara varıyorlar” dedi. Konuşan İstanbul Üniversitesinin meşhur hocası Hıfzı Veldet Velide- deoğluydu. “Dede”.diye «bahsettiği masanın başındaki başkanlık mevki- ini işgal eden Ord. Prof. Tahir Ta- nerdi. “Baba” diye kendisinden bah- gcdiyordu. “Torun”lar derken yan ta- raflarda oturan askeri adi hâkimle- uammer Aksoya bakıyordu. AKİS, 16 HAZİRAN 1960