1 Eylül 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

1 Eylül 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

dır. Bu, evhlik kumaşını yavasş yavaş delik deşık eden- bir güvedir. Halbuki kadinlârın hayadli geniş- t.r İstödikleti zamamn evlerinde sıca.k. eğlenceli Ve 'mesut” bir hava- yaraât masını bilirler, Her gün ayni el'biseyi giyen kadıin sıkıcıdır. Sık sık ayni ye- mekleri pişirmek de hoş bir şey değil- dir. Hep ayni mevzu Üzerinde konuş- mak, hep avni şeyi yapmak sâde er- keğin değil, evdeki çocukların da ca- nını sıkar. Kadınlar gülerek “üÜnifor- ma” diye isimlendirdikleri gündelik elbiselerini sık sık değiştirmeli, ba- Zan saçlarının biçiminde, bazan ev- lerinin döşeme tarzında, bazan ye- meklerde, bazan da her günkü âdet- lerinde ev halkına sürprizler yapma- hıdırlar. Bu sürprizleri hazırlamak Bi- le o kadar zevklidir ki, kadına neş'e ve (lmit verir. Ev kadınının neş'esi ise sAÂridir. Bütün ev halkı kısa zamanda bu sevimli hastalığa yakalanır, mes'ut olmayı öğrenir. İ Çocuk Önce sağlık! ]lemen her ailenin çocuğu vardır ek çok kimsenin evinde, ço- ouk için ayrılacak oda yoktur. Anne- nin, babanın yanında yahut oturma odasında yatan çocuklar ekseriyeti teşkil eder. Çocuğun ayrı bir yeri ol- masa bile sağlığı bakımından yattığı oda UZeunde titiz olmak lâzımdır. dikkat edilmeli, oda gü fa havalandırılmalıdır. mühim ihtiyaçlarının başında temiz hava gelir. Üşütüleceği korkusuyla ncere açmamak pek bilgisizlik olur. Çünkü, üşütmekten çok, pis hava al- masından korkulmalıdır. Bol hava al- mıyan çocuk büyümez gelişmez, za- yıf ve çelimsiz Çocuğun yattı ğı odımm eş_vası az olmalı, dantelli perdeler, örtüler bu- lundurulmamalıdır,. Yani toz tutacak eşyalara yer verilmemelidir. Böylece hem toz önlenmiş olur, hem de temiz- lik daha kolay yapılır, Çocuğun yat- tiğı odanın yalnız havadar olması kâ- fi değildir. Evin en güneşli, ve en çok ışıklı yerinin seçilmesi şarttır. Ke- miklerin gelişmesi için fosfora olan ihtiyaç 'bilindiğine göre, fosforun an- cak gün ışığında kemikleri besliyece- ği de unutulmamalıdır. Her anne ço- cuğun süsünden çok sağlığına özen- melidir. Meselâ kundak çocuklarının bakı- mındaki ufak ihmaller, pişik denilen çok ıstırap verici hale sebep olur ve üstüne titrenen bebek bu yüzden acı cekefr, durmadan ağlar. Pişiklerin se- bebi bazı çocukların derilerinin fazla hassâs olmasıdır. Ufak bir ihmalle pişikler meydana gelir. Bu pişikler, çamaşırın vücuda değdiği yerlerde, kırmızı noktalar veya deri kızarmâsı şeklinde görülür; ilerlerse deri soyu- labilir. Umumiyetle pişiklere idrar ge- bep olur. İdrar vücuda temas ederse, Hastik don da kullahnıldığı takdirde, ıslak bezlerin kurumasına imkân ver- miyeceği için pişikler meydana gelir. Bu gib hı.llerde, sık sık bez değ'lştir— âğ“? i Jn'LUL 1959 Hayvanlar Klmseslz çocukların okutulduğu İstanbul Yetiştirme Yurdunu duyan, Diyarbakırlı onbir yaşında bir çocuğun, hayvan sırtında gün- lerce meşakkat çektikten sonra İs- tanbula geldiğini, okulu bulup “Be- ni okutun” diye yalvardığını, buna cevap olarak da kayıtlar kapandı dendiğini, çocuğun hiç değilse ilk- okulu bitirmek istediğini, gazetede küçük bir haber olarak okudum. Bu çocuğu okutacak hamiyetli va- tandaş aranıyordu. ber acıydı, ama- okuyucular için ender rastla- nan, şaşırtıcı haberlerden değildi. Çünkü, hali vakti müsait olmadığı için okuyamıyan ve hayatını kazan- dıktan sonra borcunu ödemeği vaad edenlerin verdikleri ilânlara sık sık rastlanıyordu. Nihayet — hepimiz biliriz ki, okuma çağında olduğu halde okuyam:van, İş Kanununa bi- le uyulmıyarak, kaçamak fabrika ve gemilerde ağır işlerde çalıştırı- lan çocuklar vardır. Okumaktan mahrum kalıp calışmd zorunda olan yaptıkları işleri sıra- pazarlarda — küfecilik — e- denler, evlere evlâtlık ad - nıp, en ağır hizmetlerde kullanı- lanlar, babası işe, annesi hizmetçi- liğe gittiği için okula devam ede- ve kendinden küçük kar- deslerlne bakmak 7nrunda olanlar hemen akla gelenl Kimsesiz çocuklar, fuklr çocuk- lar, okutulmavan çocuklar, mutlak halledilmesi icap eden bir cemiyet problemi olarak ele alınmadığı için, kötü şartlar altında ezilen bu ço- cuklar yardım beklerken, Batı ve İnsanlar Fatma ÖZCAN memleketterinde mevcut olan Hay- vanları Koruma Cemiyetinin bir - kopyası, bizde de kurulmuştur! Bu Cemiyetin gayesi adından da anla- şıldığı gibi hayvanları korumak- tır, hayvanlara eziyet edilmemesi- ni, onların sağlığını ve bakımımnı temin etmektir. Ancak insan sev- gisinin iİhinal edildisi bir Mmemle- kette, hayvan sevgisini cemiyetler kuracak kadar büyütmek, bu sev- giyi yaygın halde getirmeğe gay- ret etmek, olsa olsa bir fantezidir. Evindeki hayvanı titizlikle bes- leyen, temizleyen, hastalanınca ba- kımını temin eden, fakat bu ihtima- mı bir çocuktan esirgeyenler pek çoktur. Kömür arabalarında,n dö- külen kömür kırıntılarını toplayan ya da apaıtuııın çöplüklerini karıs- tıran çocuğun yanında aynı çöplük- teki kemıkk—rl kemiren topal kö- pek, hayvan sever kimse tarafından almıp, Cemiyetin himayesine tevdi edilirse, bu kimsenin hareket tar- zını takdir etmek, — samimiyetine inanmak fazla iyimserlik olur. Simdiki halde Hayvanları Koru- ma Cemiyetinin, höyle marazi sev- gileri desteklemekten başka bir işe yaramadığı aşikârdır. Bu Cemiyet yerine, insana el uzatan, çocuklara, yaşlılara, sa- katlara, kimsesiz ve düşkün kadın- lara yardım etmeği gaye edinen bir cemiyet kurulsaydı Mmuhakkak ki, faaliyeli daha müsbet olurdu. Fn- kat, kötü taklitcilikten kurtulama- dığımız müddetçe, fayda ve doğru, daima gösterişten sonra düşünüle- cektir. meli ve bezlerin içine az miktarda asit borik ekilmelidir. Çünkü, bu toz id- rarda amonyak yapan — mikropların faaliyetini durdurur. İlerlemiş pişik- lerde ise soyulmuş derilerin üzerıne oksıt dö Zenk merhemi sürülme şiği bu hale gelmiş çocukların ban- yosunda bir müddet için sabun kul- lanılmamalıdır. ' Ev Ucuz güzellikler azı evlerde pencereler içerlek olur. Bu kısımdan istifade etmek müm- kündür. Hem odanın bir köşesini süs- ler, hem de az masrafla kendinize ve- ya yeni yetişen genç kızınıza Zarif bir tuvalet köşesi hazırlayabiıiraıniz duvarın iki tarafına çakılacak çıtalar üzerine oturtulmalıdır. Tahta iyice yerleştirildikten sonra Üzerine aynı ölçüde kestirilecek cam lmalı- dır. Çiçekli yahut iki renkli kareli basmadan, Üst kısmı iki sıra büzgü ile kabartılmış geniş bir volan etek yapıp, tahtanın kenarına tutturulun- ca, tuvalet masası hazırlandı demek- tir. Önüne, eski bir tahta ıskemle, onun Üzerine de perdelerin hasmasın dan yapılmış bir minder konuluma, köşeniz çok sade bir şekilde süslen- miş olacaktır. Tuvaletin altına yapı- lacak düz renk küçük bir seccade bu güzelliği tamamlıyabilir Bazı evlerde de kapı yapılacakken vaz geçilmiş gibi, duvar girintileri vardır. Bu kısımdan da aynı şekilde istifade edilebilir. Duvar boşluğunun etrafında tahtadan kalın bir çerçeve yaptırılabilir. Bu çerçeve duvarın i- çine geçirilmeli, masa kısmını teşkil edecek olan düz ve boyalı tahta iki yandan çerçeveye tutturulmalı, üzeri- ne ya ayna, va da cam konulmalıdır. Masanın etrafına, içine pamuk doldu- rarak yapacağınız kalın bir kordon gecirilmelidir. Kordonun ucundan tut- turulacak organza etek, yere kadar sarkacaktır. Dmarın ic kısmı ucuk bir tenge, meselâ hdır. İki tarafa yerlesürîıecek kücük abajurlar, duvar ren üzerindeki ayna ile istenilen aydın!ı- ğı temin edecektir. Pt

Bu sayıdan diğer sayfalar: