DÜNYADA OLUP BİTENLER dı, öğretmenleri korkuttu ve tabelâ- ların Dila gl önledi. Fakat, ö ı 8 Mays sa takı ii ın Ö geçenler her iri tapeldem da ç yaslıboyay- K kspuatıldığım göre , Eh! Ark Doktor için tsbelâları Sami razı cmakt — be xa yapılacak iş kalmı- du. at Küçük meağlübiyeti bir türlü le eunek istemiyordu. Bir- Xxaç gün sonra yapılan Çiftçiler Kon- Eresindo 832 aldı. Ilerkes ondan 27 s İnkılâbının hakiki mânası hak- İl lerken o uzun karşı olan mir nattarlığını ve onun Kıbrısa olan iyi- Uklerini anlattı. Doktor asla nankör olamazdı, halktan da nankör olma- ma'arını istiyordu Mender»s'n tezat- ı politikasıy'a la, ii klüğüne ns- ler kaybettisdiğin « ivi bilenle: üttin bunlara dare iiar. Aklı ba- nda olan » Kıbrıs Türklüğü- nün kazandıklarının biğlün bir Ana- Makim a pare bütün hâlinde Türk Caman inde olmasından ileri geld: e “irk üssü, Türk vatan- daşlığı mut'sk iktisadi yardım hak- kı ve kar 'ew'mfum gihi- kaybedilen- larin tek moswlümlün is< Menderes ile Zorlu o'duğuru biliyordu Bu o kadar bsyleydi &i Kenferansndan önce Par!s*» Averoff'la ilk rizli te- mas'a'ın: vapan Zorlu, NATO Genel Sekreter!'finin Chaillot Sarayındaki eski geçici binasındaki kafetaryada Küçük ile Denktaşı. sembolik bir sa- rı madı gı na Yunanistanın bu konudaki ısrarı kanında bizim de bu noktada kıskanç davranmamamız gerektiğine ikna etmeğe çabalıyordu. Neticede Daenktasın Türk Hükümetiyle açıkça ihti'âf hâline düşmekten çekinmeyo- ceğini söylemesi üzerinedir ki Zorlu sembolik bir Türk birliğinin Kıbrısa gönderilmesi için Yunanlılar nezdin- de teşebbüste bulunmayı kabul et- mek zorunda kalıyor ve bu teşebbüs- ler o 'sayede nisbi bir başarıya ula- gabiliyordu. Fakat, Doktor Cenapla- rının bütün bunlarla ilgilendiği yok- tu. Onun için mühim olan, kendisini 'Türk Cemaatinin diktatörü hâline sokmağa çalışan bir diktatörlük he- veslisi idarenin Anavatanda ıskat edilmiş olmasıydı. Diktatörlük he- veslileri Anavatanda iktidardayken Kıbrıs Tüklünün Anavatandan istek- lerini Ankara nezdinde bir kere bile ısrarla savunmamış olan Küçüz, şimdi Anavstanda olup bitenlere rağ- men bir Mendereşsçilik putu etrafın- da mı Kıbrıs Türklüğünü toplamağa kalkışıyordu? Küçük, mahiyeti pek anlaşılamayan bu konuşmalarından hiçbir notice elde edeinedi. Bir iki . BM... i e gün içinde Lofkoşe çöpçüleri, resmi binalarda bulundurulmukta olan Ba- yarın, ME e n ve Zerlusun resim- lerini sokaki ı teplumak zorunda kaldılar. Artık, ne oku: kapılarında, ne resmi binalarda, ne sokak tabelâ- larında, ne de hattâ D klorun guze- tesinin idarchancsinde sâbıklardan kalmış tek bir hatırışu rastlamak kaabildi. Ankara temasları İs te, Kıbrıs'ı Türk liderler bu hava içinde Ankaraya geldiler, Ankarada hiç kinse, resmen ““'“stakbel Kıb- rış Cumhuvbuşkanı Yarlımcısı” ün- vanını taşıyan bir zata, siyasi mâzisi ne olursa olsun kötil muamele ctme- &i aklından dahi geçirmiyordu. Ger- Rauf Denktaş Sırasuz bekk'yen adem çi, hususi bir sempatiyle karşılanma- * dığını o da anlarhıştı. Bu sebeple, fazla sesini çıkarmadı ve işlerin ida- resini daha çok Denktaça (bıraktı. Yen!'“Hükümet, en yetkili ağızlardan, Türkiyenin Zürih ve Londra Anlaş- malarına bağlı olduğunu ve Kıbrıs Türk Cemaatinin Anavatanın tam desteğine sahip olacağını en kesin şekilde tekrarladı. Bu arada İnönüyü ziyaret eden Kıbrıslı liderler C.H.P, Genel Başkanından da ayni . sözleri duydular. Denktaş, Ankaradaki mu- hataplarma Başpiskopos o Makarlo- sun son tertipleri karşısındaki endi- gelerini açık bir lisanla anlattı. İngi- Ni üslerinin mesahası meselesi aşa- edilmişti. Herkes İngi- liz üslerinin e 95 mi) kare ile 1090 mil k arasında Olmasını kabul edivor du Üpazarlikcı başnapaz buna r Igesi içinde, ada- cılar Kıbrıs hâkimiyeti ai- turda bu mü aca ol Rum köyleri- nin Kıbrıs hâkximiyetindeki araziyle tam iltisak hllinde olmasını istiyor ve bu maksatia İngiltereyi bazı as- keri tesislerden fedakârlık etmeğe dâvet ediyordu. Fakat, bu son diren- melerden sonra işin bir neticeye bağ- lanacağı oumuluyordu. İngilterenin Adaya vereceği iktisndi yardım Ko- nusu da hemen hemen halledilmist!. İngiltere bu arada Türk Cemaatine bir yardım vermeği de kabul ediyordu. Fakat, asıl pürüziü mesele, başpapazın İngilterenin Kıb-ıstahi Üs bölgesini terkettiği takdirde bu bölgeyi Kıbrıs Cumhuriyetine geri vermeği şimdiden vaad etmesini ix- temesiyle ortaya çıktı Denktaş ve arkadaşları Tondra Anla;malarının. İngilterevi Adanın hakik! asker hâ- kimi hâline getirdiğini ve Üslerdeki İngiliz birlikleri (oçekilirlerse, As umlarının -ki tethişçilik teşkilâtını gizli olarak hâlâ ayakta tutmakta- dırlar. Enoslsi bir emrivâki kâline getifmek için imkânları açılmış göre- ceklerini ve en asağısından sımara- caklarını pk A'â& anlıyorlardı. Bu du- rumda istetikleri şey, Kıbrısta sta- *ükoyu garanti edenler arasında bi- lunan İngilterenin Adadan çekilmesi hâlinde Kıbmstaki askeri tertiplerin yeniden gözden geçirilmesiydi. Dışs- isleri Bakanlığındaki diplomatlar 1s», bu takdirde durumun ilgililerce ye- niden müzakere konusu olacağını be- lirtmekle yetiniyorlar ve -hele Mayıstan sonra Türkiyenin Kıbrıs konusunda da kazandığı yeni kuvve- ti pek hesaha katmayarak- bu piülrüz- lü mesele hakiki bir hâl çaresıne ka- vuşturulmadan da olsa. artık işi hol- letmekte biraz aceleye kapılıyoplardı. Denktaş ise Makariosun ve tanın ilânihaye bakleyemeyecekleri- rl, Londra Jınlasmalarının palikarva zırıltısından başka gayri «ciddi hir tehdit altında olmadığını, hele Kık- rıs Türk Cemaatine gereken iktisadi yardım. verilirse zamanın bizin lehi- mize işleyeceğini söylüyordu. Denk- taşa göre Türkiye. Yunanistan ve tıbrıs arasında, İngilterenin Üs böl- gesini terketmesi hâlinde alınacak yeni tertipler hususunda tam bir an- laşmaya varılmadan üslerinden çe- kilmeyeceğine dair İngiltereden şim- diden bir deklârasyon temin edilme- liydi. Yeni parti Kab Türk Mderler Lefkoşeye döndükten 80: haftanın gede bir basın toplantısı yapıyor ve AKİS, 16 HAZİRAN 1960“ i -