SİNEMA “Aşk ortakları”ndan bir sahne Üçlü macerüa Hemingway'in “A Farewell to Arms- Silâhilara veda” adlı eseri David O. Sleznick tarafından John Huston'un elme teslim edildiği vakit ne kadar Charles Vidor'a verilmesi de o kadar endişeyle karşılanmıştı. Vidor'un “Si- lâhlara veda”ı bu endişelerin ne ka- dar haklı olduğunu ortaya koyuyor. Hemingway'in en iyi eserlerinden 0- lan' “Silâhlara veda”, tıpkı Premin- ger'in “Merhaba hüzün” de yaptığı gibi tamamiyle ruhsuz bir hale giri- yor, tabiatiyle Hemingway'in en iyi eserlerinden biri bahis mevzuu oldu- ğu için bu başarısızlık daha göze çar- pıcı bir hal alıyor. Hemingway'in mâ- | nasız bir savaş içinde sonu acıyla bi- ten kuvvetli bir aşk macerasını, insa- nı sarsan bir şekilde veren eseri, alel- âde bir aşk ve savaş hıkâyesı hahne geçiyor. Richard Brooks'un “The Brothers Karamazov - azof kardeşler”i ilk iki adaptasyonun başarısızlığını geride bırakıyor. İşin en acı tarafı. Brooks'un bu adaptasyona Premin- ger veya Vidor'dan daha ciddiyetle Ve saygıyla. yanaşmış olması. Fakat niyet yaya kalıyor, ancak bir Dos- toyevski'nin elinde “inanılır” bir kı- lığa bürünebilecek olan “kardesler”, beyaz perdedeki versiyonda birer kuk- la kılığında, anlaşılmaz tipler olarak beliriyorlar. Bu “iddialı” adaptasyonlar yanın- da, Philip Dunne'un John O'Hara'nın romanından beyazperdeye aktardığı “10 North Frederick, U. 8. A, -Unu- tulamıyan günah” kendi ölçüsü icin- de daha bağarılı bir eserdir Kocasını siyasji mücadeleye Bökmak istiyen ih- ARISLA EYLÜL 1909 tırash bir kadının -Geraldine F'itzge- d- “maderşaâahi” idaresinde birer bırer hayatın acı gerçekleriyle tam bir çöküntüye ıığravaâ ailenin diğer fertleri, baba -Gary Cooper-, kız -Di- ana Varsi-, oğul -Ray Stricklyn-, Hol- Iywood stüdyolarının ekseriya propa- gandasını yaptıkları “Amerikan aile- si'nin, “Amerikan hayat tarzı”'nın ters yüzünden bâzı sahneler ortaya koymaktadır. Jos& Ferrer'in çevirdiği ve başro- lünü üzerine aldığı “I Accuse! -Drey- fus dâvası”, geçen yüzyılın sonunda- ki bu meşhur dâvaya, beyazperdede oldukta iyi niyetle yaklaşmıya çalı- uları -Ferrer, Anton Walb- Genn, Emlyn Williams- ve alâ.ka çeken mahkeme — sahneleriyle seyircileri sürükliyen, fakat dâvanın siyasi, içtimai ve ımanî büyüklüğüne hiçbir vakit erişemiyen bir eserdir. Leo MeCarey'nin 1939'da Charles Boyer ve Irene Dunne ile birlikte çe- virdiği “Love Affair”den, Cary Grant ve Deborah Kerr ile meydana getir- diği “An Affair to Remember :Unu- tulamıyan kadın”, ancak belli bir çer- ceve içinde ele alındığı, ait olduğu nev'in klişeleri gözönünde tutulduğu vakit eğlenceli ve sürükleyici sayılâ- bilir. Başıboş bir bekâr ile eski bir gece klübü şarkıcısının 'bir deniz yol- culuğunda başlıyan aşk macerası, bel- Hi bir günde Empire State Building'in üst katında bulusma kararı, genç ka- dının geçird kaza ile randevuya yotışomemesı kronik bekârın ancak kendi elinden cıkmaş bir resmin gizlice genc kadın tarafından satın alındığı- nı Öğrendiği vakit sevildiğine inan- ması mhd magazin buluşlarına. göz uğu takdirde, filnide yer alan yun suld tatlı mizah, iki baş oyuncunun usta oyunları, MeCarey'nin yeni versiyonu- nu “seyredilebilir” hale getirmekte- dir. Listede yer alan tek kovboy fil- mi, Robert Pariish'in “Saddle the Wind —1*.. anlı ihtiras”ı da, yine ancak ka içinde ele Ş şiddetin tehdidi karşısında kalan kü- cük bir topluluğun huzursuzluğu 0ol- dukça anlayışlı bir yolda ortaya Ko« nulmaktadır. Tanınmış koregraf Michael Kidd'- in rejisör olarak çevirdiği ilk film “Merry Andrew -Cambazhane kralı”, Kidd'in burada pek az gösterdiği )m- reograf ustalığıyla değil, Danny Ka- ye'in oyunu sayesinde ayakta durabil- mektedir. “10 North Frederick”in yazarı John O' Hara'nın, bambaeka bir tarz- da, müzikli komedi tarzında meydâ- na getirdiği “Pal Joey”, ilk defa 1940 ta Broadway sahnelerinde Gene Kelly ile temsil edildiği vakit başarısızlığa uğramıştı. 1950 de yeniden Broadway sahnesine çıktığı vakit ise, mevsimin en sevilen müzikli komedilerinden bi- ri haline geçmişti. George Sidney'nin Frank Sinatra, Rita Hayworth, Kim Novak gibi oyuncular, Richard Rod- gers ve Lorenz Hart'ı#P?peste ve güf- teleri ile çevirdiği “Pal Joey -13 ün- cü misafir” ise, bu iki sahne temsüi- nin vasatisine erişebiliyor. Müzik k litesi bakımından birbirlerinden b - yük .bir fark göstermekle birlikte, film olarak aralarında büyük seviye farkı olmıyan iki eserden biri, tanın- mış “blues” bestecisi William C. Handy'nin hayatını anlatan “St, Lo- uis Blues -Altın ses”tir. Nat “Kı'ng" Cole, Ella Fitzgerald, Pearl Baily Ertha Kitt gibi cazcıların yer a.ldığı “Altın ses” biyografi olarak başârı sız fakat Handy'nin en tanınmış “blu-' es'lerini dinletmesi bakımından lâka çekicidir, Fakat, Allen Reisnet'- in bu filmi yanında, Henry Ephron'ui rock'n'roll!'cu Tommuv Sands'i oynat- tığı “Sing, Boy, Sing -Caz şarkıcısı"- nda, blues'lerin yerini dolduracak zik de bulunmamaktadır. Filmin ori- jinal İngilizce adı olan “Seven Hills of Rome -Roma'nın yedi tepesi” ye- rine, italyancası olan — “Arrivederci Roma”yı tercih eden ithalciler Marlo Lanza'nın ses istik manzaralarıyla kalabalık bir seyirci topluluğu çekeceklerini Ümit etmekte her halde yanılmıyacaklardır âma, sinemaseverlerin 'bundan birşey kaza- nacakları da hiçbir vakit ileri sürü- emez. “Arrivederci Roma”, mâünasız bir hikâyenin, mânasız diyaloğlarla ve alabildiğine kötü oyunla baâaştan sona sürüp gittiği, seyircilerin ancak Lanza'nın gür sesiyle uyanık dura- bildiği bir eserdir. Geriye, —Amerikan filmi olarak, birbirinden mânasız iki eser daha ka- hyor. Bunlardan biri, Willlam Dietere ., le'nin uğrunda bir İran yolculuğunu”: S1